====== Hayret ====== * “[[hak_yolcusu|Hak yolcusu]], [[dehset|dehşet]] ve **hayret** vadilerinde dolaşırken, kalb balansı iki âleme göre ayarlanmamışsa, yani duygular, hâlin enginliklerinde pervâz ederken, mantık ve muhâkeme mişkât-ı nübüvvetle irtibatlı değil ve seyahat, [[hakikat-i_ahmediye|Hakikat-ı Ahmediye]] (aleyhi ekmelüttehâyâ) zıllinde sürdürülmüyorsa, bîhûş olmak, muvazeneyi kaybetmek, şaşkınlığa düşmek, dolayısıyla da ruh-u şeriata muhalif söz ve davranışlarda bulunmak kaçınılmaz olur.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 211.)) * “O sihirli, o kıvrak ve o içten sözleriyle Molla Câmî, [[dehset|dehşet]] ve hayreti ne güzel anlatır! Fânî ve güzelliği kendinden olmayan dünyevî [[husun|hüsün]] ve [[cemal|cemâller]], [[insan|insanı]] böyle baştan çıkarırsa, güzellikler ve kemâller, güzellik ve kemâlinin pek çok perdelerden geçmiş gölgesinin gölgesi bulunan bir Zât’ın müşâhede ve mükâşefesiyle hâsıl olan **hayret** ve [[dehset|dehşetin]] baş döndürücülüğünü kavramak -zannediyorum- bizler gibi fânîlere zor müyesser olur. * [[hizmet|Hizmet]] erlerinin, [[hizmet|hizmet]] mülâhazasıyla, maddî-mânevî, cismânî-ruhâni bütün zevklerini sarıp-sarmalayıp, gözün, kulağın ulaşamayacağı bir kenara koymaları, hizmetlerinin çehrelerinde ilâhî inâyetin cilvelerini görüp, **hayretlerle**, hayranlıklarla dopdolu, vazife-inayet arası gelip-gitmeleri ve bir ölçüde hizmetin dışında her şeye karşı kapalı bulunmaları, قَسَمْنَا نَحْنُ hazine-i hâssasından ışık ordusuna hususî bir **hayret** mevhibesi olsa gerek.”((A.g.e. s. 212.)) * “Amelî [[hikmet|hikmete]] gelince o, böyle nazarî bir yolla elde edilen [[ilim|ilim]], [[irfan|irfan]], alâka, münasebet ve kulluk [[suur|şuuruyla]] bu meşherin sahibine, bu kitabın kâtibine, bu koronun idarecisine yönelip ubûdiyetle O’nu aramak, [[ask|aşkla]], [[sevk|şevkle]] hep O’na koşmak, **hayret** ve [[dehset|dehşetle]] O’nun huzurunda olmanın [[hurmet|saygı]] ve mehâbetini yaşamaktır.”((A.g.e. s. 237.)) * “[[ibadet|İbadetin]] mânâsı şudur ki: Dergâh-ı ilâhîde abd, kendi kusurunu ve [[acz|acz]] ve [[fakr|fakrını]] görüp kemâl-i rubûbiyetin ve kudret-i samedâniyenin ve rahmet-i ilâhiyenin önünde **hayret** ve [[muhabbet|muhabbetle]] secde etmektir.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 43.)) ===== Dipnotlar =====