====== Acz ====== * “... vâsıta-yı rızk-ı helâl, iktidar ve ihtiyar ile olmadığını; belki, **acz** ve zaaf ile olduğunu anlamak için balıklar ile tilkileri, yavrular ile canavarları, ağaçlar ile hayvanları muvâzene etmek kâfidir.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 23.)) * “... emr-i kün feyekûn’e mâlik bir Sultân-ı cihan’a, **acz** tezkeresiyle istinad eden bir adamın, ne pervâsı olabilir? ... Evet, ârif-i billâh; **aczden**, mehâfetullahtan telezzüz eder. Evet, havfda lezzet vardır. Eğer, bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan suâl edilse: ‘En lezîz ve en tatlı hâletin nedir?’ Belki diyecek: ‘**Aczimi**, zaafımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak, yine vâlidemin şefkatli sinesine sığındığım hâlettir.’”((A.g.e. s. 32.)) * “[[ibadet|İbadetin]] mânâsı şudur ki: Dergâh-ı ilâhîde abd, kendi kusurunu ve **acz** ve [[fakr|fakrını]] görüp kemâl-i rubûbiyetin ve kudret-i samedâniyenin ve rahmet-i ilâhiyenin önünde [[hayret|hayret]] ve [[muhabbet|muhabbetle]] secde etmektir.”((A.g.e. s. 43.)) * “Hulfü’l-vaad ise hem zillet, hem tezellüldür. Hiçbir cihetle celâl-i kudsiyetine yanaşamaz. Hulfü’l-vaîd ise ya aftan, ya **aczden** gelir. Hâlbuki küfür, cinâyet-i [[mutlak|mutlakadır]]; affa kabil değil. Kadîr-i [[mutlak|mutlak]] ise, **aczden** münezzeh ve mukaddestir.”((A.g.e. s. 87.)) * “Nasıl ki, açlığın dereceleri nisbetinde ve ihtiyâcın envâı miktarınca taamın lezzeti ve derecâtı ve çeşitleri anlaşılır; onun gibi sen de nihayetsiz **aczin** ve [[fakr|fakrınla]], nihayetsiz kudret ve [[gina|gınâ]]-yı ilâhiyenin derecâtını fehmetmelisin.”((A.g.e. s. 136.)) * “Hem [[insan|insanı]] bütün hayvanâtın mâdûnuna düşüren hadsiz zaaf ve **aczi**, [[fakr|fakr]] ve ihtiyâcâtı.. ve bütün hayvanlardan daha bedbaht eden vâsıta-yı nakl-i [[huzun|hüzün]] ve elem ve gam olan [[akil|aklı]], o nur ile nurlandığı vakit; [[insan|insan]], bütün hayvanât, bütün mahlûkat üstüne çıkar. O nurlanmış **acz**, [[fakr|fakr]], [[akil|akıl]] ile, niyaz ile nazenin bir sultan.. ve fîzar ile nazdar bir halife-i zemin olur.”((A.g.e. s. 250.)) * “... [[insan|insan]], nihayetsiz **acziyle** nihayetsiz beliyyâta maruz ve hadsiz âdânın hücumuna müptelâ.. ve nihayetsiz [[fakr|fakrıyla]] beraber nihayetsiz hâcâta giriftar ve nihayetsiz metâlibe muhtaç olduğundan; vazife-i asliye-i fıtriyesi, [[iman|imandan]] sonra [[dua|duadır]]. [[dua|Dua]] ise, esâs-ı [[ubudiyet|ubûdiyettir]].”((A.g.e. s. 337.)) * “... Fâtır-ı Hakîm, [[insan|insanın]] mahiyet-i mâneviyesinde nihayetsiz azîm bir **acz** ve hadsiz cesîm bir [[fakr|fakr]] dercetmiştir. Tâ ki, kudreti nihayetsiz bir Kadîr-i Rahîm ve gınâsı nihayetsiz bir Ganiyy-i Kerîm bir Zât’ın hadsiz tecelliyâtına câmi geniş bir ayna olsun.”((A.g.e. s. 342.)) * “[[insan|İnsan]] şu kâinat içinde pek nazik ve nâzenin bir çocuğa benzer. Zaafında büyük bir kuvvet ve **aczinde** büyük bir kudret vardır. Çünkü o zaafın kuvvetiyle ve **aczin** kudretiyledir ki, şu mevcudât ona musahhar olmuş.”((A.g.e. s. 348.)) * “**Acz**, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Hâlbuki en keskin tarîk olan [[ask|aşk]], nefisten elini çeker, fakat mâşuk-u mecâzîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakikî’ye gider.”((A.g.e. s. 520.)) * “[[insan|İnsanın]] zaaf ve **aczini** ve [[fakr|fakr]] ve ihtiyacını, bir Kadîr-i Rahîm’e [[tevekkul|tevekkül]] ile tedavi eder.”((A.g.e. s. 691.)) * “Madem o kudret-i ilâhî lâzıme-i Zâtî olur, o Zât-ı Ezeliye, hem zarûre-i nâşie; onda zıddı olamaz, **acz** tahallül edemez.”((A.g.e. s. 786.)) * “... **acz** u [[fakr|fakr]] [[suur|şuuruyla]] bezeli bir mü’min için, Cenâb-ı Hakk’ın öyle teveccühleri olur ki, bakarsınız [[allah|Allah]] (celle celâluhu), hiç olmayacak şeyleri ona yaptırtır. Her şey öyle yerli yerindedir ki, dehrin hâdiseleri karşısında birilerinin onu kurtarmak için müdahale edip by-pass yapmasına ihtiyaç kalmaz. Bu durumu gören fert, olup bitenler karşısında ‘Ümitsizlik ve yeise düşecek ne var?’ diyerek şevkle hareket eder. ‘Niçin şükür duyguları içinde O’nun yolunda koşturup durmayayım ki!’ der, şevkle şahlanır. Daha sonra da sağanak sağanak başından aşağıya yağan nimetler karşısında sürekli tahdis-i nimet mülâhazasıyla gerilime geçer ve bir ömür boyu hız kesmeksizin yoluna devam eder. İşte Üstad Hazretlerinin, [[insan|insanı]] [[sevk|şevk-i mutlak]] ve [[sukur|şükr-ü mutlaka]] ulaştıran **acz** u [[fakr|fakr]] mülâhazası budur. Yoksa buradaki fakirlik ve **acziyetten** kasıt, maddî fakirlik, [[insan|insanın]] dünya adına hiçbir şeye malik olmaması demek değildir. Evet, Hz. Pîr’in ortaya koyup anlatmak istediği **acziyet** ve fakirlik, [[insan|insanın]], insanî realiteler içinde neye malik olduğunu ve ne kadar aciz olduğunu görüp idrak etmesi demektir. İşte bu yapılabildiği takdirde kalbdeki nokta-i istinat ve nokta-i istimdat tam duyulup hissedilecek ve böylece [[insan|insan]], kendini Hakk’a ulaştıran, [[allah|Allah’la]] münasebetini derinleştiren kestirme bir yola girmiş bulacaktır.”((M. Fethullah Gülen, [[https://herkul.org/kirik-testi/enaniyet-caginda-acz-u-fakr-yolu/|“Enaniyet Çağında Acz u Fakr Yolu”]])) ====== Acz-i Mutlak ====== * “... en âlâ ve en yüksek tarîk olan tarîk-i ubûdiyet ve mahbubiyetin dört esasından en büyük esası [[sukur|şükürdür]] ki, o dört esas şöyle tâbir edilmiş: ‘Der tarîk-i **acz**-mendî lâzım âmed çâr çiz: **Acz-i mutlak**, [[fakr|fakr-ı mutlak]], [[sevk|şevk-i mutlak]], [[sukur|şükr-ü mutlak]], ey aziz!’”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mektubat//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 414.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[fakr|fakr]] * [[sefkat|Şefkat]] * [[sevk|Şevk]] * [[sukur|Şükür]] * [[tefekkur|Tefekkür]] ===== İlave Okuma ===== * M. Fethullah Gülen, [[https://herkul.org/kirik-testi/enaniyet-caginda-acz-u-fakr-yolu/|“Enaniyet Çağında Acz u Fakr Yolu”]] ===== Dış Bağlantılar ===== * M. Fethullah Gülen, [[https://www.herkul.org/bamteli/bamteli-hizmetin-alti-esasi/|“Hizmet’in Altı Esası”]] * M. Fethullah Gülen, [[https://www.herkul.org/bamteli/kurbet-yolunun-dort-esasi/|“Kurbet Yolunun Dört Esası”]] ===== Diğer Diller ===== * [[https://hizmetpedia.org/doku.php?id=helplessness|English]] ===== Dipnotlar =====