====== Gaybet ====== * “Kaybolma, belirsizleşme diyebileceğimiz ‘**gaybet**’ kalbin, madde âlemiyle olan alâkalardan uzaklaşması, hatta ‘mâsivâ’ dediğimiz, [[allah|Allah’tan]] gayrı her şeyden tecerrüd etmesi demektir ki, ‘[[gayb|gayb]]’ sözcüğünün ifade ettiği mânâdan oldukça farklı sayılır. Zira gaybın, ortada bulunmama, hâzır olmama mânâlarına gelmesine mukabil, **gaybet**, hâzır olduğu hâlde, mâsivâ ile alâkasızlaşma, varken yokluk içinde bulunma hâletidir. * Bu zaviyeden ‘**gaybet**’e varlıkta câri olan ahkâm ve ahvâlden kalbin tecerrüdü veya [[hak_yolcusu|hak yolcusunun]], ilâhî vâridat sağanağına mazhariyetle, nefse ait ahvâlden tamamen gâib olması da diyebiliriz ki, böyle ilâhî vâridlerin temâdisi, göz kamaştırıcılığı ve tecellî-i Zât’ın kalbi tamamen istilâ etmesi sebebiyle sâlikte hem hâzır hem de gâib olma hâli beraber yaşanır. Buna, şiddet-i zuhûrdan ötürü bakarken görememe, dinlerken duyamama, düşünürken de [[hayret|hayret]] teşettütüne düşme de diyebiliriz. Böyle bir durumda hak yolcusu için [[huzur|huzur]] aynen **gaybet** olur, **gaybet** de [[huzur|huzur]] hâline gelir. Hazreti Yusuf karşısında Mısırlı kadınların, dil-dudak, el ve bıçaklarını birbirine karıştırmaları, karıştırıp bıçakları ellerine çalmaları bu konuda iyi bir misal teşkil etse gerek. Evet, O’nun Cemali’nin gölgesinin gölgesi... olan Hazreti Yusuf’un çehresini müşahede, bir ölçüde [[huzur|huzuru]] **gaybete**, **gaybeti** de [[huzur|huzura]] çevirebiliyorsa, O’nun ‘Sübühât-ı vech’inin başları nasıl döndüreceği ve bakışları nasıl bulandıracağı izahtan vâreste olsa gerek. * **Gaybetin** [[huzur|huzura]], [[huzur|huzurun]] da tam **gaybete** çevrilmesi, sâlikin, O’nun Zât’ının nûrlarından başka her şeye karşı bütün bütün kapanmasıyla gerçekleşir ki, böyle bir durumda hak yolcusu, sadece O’nu duyma, O’nu düşünme, O’nun tasavvurlar üstü mülâhazasıyla oturup-kalkma ve O’na tahsis-i nazar etme suretiyle, bir taraftan hakikî [[huzur|huzuru]] idrak ederken, diğer taraftan da eşya ve hadiseleri tamamen göremez ve duyamaz hâle gelir. Bazı ahvâlin hususiyetlerine tâbi olarak sâlikin, yeniden eşyayı duyması ve hâdiseleri farketmesiyle -ki buna ‘rücû’ derler- mâsivânın [[huzur|huzuru]] öne çıkar ve kalble, Hazreti Sahib-i kalb arasında bir husûf yaşanır; [[istiyak|iştiyak]]-ı tam, [[ask|aşk]]-ı tam ve azm-i tamla aşılabilecek bir husûf... [[kabz|Kabz]] u [[bast|bast]] gibi, [[huzur|huzur]] ve **gaybubet** fasılları arasında da her zaman geniş veya dar aralıklı bir tenavübîlik söz konusudur.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 287–288.)) * “Bize bakan yönüyle **gaybet**, Hak’la alâkalı yanıyla ‘[[huzur|huzur]]’ diyeceğimiz [[hal|hâl]], sâlikin seviyesi itibarıyla da oldukça farklılık arzeder: * 1) Muhibbin, Mahbub-u Hakikî’den başka her şeyden gaybubetidir ki, bu seviyede seyahat eden hak yolcusu, tamamen O'na tahsis-i nazar eder; varlıkla olan zarurî ve tabiî münasebetlerinde de hep ‘O'ndan ötürü’ mülâhazasını güder: Öyle ki, seyr-i ruhanîsinde karşılaştığı her şeyde O'ndan bir şeyler duyar, bir şeyler hisseder ve her varlığı okşar-geçer. * 2) Yol erkânına vâkıf sâlikin **gaybetidir** ki, ulaştığı ufuk itibarıyla o, ruhunun derinliklerinde hâl ile ilmi müşterek duymaya başlar ve bu sayede, hâle [[iktiran|iktiran]] etmeyen mücerred ilim dalâletinden ve ilimle beslenmeyen hâl gafletinden kurtularak **gaybet**-i halk ve [[huzur|huzur]]-u Hak'la serfiraz olur. * 3) [[makam|Makam]]-ı cem’le müşerref ârifin **gaybetidir** ki, böyle bir zirveye terakki eden hak dostu, kendini, kendi ahvâl ve makamatını duyup hissetmediği gibi, Hazreti Zât’ın ‘Sübühât-ı Vech’iyle tamamen kül olup savrulduğundan, bazen Hazreti Esmâ ve Sıfât'ı bile mülâhaza edemeyecek kadar [[istigrak|istiğrak]] içinde bulunur ki, böyle bir ruh hâletiyle o, zaman zaman, ‘vahdet-i vücûd’ düşüncesini hatırlatacak kelimelerle, yer yer de ‘vahdet-i şuhûd’u işmam edecek beyanlarla içini döker; hatta bazen, panteizmi ve monizmi hatırlatacak sözler sarfeder ki; böyle bir yaklaşım, zevkî ve hâlî bir hususu, hakikate karıştırmaktan başka bir şey değildir.”((A.g.e. s. 288–289.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[cem|Cem]] * [[dehset|Dehşet]] * [[heyman|Heyman]] * [[istigrak|İstiğrak]] * [[kalak|Kalak]] ===== Dipnotlar =====