====== Celvet ====== * “... dini yaşamakla beraber onu anlatma vazifesiyle mükellef bulunan inanan insanlar ve bilhassa dava-yı nübüvvetin vârisleri için, takip edilmesi gereken esas yol, esas mükemmellik halk içinde Hak’la beraber olmaktır. Tasavvufta buna **celvet** denilmiştir. Evet, halkın içinde Hak’la beraber olmak, peygamberane bir tavırdır.”((M. Fethullah Gülen, //Yenilenme Cehdi (Kırık Testi-12)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 28–29.)) * “... özellikle nübüvvet mesleğinin varisleri için halktan tecerrüd ve [[uzlet|uzlet]] asla söz konusu değildir. Onlara göre makbul [[halvet|halvet]], [[kesret|kesrette]] vahdeti yakalama, halk içinde Hak’la baraber olma; Mevlânâ’nın ifadesiyle, bir pergel gibi, ayağının birini lâhût ufkuna perçinleyip diğeriyle insanlık âleminde seyahat etme, her an ayrı bir nüzûl ve urûcu bir arada yaşayarak Hak’tan aldıklarını halka aktarma ve bir ayağı merkezde dinî esaslara bağlayıp diğeriyle yetmiş iki milletin arasında dolaşma şeklinde cereyan eden **celvet** edalı bir [[halvet|halvettir]]. * İşte, Kur’ân hizmeti böyle bir **celvetîliği** gerektirmektedir. Dine ve millete adanmış ruhların halkın içinde olmaları lazımdır. İ’la-yı kelimetullah davası, [[irsad|irşad]], tebliğ ve temsil vazifesi her şeye rağmen insanlar arasında bulunmayı zaruri kılmaktadır. Dolayısıyla, [[mefkure|mefkure]] kahramanlarının sadece kendilerini düşünmeleri ve muvakkaten de olsa ‘[[uzlet|uzlet]] ani’l-enâm’ deyip kendi hücrelerine çekilmeleri kat’iyen doğru değildir. Çünkü, onlar kurtuluşlarını başkalarını kurtarmaya bağlamış ve yaşatmak için yaşamayı esas almış bahtiyarlardır. Zaten, böyle insanlara yakışan da hayatlarını mefkurelerine adamaları ve sadece ferdî [[ibadet|ibadet]] ü taat adına, şahsi kemâlât hesabına bu dünyada durmaya değmeyeceğine inanmalarıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Ölümsüzlük İksiri, (Kırık Testi-7)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 183.)) * “... şayet kendimizi i’la-yı kelimetullaha adadığımıza inanıyorsak, bize düşen [[halvet|halvet]] ve [[uzlet|uzlet]] değil **celvet** ve ülfettir. Biz, kendimize ait itibarî değerlerden sıyrılıp bütün müktesebâtımızla hizmete koyulmalı; elimizi, dilimizi, aklımızı, mantığımızı, muhâkememizi insanlığın saadetine bağlamalı ve ancak başkalarını ebedî mutluluğa yönlendirmek suretiyle kurtulacağımıza inanarak hep insanların içinde bulunmalıyız.”((A.g.e. s. 184.)) * “... sâlikin erbaînlerle gerçekleştirmeye çalıştığı [[halvet|halvet]], onu kalbî, ruhî, hissî ve [[suur|şuurî]] tezkiye ve tasfiyeye ulaştırması açısından tamamen ‘**celvet**’ adına ve hak yolcusunu irşada hazırlama hesabınadır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 492.)) * “[[halvet|Halvetî]], yolun başında itikâf yapıyor gibi ‘[[uzlet|uzlet]] ani’l-enâm’ der, bir köşeye çekilir.. az yer, az içer, az uyur, az konuşur; oturur-kalkar Hakk'ı zikreder.. sürekli [[tefekkur|tefekkür]] ve murâkabeye bağlı yaşar.. derken istidadının nihâî ufkuna, tabir-i diğerle, kemalâtının arşına ulaştığı hissedilince de **celvete** yönelir ve insanlardan bir insan olma mülâhazasına bağlılık içinde halka hizmet vermeye çalışır.”((A.g.e. s. 493.)) * “**Celvet**; sâlikin kendine ait şeylerden sıyrılıp, ilâhî sıfatların bir mazhar-ı tâmmı ve esmâ-i Sübhâniye'nin de bir mir'ât-ı mücellâsı olarak bütün müktesebât ve mevhibeleriyle kendisini hizmete adayıp, hayatını başkalarının ebedî mutluluğuna bağlamanın bir başka unvanıdır. Diğer bir yaklaşımla **celvet**, sâlikin [[halvet|halvet]] veya ona alternatif başka bir yolla kendine ait itibarî değerlerden sıyrıldıktan sonra aklını, mantığını, muhakemesini ve dilini mişkât-ı nübüvvetin ziyası altında insanlığın hizmetine bağlama hamlesidir.”((A.g.e. s. 493–494.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[halvet|Halvet]] * [[uzlet|Uzlet]] ===== Dipnotlar =====