====== İştiyak ====== * “[[muhabbet|Muhabbet]]; sevgi, kalbî alâka, herhangi bir şeye veya herhangi birine düşkünlük mânâlarına gelir ki; [[insan|insanın]] duygularını bütünüyle tesiri altına alması itibarıyla [[ask|aşk]], vuslat arzusuyla yanıp-tutuşma şeklinde daha derin buudlara ulaşmasına da [[sevk|şevk]] u **iştiyak** denir.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 196.)) * “[[umit|Ümit]] ve [[reca|recâ]] o insanda Hakk’a **iştiyak** duygularını kamçılar; mehâfet ve [[hasyet|haşyet]] mülâhazalarına kapı aralayan davranışlar da onun ruhunda saygı, [[temkin|temkin]] ve [[teyakkuz|teyakkuz]] [[his|hissi]] uyarır.”((A.g.e. s. 641.)) * “[[hullet|Hullet]], saf bir [[sadakat|sadâkat]] ve [[sadakat|sadâkatte]] bir tat, bir şîvedir. [[muhabbet|Muhabbet]] ise, bir [[ask|aşk]] u **iştiyak** ve bir ihtiraktır. Onun için hullette [[sevk|şevk]] u [[sukur|şükür]] birkaç adım önde; [[huzun|hüzün]] ise, şöyle-böyle bir iki kadem daha geridedir. Yani, hullet erbabında [[sevk|şevk]] u [[sukur|şükür]] galip olmasına karşılık, [[muhabbet|muhabbet]] ehlinde her zaman [[zikir|zikr]] u [[fikir|fikir]] ve [[huzun|hüzn]]-ü dâim söz konusudur. Ne latîf tecellîdir ki, Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’ın (aleyhi salavâtullahi ve selâmuh) her zamanki hâli de böyle [[umit|ümit]] ve [[reca|recâ]] televvünlü, niyaz ve tazarru eksenli bir hüzn-ü dâimdi.”((A.g.e. s. 681.)) * “Seven için [[ask|aşk]] u **iştiyak** en yüksek bir pâye, sevgilinin arzu ve isteklerinde eriyip gitmek de en erişilmez bir mazhariyettir. [[muhabbet|Muhabbetin]] mebdeinde [[tevbe|tevbe]], [[inabe|inâbe]], [[evbe|evbe]], [[teyakkuz|teyakkuz]], [[sabir|sabır]] gibi sevgiye giriş esasları; müntehâsında da [[ask|aşk]], [[sevk|şevk]], **iştiyak**, üns, rıza, [[temkin|temkin]]... gibi konumunun hakkını verme hususları söz konusudur. Seviyorum diyebilmek için kendinden, kendi isteklerinden arınmak, muhavere ve müzakerelerini hep O’na bağlamak, O’nu ihsas eden hususlar çerçevesinde dönüp durmak, O’nun tecellî edeceği mülâhazasıyla göz kırpmadan beklemek, bir gün mutlaka teveccüh buyurur düşüncesiyle yıllar ve yıllar boyu durduğu yerde kararlı durmak sevgi yolunun ilk âdâbıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Örnekleri Kendinden Bir Hareket (Çağ ve Nesil-8)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 179.)) * “Mü’min her gün kendi kendine, ‘Ben [[allah|Allah]]’ı şu kadar biliyorum; fakat bu yetmez bana; O’nu öyle bilmeliyim ki, imanım, mârifetim, [[allah|Allah’a]] karşı alâkam, –bazen [[ask|aşk]], bazen [[muhabbet|muhabbet]], bazen **iştiyak**, bazen Cenâb-ı Hakk’ın inayeti [[mana|mânâsına]] da gelen [[cezbe|cezb]] ve bazen de o inayete kendini salma mânâsında [[incizap|incizap]] şeklinde tecellî eden alâkam– daha da kuvvetlensin ve mertebe katetsin.’ demelidir.”((M. Fethullah Gülen, //Ümit Burcu (Kırık Testi-4)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 333.)) * “[[kainat|Kâinat]] kitabını okuma mevzuunda da [[merak|merak]] çok önemli bir unsurdur. Hazreti Pîr’in ifadesiyle [[merak|merak]], [[ilim|ilmin]] hocasıdır.((Bediüzzaman Said Nursî, //Mektubat//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 537.)) Buradaki [[ilim|ilimden]] maksat, günümüzde kullanılan şekliyle dar anlamdaki [[bilim|bilim]] değil; zâhiri bilgi, bâtını mârifet, daha ötesi [[muhabbet|muhabbet]] ve onun da ötesi [[ask|aşk]] u **iştiyak** olan [[ilim|ilim]]dir. Dolayısıyla Cenâb-ı Hakk’ın Nebiyy-i Ekrem’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) hitaben buyurduğu: وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا ‘Yâ Rabbi! Benim ilmimi artır, de!’ (Tâhâ, 20/114) ifadesinde geçen [[ilim|ilim]], mücerret olarak mahiyet-i eşyayı bilme değil, irfana dönüşen, [[vicdan_kulturu|vicdan kültürüne]] uzanan, [[muhabbetullah|muhabbetullahı]] netice veren, [[ask|aşk]] u [[sevk|şevk]] derinliğine ulaşan bir kavramdır. İşte [[merak|merakın]] [[ilim|ilmin]] hocası olmasını bu mânâda anlamak gerekir.”((M. Fethullah Gülen, //Yenilenme Cehdi (Kırık Testi-12)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 187.)) * “... [[insan|insanın]] [[mahiyet|mahiyeti]] ulviye, [[fitrat|fıtratı]] câmia olduğundan, binler envâ-ı hâcât ile binbir esmâ-i İlâhiyeye, herbir ismin çok mertebelerine [[fitrat|fıtraten]] muhtaçtır. Muzaaf ihtiyaç, **iştiyaktır**. Muzaaf **iştiyak**, [[muhabbet|muhabbettir]]. Muzaaf [[muhabbet|muhabbet]] dahi [[ask|aşktır]]. Ruhun tekemmülâtına göre, merâtib-i [[muhabbet|muhabbet]], merâtib-i esmâya göre inkişaf eder. Bütün esmâya [[muhabbet|muhabbet]] dahi, çünkü o esmâ Zât-ı Zülcelâlin ünvanları ve cilveleri olduğundan, [[muhabbet|muhabbet]]-i zâtiyeye döner.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Sözler//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 700.)) * “... [[marifetullah|mârifetullah]] olduktan sonra, dünya lezzetlerine iştiha olmadığı gibi cennete bile **iştiyak** geri kalır.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mesnevî-i Nûriye//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 94.)) * “[[akil|Akıl]] tatil-i eşgal etse de, nazarını ihmal etse, [[vicdan|vicdan]] Sâni’i unutamaz. Kendi nefsini inkâr etse de; O’nu görür, O’nu düşünür, O’na müteveccihtir. [[hads|Hads]] ki şimşek gibi sürat-i intikaldir, daima onu tahrik eder. [[hads|Hadsin]] muzaafı olan [[ilham|ilham]], onu daima tenvir eder. Meyelânın muzaafı olan arzu ve onun muzaafı olan **iştiyak** ve onun muzaafı olan [[ask|aşk]]-ı ilâhî, onu daima [[marifetullah|mârifet-i Zülcelâl’e]] sevk eder. Şu [[fitrat|fıtrattaki]] [[incizap|incizap]] ve [[cezbe|cezbe]], bir [[hakikat|hakikat]]-i cazibedarın cezbiyledir.”((A.g.e. s. 236.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[ask|Aşk]] * [[cezbe|Cezbe]] * [[istiyak-i_likaullah|İştiyak-ı Likaullah]] ===== Dipnotlar =====