====== Fehim ====== * Anlayış. Mânânın zihinde yakalanıp idrak süzgecinden geçirilerek enfüse aktarılması. * Muhatabın lafzından mânâ tasavvur etme.((Ali ibn Muhammed es-Seyyid eş-Şerif Cürcani, //Tarifat: Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü//, tercüme ve şerh: Arif Erkan, İstanbul: Bahar Yayınları, 1997, s. 173.)) * İlmin zahirî suretinden batınî sırrına intikal etme. * İlahî kelamı anlama ve bunun gereğini yerine getirme. * “[[fikih|Fıkıh]]” ile müteradiftir (eşanlamlıdır). “Fakîh”, “derin **fehim** sahibi” anlamındadır. * “Eğer şu hikâye-i temsiliyedeki dekaiki **fehmettinse**, [[hakikat|hakikati]] ona tatbik et. Mühimlerini ben söyleyeceğim; incelerini de sen istihraç et.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 39.)) * “Kelâm-ı beliğ, [[ilim|ilim]] denilen çömleklerde pişirilen ve [[hikmet|hikmet]] denilen büyük küplerde duran ve **fehim** denilen süzgeçle süzülen âb-ı [[hayat|hayat]] gibi bir mânâyı, zürefa denilen sâkiler döndürüp efkâr içer; esrarda temeşşî etmekle hissiyatı ihtizaza getiren kelâmdır.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Muhâkemât//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 67.)) * “İ’lem Eyyühel Aziz! Cenab-ı Hakk’a malum ve maruf ünvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkur olur. Çünki bu malumiyet, örfi bir ülfet, taklidi bir sema’dır. Hakikatı i’lam edecek bir ifade de değildir. Maahaza, o ünvan ile fehme gelen mana, sıfat-ı mutlakayı beraberce alıp zihne ilka edemez. Ancak Zat-ı Akdes’i mülahaza için bir nevi ünvandır. Amma Cenab-ı Hakk’a mevcud-u meçhul ünvanıyla bakılırsa, marufiyet şuaları bir derece tebarüz eder. Ve kâinatta tecelli eden sıfat-ı mutlaka-i muhita ile, bu mevsufun o ünvandan tulu’ etmesi ağır gelmez.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mesnevî-i Nûriye//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 119.)) * “Avam-ı nasın fikirlerine göre ifade edilen Kur’ân-ı Kerim’in ince hakikatleri, ‘Et-tenezzülat-ı İlahiyyetü ila ukuli’l-beşer’ ile anılmaktadır. Yani insanların **fehimlerine** göre Cenabı Hakk’ın hitabatında yaptığı bu tenezzülat-ı İlahiyye, insanların zihinlerini hakaikten tenfir edip kaçırtmamak için İlahi bir okşamadır.”((Bediüzzaman Said Nursî, //İşârâtü’l-İ’câz//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 119.)) * “Dinde fakih (kavrayışlı) olmak ise, [[allah|Allah’ın]] mümin kulunun kalbine, onunla görmesi için kandil gibi koyduğu nurdur. Bu nur, kafir ve münafıkta olmaz.”((Zafer Erginli, //Metinlerle Tasavvuf Terimleri Sözlüğü//, İstanbul: Kalem Yayınevi, 2006, s. 268.)) * “**Fehim** seni [[allah|Allah’a]] döndürür, seni O’na teşvik eder ve [[tevekkul|tevekkül]] ettirir. Çünkü [[allah|Allah]] tarafından ihsan edilen **fehim**, sana içindeki [[ubudiyet|ubûdiyet]] sırrını açar.”((A.g.e. s. 240.)) * “Kişinin gönlüne [[allah|Allah]] rızasından bir parça konulmuşsa, Allah ona kendisiyle olduğunu ve ona ihsanda bulunduğunu bilmesi için bunun tadını tattırır. Allah’ın rızası ancak **fehim** ile olur. **Fehim** ancak nur ile gerçekleşir. Nur, ancak dünüv ile (yaklaşmakla), dünüv de ancak inayetle gerçekleşir. Bu kul inayet sahibi olunca onun için iyilik hazinelerinden bağışlar ortaya çıkar. [[allah|Allah’ın]] yardımlarına ve nurlarına vasıl olunca, kalbi hastalıklardan kurtulur, selim bir idrakle imanın lezzetini tadar.”((A.g.e. s. 990.)) * “Kalb **fehim** ile aydınlandığında, ondan perde ve vehim kalkar.”((A.g.e. s. 1180.)) * “**Fehim** ifhamdan esheldir.” (Anlamak, anlatmaktan daha kolaydır).((Bediüzzaman Said Nursî, //Muhâkemât//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 83.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[dikkat|Dikkat]] * [[idrak|İdrak]] * [[mefhum|Mefhum]] * [[suur|Şuur]] ===== Dış Bağlantılar ===== * [[https://tr.wikipedia.org/wiki/Üstbiliş|Üstbiliş]] (Yüksek seviyeli idrak) * Yüksek seviyeli düşünme ([[https://en.wikipedia.org/wiki/Higher-order_thinking|Higher-order thinking]]) ===== Diğer Diller ===== * [[https://hizmetpedia.org/doku.php?id=comprehension|English]] * [[https://fr.hizmetpedia.org/doku.php?id=comprehension|Français]] * [[https://nl.hizmetpedia.org/doku.php?id=begrip|Nederlands]] ===== Dipnotlar =====