====== İnsibağ ====== * Latifelerin kutsî bir boyayla boyanıp canlı kalması. * “[[sohbet|Sohbet]]-i nebeviye öyle bir [[iksir|iksirdir]] ki, bir dakikada ona mazhar bir zât, senelerle seyr u sülûke mukabil, hakikatin envârına mazhar olur. Çünkü sohbette **insibağ** ve [[inikas|in’ikâs]] vardır. Mâlûmdur ki: [[inikas|İn’ikâs]] ve tebaiyetle, o Nur-u Âzam-ı Nübüvvet’le beraber en azîm bir mertebeye çıkabilir. Nasıl ki bir sultanın hizmetkârı ve onun tebaiyeti ile öyle bir mevkiye çıkar ki, bir şah çıkamaz. İşte şu sırdandır ki, en büyük veliler [[sahabe|sahabe]] derecesine çıkamıyorlar.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 532.)) * “Günümüzde bir Sadreddin Konevî yok; bir Mevlâna yok; Nakşibendi Hazretleri, Hasan Şâzilî, Ahmed Bedevî, İmam-ı Rabbâni, Mevlâna Halid ve bir Bediüzzaman yok... Yok... Yok... Dolayısıyla mânevî heybet ve ağırlığı olan büyüklerin **insibağından** mahrum yaşıyoruz.”((M. Fethullah Gülen, //Sohbet-i Cânan (Kırık Testi-2)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 97.)) * “... **insibağ**, [[huzur|huzur]]-u risalet-penâhîde oturanların ancak anlayabileceği, hissedebileceği ve hakikî [[mana|mânâ]] ve muhtevasıyla yine ancak onların anlatabileceği bir keyfiyettir. Ona ister mücerred [[huzur|huzurda]] bulunma deyin, ister teveccüh deyin, isterseniz nazar deyin –ki bu daha ziyade sofîlerin iç, vicdanî sezişlerinin karşılığıdır ve bana uygun gelen mânâ da budur– bugünkü Müslümanların mahrum olduğu bir özelliktir bu.”((M. Fethullah Gülen, //Gurbet Ufukları (Kırık Testi-3)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 113.)) * “**İnsibağa** gelince; peygamberlik daire-i kudsiyesine mahsus bir şey o. Bu yüzden onun kendi ulviyet ve enginliği içinde kabullenilmesi; müteâl (aşkın) olduğunun, dolayısıyla ulaşılmazlığının idrakinde olunması gerektiğine inanıyorum. Bununla beraber şunu ilave edelim; peygamber olmayan insanların da **insibağları** vardır. Meselâ, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Zeynelabidin Hazretleri... Hemen hepsinin [[huzur|huzurunun]] kendine göre bir **insibağı** vardır. Ebû Hanife Hazretlerinin ya da Bediüzzaman’ın [[huzur|huzurunda]] oturma imkânı olsaydı, [[huzur|huzurun]] insana ifaza ettiği **insibağın**, sizin çehrenize uhrevîlik adına çaldığı boyanın ne demek olduğunu, sizi uhrevîlik adına nasıl plâstize ettiğini görecektiniz, duyacaktınız. İç âleminizde meydana gelen değişikler itibarıyla belki de kendi kendinize hayranlık duyacaktınız.”((A.g.e. s. 115.)) * “[[sahabe|Sahabe]] mesleğinin diğer bir özelliği, [[hayat|hayatın]] [[sohbet-i_canan|sohbet-i Cânan]] ve [[hizmet|hizmet]]-i [[iman|iman]] etrafında örgülenmesidir. Evet, [[sahabe|Ashâb-ı Kirâm]] **insibağ** kahramanlarıdır; onların hepsi Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’in maddî-manevî boyasıyla boyanmışlardır. Aslında, her ‘sohbette **insibağ** vardır’; [[allah|Allah]] dostlarının sözlerinden, bakışlarından, yüz hatlarından, dudak ve el hareketlerinden öyle bir ruh ve ma’nâ akışı hasıl olur ki, onun muhataplarına kazandırdıklarını kitaplardan okuyarak elde etmek mümkün değildir... Hele bir de söz konusu zat, İnsanlığın İftihâr Tablosu Hazreti Kutbu’l-Enbiyâ (sallallâhu aleyhi ve sellem) ise, onun [[huzur|huzurundaki]] **insibağ** başka hiçbir yerde ve hiçbir şekilde bulunamaz.”((M. Fethullah Gülen, //Ölümsüzlük İksiri, (Kırık Testi-7)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 96.)) * “... sohbetlerinde ve [[huzur|huzurunda]] derin bir **insibağ** bulunan ve aynı zamanda çevresinde o **insibağı** hakkıyla temsil eden mükemmel bir cemaate sahip olan Resûl-i Ekrem Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) bile her şeyin yerli yerine oturması ve yeniden İbrahimî ahlâkın inkişaf etmesi adına yirmi üç sene ölesiye bir gayret göstermiştir.”((M. Fethullah Gülen, //Yaşatma İdeali (Kırık Testi-11)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2012, s. 101.)) * “Uzaklık, [[hakikat|hakikatin]] mahiyet-i nefsü’l-emriyesine, ne ise o olarak görülüp bilinmesine engel teşkil ettiği/edebileceği gibi, bazen yakınlık da görmeye mâni bir perde olabilir. İnsanlığın İftihar Tablosu’yla aynı dönemi paylaşıp âlemleri nura gark eden o ışık tufanının hemen yanı başında bulunuyor olmalarına rağmen O’nu ve gökteki yıldızlar konumunda bulunan etrafındaki [[sahabe|sahabe]] efendilerimizi göremeyen insanlar vardı. Fakat diğer tarafta böyle bir mazhariyete yakınlığın farkında olan, bakmasını bilen ve bakmanın yanında meseleyi görme ile değerlendirip görme ile derinleştirenler ise, başlarının üzerinde tulu’ eden O hakikat güneşini gördü, O’nunla aydınlandı, O’ndan yudum yudum **insibağ** yudumladı ve O’nunla dünyevî-uhrevî saadete erdiler.”((A.g.e. s. 142.)) * “... biz de acıyı hissedip farkına varmayınca, vicdanımızda ona karşı ‘yeter’ deme ve ardından silkinip doğrulma gayreti içinde olmuyoruz. Çünkü insanın yaşadığı ortam ve şartların kendisine göre bir **insibağı** vardır. Bu **insibağ**, insanın kulağına, gözüne, burnuna, ağzına kısaca bütün zevk sistemlerine tesir eder ve bir yönüyle onun korteksini etkisi altına alır. Böylece kişi, her şeyi buna göre duyar, buna göre değerlendirir ve bir türlü bu çerçevenin dışına çıkamaz. Dolayısıyla da Allah nezdinde durması gerekli olan farklı bir konum olduğunun, kendisinin bu konumun çok gerisinde bulunduğunun farkına varamaz. Kuyunun dibinde durduğu hâlde kendisinin ferahfezâ bir iklimde dolaştığını zanneder. Bu yüzden de onun kuyudan çıkma adına bir gayreti olmaz.”((M. Fethullah Gülen, //Mefkûre Yolculuğu (Kırık Testi-13)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 69–70.)) * “... kalb ehli yüce kâmetlerin jest ve mimiklerine, tavır ve davranışlarına bakıldığında, onlarda [[hasyet|haşyetin]] akis ve alâmetleri görülür ve hissedilir; bu sayede onların [[huzur|huzurunda]] ciddi bir **insibağ** banyosu yaşanır, mânevî bir [[huzur|huzura]] erilir. Nitekim çocukluğumda Alvarlı Efe Hazretleri’nin [[huzur|huzurunda]] bulunduğum zamanlar, insanın içine [[insirah|inşirah]] salan o duyguları yaşardım.”((M. Fethullah Gülen, //Yolun Kaderi (Kırık Testi-15)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 163–164.)) * “Sohbetindeki **insibağ** açısından en büyük zirveyi Efendimiz tutmuştur. Onun içindir ki, onun sohbetiyle yetişmiş [[sahabe|sahabeye]] bir başkasının sohbet halkasında yetişenlerin ulaşması mümkün değildir.”((M. Fethullah Gülen, //Fasıldan Fasıla-1//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 211.)) * “Sohbette bir **insibağ** var. Bu uzaktan da olur.”((A.g.e. s. 362.)) * “... [[huzur|huzurda]] **insibağ** vardır. Yani âdeta Allah Resûlü, nübüvvetine ait kudsî mânâ ile [[sahabe|sahabeyi]] şekillendirmiş, boyamış ve sahabe de bu mânânın kanatlarıyla nebilerden sonra ulaşılabilecek en yüksek zirvelere uçmuş ve zirvelerde taht kurmuştur. Ne var ki, sahabenin pek çoğu vardığı bu zirvenin farkında bile değildir. Hâlbuki en büyük velilerin varabilecekleri en son nokta (münteha), onların daha işin başında (mebde) kazandıkları hâl’in gölgesidir.” * “... gönlünü tamamen O’nunla doldurur; hiç olmazsa doldurma gayreti içine girer.. bulunduğu hâlin boyasına boyanır.. işte böyle birinin bu şekildeki ledünnî **insibağı** namaz süresince onu hep [[huzur|huzurun]] mehabetli yamaçlarında dolaştırır ve ona, dünyada ulaşılması imkânsız mehâfet ve [[muhabbet|muhabbet]] ziyafetleri çeker.”((M. Fethullah Gülen, //Örnekleri Kendinden Bir Hareket (Çağ ve Nesil-8)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 67.)) * “Sofiyece, [[hakikat|hakikate]] ulaştıran iki önemli yol vardır; bunlardan biri sohbet, diğeri de [[hizmet|hizmettir]]. Hizmet, himmete mazhariyetin bir vesilesi ve yolu; sohbet de, zâhir ve bâtın duygularla hakikati duyma, hissetme, yaşama hâlidir ki, öteden beri hep ehemmiyetli bir ‘**insibağ**’ sebebi addedilegelmiştir. Ne var ki, her **insibağ**, sohbetin merkez noktasını tutan zatın mertebesiyle mebsûten mütenasip (doğru orantılı) olduğundan, tezahür ve tesirlerinde de bir kısım farklılıklar söz konusudur. İnsanlığın İftihar Tablosu’nun, câmiiyyeti itibarıyla hak sohbeti sayesinde mazhar olduğu **insibağ**, en kâmil mânâdadır ve صِبْغَةَ اللهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللهِ صِبْغَةً ‘Sen, Allah’ın boyasıyla boyan ve O’nun verdiği rengi tam al; (zaten) o ilâhî boyadan boyası daha güzel olan kimdir ki?’ (Bakara, 2/138) [[hakikat|hakikatinin]] aşkın bir remzidir. Ondan sonra, O’nun metbûiyyetine bağlı bir tâbiiyyet içinde ve asliyetine nisbeten bir zılliyet mahiyetinde diğer bütün dava-i nübüvvet ve dava-i vilâyet vârislerinin **insibağları** gelir ki, verenin ve alanın istidadına göre çok farklı ve mütefâvittir ve bu konudaki ahz ü atâ da tamamen kabiliyetlere göre cereyan etmektedir.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 415–416.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[huzur|Huzur]] * [[iksir|İksir]] * [[incizap|İncizap]] * [[inikas|İn’ikas]] * [[sahabe|Sahabe]] * [[sohbet-i_canan|Sohbet-i Cânân]] ===== Dipnotlar =====