====== Gınâ ====== * “[[insan|İnsanın]] [[fakr|fakr]] ve ihtiyacı onun zilletine sebep değildir. Aksine, [[fakr|fakrının]] [[suur|şuurunda]] olduğu ölçüde izzetine vesiledir. Zira Ganiy-yi Mutlak olan Allah’a karşı [[fakr|fakr]] u ihtiyaç [[suur|şuuru]], gınânın ta kendisidir. Evet [[insan|insan]], [[vicdan|vicdânındaki]] nokta-i istinâd ve nokta-i istimdâdı duyup, hissedip O’na yöneldiği nisbette başka şeylere muhtaç olmadığı [[suur|şuur]] ve [[idrak|idrâkine]] ulaşır ki, böyle birisi tam bir fakir olduğu halde, hiç kimseye ve hiçbir şeye karşı ihtiyaç hissetmez.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 217.)) * “[[fakr|Fakr]]; **gınânın** kapısıdır; o kapıdan geçebilenler vicdanlarında Mâlikü’l-Mülk’ün sonsuz definelerine ulaşırlar; ulaşırlar da, fakrı ayn-ı gınâ bulurlar. Bu itibarla da, Hz. Cüneyd’in de buyurduğu gibi, diyebiliriz ki: ‘**Gınâ**, [[fakr|fakrın]] kemâle erme keyfiyetinden başka bir şey değildir.’" * Evet, [[allah|Allah]]’a karşı iftikar tamamlanınca, mutlak **gınâya** ulaşılır; **gınâya** ulaşılınca da, [[insan|insan]] [[ruh|ruhu]] başka bir şeye ihtiyaç hissetmez ki, halk arasındaki: ‘Asıl zenginlik [[kalb|kalb]] zenginliğidir.’ sözünün [[mana|mânâsı]] da bu olsa gerek... * Evet [[insan|insan]], böyle bir zenginliğe erince âdetâ her yerde geçerli bir kredi kartını elde etmiş gibi olur. Böyle sırlı bir sermayeye sahip olan ise ne güçsüzdür, ne de fakir.”((A.g.e. s. 217–218.)) * “... zikreden ve zikrinde de ısrarda bulunan zâkir, Cenâb-ı Hak’la mukavele yapmışçasına hıfz u himaye ve inayet seralarına alınmış olur ki فَاذْكُرُونِۤي أَذْكُرْكُمْ ‘Anın Beni ki anayım sizi.’ (Bakara, 2/152) ilâhî fermanı da [[acz|aczin]] ayn-ı kuvvet, [[fakr|fakrın]] ayn-ı **gınâ** hâline geldiği bu sırlı keyfiyeti ifade etmektedir.((A.g.e. s. 178.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[fakr|Fakr]] ===== Dipnotlar =====