====== Havf ====== * “Arapçada, korkma, ürperme, irkilme mânâlarına gelen **havf**; ıstılâhî mânâsı itibarıyla; şer’an haram olmayıp da daha hafif mertebede memnû bulunan bir şeyi işlemekten sakınma anlamına bir kelime. **Havf** sofîlerce; ‘recâ’ duygusunun yanında, hak yolcusunun emniyete düşüp aldanmaması ve kuruntulara takılıp kalmaması için, mânevî seyr ü seferde hem bir denge unsuru ve hem de nâz u şatahata götürecek düşünceleri ta’dîl eden bir [[iksir|iksir]] kabul edilmiştir. * **Havf**, Kuşeyrî’ye göre; ‘Mânâ yolcusunun, Allah’ın sevmediği, hoşlanmadığı şeylerden sakınmasını ve uzak kalmasını sağlayan, gönlün derinliklerinde bir korku duygusu.’ şeklinde yorumlanmıştır ve daha çok da, gelecekle alâkalı tesiri üzerinde durulmuştur. * Evet **havf**, ya bir insanın arzu etmediği şeylere maruz kalacağı endişesinden veya isteyip dilediği şeyleri kaçıracağı düşüncesinden kaynaklanır ki, her iki durum da istikbâl ile alâkalıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 81.)) * “Cenâb-ı Hak nurlu beyânında, bizi huzuruna celp ve maiyyetiyle şereflendirmek için çok defa **havfı** bir kamçı olarak kullanır. Bu kamçı, tıpkı annenin itapları, yavruyu onun [[sefkat|şefkatli]] kucağına ittiği/çektiği gibi; insanı ilâhî rahmetin enginliklerine cezbeder ve onu cebrî lütufların vâridâtı ile zenginleştirir. Bu itibarla, Kur'ân-ı Kerîm'de **havf** ü [[hasyet|haşyetle]] tüllenen her emir ve direktif, bir buuduyla ürpertici görülse de, diğer yanıyla rahmet televvünlü ve inşirah vericidir. * Ayrıca, Cenâb-ı Hak’tan **havf** edip O’na karşı saygılı olan bir vicdanın, başkalarının kasvetli ve rahmet cânibine yönlendirmeden uzak, yararsız, hatta zararlı korkularından kurtulması bakımından da ayrı bir önem arz eder.”((A.g.e. s. 82.)) * “Hâlık-ı Zülcelâl’inden **havf** etmek, O’nun rahmetinin [[sefkat|şefkatine]] yol bulup iltica etmek demektir. Havf, bir kamçıdır; O’nun rahmetinin kucağına atar.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 382.)) * “İnsanda en mühim ve esaslı bir [[his|his]], hiss-i **havftır**. Dessas zâlimler, bu korku damarından çok istifade etmektedirler. Onunla, korkakları gemlendiriyorlar.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mektubat//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 468.)) * “Cenâb-ı Hak **havf** damarını hıfz-ı [[hayat|hayat]] için vermiş, hayatı tahrip için değil! Ve hayatı, ağır ve müşkül ve elîm ve azab yapmak için vermemiştir. **Havf**; iki, üç, dört ihtimalden bir olsa.. hatta beş-altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir **havf**, meşrû olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimal ile **havf** etmek evhamdır, hayatı azaba çevirir.”((A.g.e. s. 469.)) * “**Havf** ve zaaf, tesirat-ı hâriciyeyi teşcî eder.”((A.g.e. s. 533.)) * “[[insan|İnsanın]] **havf** ve [[muhabbet|muhabbeti]] halka teveccüh ettiği takdirde, **havf** bir belâ, bir elem olur. Muhabbet bir musibet gibi olur. Zira o korktuğun adam, ya sana merhamet etmez veya senin istirhamlarını işitmez. Muhabbet ettiğin şahıs da, ya seni tanımaz veya muhabbetine tenezzül etmez. Binâenaleyh **havfın** ile muhabbetini dünya ve dünya insanlarından çevir. Fâtır-ı Hakîm’e tevcih et ki **havfın** O’nun merhamet kucağına –çocuğun anne kucağına kaçtığı gibi– leziz bir tezellül olsun. Muhabbetin de saadet-i ebediyeye vesile olsun.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mesnevî-i Nûriye//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 199.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[reca|Recâ]] ===== Dipnotlar =====