====== His ====== * “... [[hidayet|hidâyet]] ve [[dalalet|dalâlette]] insanların dereceleri mütefavittir. [[gaflet|Gafletin]] mertebeleri muhteliftir. Herkes her mertebede bu [[hakikat|hakikati]] tamamıyla hissedemez. Çünkü [[gaflet|gaflet]], **hissi** iptâl ediyor. Ve bu zamanda öyle bir derecede [[iptal-i-his|iptâl-i hissetmiş]] ki, bu elîm elemin acısını ehl-i medeniyet hissetmiyorlar. Fakat hassasiyet-i ilmiyenin tezâyüdüyle ve her günde otuz bin cenazeyi gösteren [[olum|mevtin]] ikazatıyla o [[gaflet|gaflet]] perdesi parçalanıyor.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Lem’alar//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 149.)) * “Sizlerin [[kalb|kalb]] ve [[ruh|ruh]] ve [[akil|aklınızı]] itham etmem. Risale-i Nur’un verdiği te’sire binâen itimâd ediyorum. Fakat nefis ve [[heva|heva]] ve **his** ve vehim bazen aldatıyorlar. Onun için, bazen şiddetli ikaz olunuyorsunuz. Bu şiddet, nefis ve [[heva|heva]] ve **his** ve vehme bakıyor; ihtiyatlı davranınız.”((A.g.e. s. 208.)) * “... nasıl ki [[hayat|hayat]] bu [[kainat|kâinattan]] süzülmüş bir hülâsadır. Ve [[suur|şuur]] ve **his** dahi [[hayat|hayattan]] süzülmüş, [[hayat|hayatın]] bir hülâsasıdır. [[akil|Akıl]] dahi [[suur|şuurdan]] ve **histen** süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır.”((A.g.e. s. 417.)) * “[[vicdan|Vicdanın]] anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan [[irade|irade]], zihin, **his**, Latife-i Rabbâniye: Her birinin bir gayat-ül gayatı var. [[irade|İradenin]] ibadetullahtır. Zihnin [[marifetullah|mârifetullahtır]]. **Hissin** [[muhabbetullah|muhabbetullahtır]]. Latifenin [[musahedetullah|müşahedatullahtır]]. İbadet-i kâmile dördünü tazammun eder. Şeriat şunların i’tidal ve muvazenetlerini muhafaza ve gayat-ul gâyatına sevkettiği gibi, nefsin fıtraten serbest bırakılmış olan kuva-ı selâsesini ifrat ve tefritten kurtarıp [[hikmet|hikmet]], [[iffet|iffet]], [[secaat|şecaâtı]] tazammun eden [[adalet|adalet]] noktasına sevk eder.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Asar-ı Bediyye//, İstanbul: Envar Neşriyat, 2019, s. 41.)) * “Sarhoşluk ve kendinde olmama hâli diyebileceğimiz [[sekir|sekir]]; sofîye ıstılahında sâlikin, sübühât-ı vechin şuâları karşısında mest olup kendini kaybetmesidir ki, onun yeniden his ve [[suur|şuur]] âlemine dönmesi demek olan **sahv** ile beraber zikredilir.. ve [[sahv|sahv]] u [[sekir|sekir]] şeklinde kullanılır. * [[sahv|Sahv]], [[sekir|sekrin]] zıddıdır ve sâlikin yeniden [[ihsas|ihsas]] ve [[suur|şuur]] âlemine dönmesi demektir. [[sekir|Sekri]] hak olan seyyahın [[sahv|sahvi]] de haktır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 321.)) * “... [[esya_ve_hadiseler|eşya ve hâdiselerle]] temasta duyulan ilk **his**, [[insan|insana]] bir ilk [[suur|şuur]] intibaını vermektedir. Fakat bu intibaya şuur denebilmesi için hâricî bir tesirin olması gerekmektedir. Zira hâricî bir tesir olmadığı takdirde bu bir his olmadan öteye geçemez.”((M. Fethullah Gülen, //Bir İ’câz Hecelemesi//, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 203.)) * “[[din|Din]], gerçek [[medeniyet|medeniyet]] prensiplerini ihtiva eden bereketli bir kaynaktır. Onun sayesinde [[insan|insan]], gönül ve **his** dünyasında ulvîleşir, başı [[fizik_otesi_alemler|fizik ötesi âlemlere]] ulaşır ve bütün hayırların, güzelliklerin, [[fazilet|faziletlerin]] asıl kaynağından doya doya içme ufkuna ulaşır.”((M. Fethullah Gülen, //Ölçü veya Yoldaki Işıklar//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 32.)) * “Bize göre [[kadin|kadın]], hususiyle de analık buuduyla, semalar, kadar derin ve gönlünde göklerin yıldızları kadar duyguların, düşüncelerin köpürüp durduğu bir **his** ve merhamet yumağıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Beyan//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 71.)) * “Her biri kendi çapında [[sidretul_munteha|Sidretü’l-müntehâ’nın]] birer gölgesi gibi duran bu kutsî mekânlar neye benzerlerse benzesinler, bunların hemen hepsi de bizim ülkemizin özünden-usaresinden, ruhundan-mânâsından süzülüp çıkmış gibi bir edaya sahiptirler ve bizim mânâ köklerimizle, iç muhtevamızla o kadar uyum içindedirler ki, onlarla ne zaman karşılaşsak, **his**, [[idrak|idrak]] veya [[suuralti_muktesebati|şuuraltı müktesebatımızdan]] bir kesitle karşılaşmış gibi oluruz.”((M. Fethullah Gülen, //Örnekleri Kendinden Bir Hareket (Çağ ve Nesil-8)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 65.)) * “‘[[kalb|Kalb]] ve [[ruh|ruh]] insanları ile içli-dışlı bulunmaya çalışınız!’ Kalb ve ruh insanları... Çok defa âcizâne arz etmeye çalıştım: Sonradan değişik müesseseler oluştu; fakat Devr-i Risâletpenâhi’de, İnsanlığın İftihar Tablosu döneminde her şey bir bütünlük içinde ele alınıyor, ifade ediliyordu. Mesela, bir insan ele alındığı zaman, o, bir maddî anatomisi ile ele alınıyordu, bir de [[manevi_anatomi|manevî anatomisinin]] varlığı vurgulanıyordu. Maddî anatomisi; eli-ayağı, gözü-kulağı, dili-dudağı, içi-dışı, kalbi, em’âsı (bağırsakları), batnı, beyni, nöronları, Hipofiz bezi, Talamus bezi filan... Maddî anatomisini düşündüğünüz, bunu teşrih masasına yatırdığınız zaman karşınıza çıkacak şeyler, bunlar ve bunlara benzer şeylerdir. Bir de [[insan|insanın]], [[kalb|kalb]], [[ruh|ruh]], [[sir|sır]], [[latife|letâif]] gibi şeyleri vardır; **his** gibi, ihtisas gibi şeyleri vardır. Bunlar da insanın manevî anatomisini teşkil eder. Bu yönüyle ‘[[kalb|kalb]] ve [[ruh|ruh]] insanları ile’ diyor esasen.((M. Fethullah Gülen, “[[http://fgulen.com/tr/ses-ve-video-tr/bamteli/nifak-ve-enaniyet-caginda-ihlas-ve-istikamet-vesileleri/|Nifak ve Enâniyet Çağında, İhlâs ve İstikâmet Vesileleri]]”)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[hiss-i_kablel-vuku|Hiss-i Kable’l-Vuku]] * [[hissi_kardeslik|Hissî Kardeşlik]] * [[iptal-i-his|İptal-i His]] * [[ihsas|İhsas]] * [[ihtisas|İhtisas]] * [[kor_hissiyat|Kör Hissiyat]] ===== Dipnotlar =====