====== Kanaat ====== * “**Kanaat** eden aziz olur; tamah eden zillete düşer.”((İbnü’l-Esîr, //En-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadîs//, 4/114; ez-Zebîdî, //Tâcü’l-Arûs//, 22/90.)) * “... iktisâd ve **kanaat**, hikmet -i ilâhiyeye tevfik-i harekettir.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Lem’alar//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 175.)) * “... **kanaat**, bir define-i hüsn-ü maîşet ve rahat-ı hayattır. [[hirs|Hırs]] ise, bir maden-i hasâret ve sefalettir. * İsraf, kanaatsizliği intâc eder. Kanaatsizlik ise çalışmanın [[sevk|şevkini]] kırar, tembelliğe atar; hayatından şekvâ kapısını açar, mütemâdiyen şekvâ ettirir. Hem ihlâsı kırar, riyâ kapısını açar. Hem izzetini kırar, dilencilik yolunu gösterir. * İktisâd ise, **kanaati** intâç eder. عَزَّ مَنْ قَنَعَ ذَلَّ مَنْ طَمَعَ hadîsin sırrıyla; **kanaat**, izzeti intâc eder. Hem sa’ye ve çalışmaya teşci’ eder. [[sevk|Şevkini]] ziyâdeleştirir, çalıştırır. Çünkü meselâ bir gün çalıştı. Akşamda aldığı cüz’î bir ücrete kanaat sırrıyla, ikinci gün yine çalışır. Müsrif ise; kanaat etmediği için, ikinci gün daha çalışmaz. Çalışsa da şevksiz çalışır. Hem iktisâddan gelen **kanaat**; [[sukur|şükür]] kapısını açar, şekvâ kapısını kapatır. Hayatında dâimâ şâkir olur. * Hem **kanaat** vasıtasıyla [[insan|insanlardan]] istiğnâ etmek cihetinde teveccühlerini aramaz. [[ihlas|İhlâs]] kapısı açılır, riyâ kapısı kapanır.”((A.g.e. s. 183.)) * “... bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebâtlar; [[tevekkul|tevekkül]]-vâri, kanaatkârâne yerlerinde durup [[hirs|hırs]] göstermediklerinden, [[rizik|rızıkları]] onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. Hayvanât ise, **hırs** ile rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyet ile [[rizik|rızıklarını]] elde edebiliyorlar. Hem hayvanât dairesi içinde zaaf ve acz lisân-ı hâliyle [[tevekkul|tevekkül]] eden yavruların meşrû ve mükemmel ve latîf rızıkları, hazine-i rahmetten verilmesi.. ve [[hirs|hırs]] ile rızıklarına saldıran canavarların gayr-i meşru ve pek çok zahmet ile kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki: Hırs, sebeb-i mahrumiyettir.. [[tevekkul|tevekkül]] ve **kanaat** ise, vesile-i rahmettir.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Mektubat//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 307.)) * “[[sukur|Şükrün]] mikyası, **kanaattir** ve [[iktisat|iktisattır]] ve [[riza|rızadır]] ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı, [[hirs|hırstır]] ve [[israf|israftır]], hürmetsizliktir; haram-helâl demeyip, rast geleni yemektir. Evet [[hirs|hırs]], şükürsüzlük olduğu gibi; hem sebeb-i mahrumiyettir, hem vâsıta-yı zillettir.”((A.g.e. s. 413.)) * “[[hirs|Hırs]] ve tamah, zaaf-ı fakr noktasında teveccüh-ü nâsı celbine medar riyâkârâne vaziyet almaya sevkediyor. Risale-i Nur’un şakirtleri, iktisat ve **kanaat** ve [[tevekkul|tevekkül]] ve kısmetine rıza gibi, Risale-i Nur’un dersinden aldıkları [[izzet|izzet]]-i [[iman|imaniye]], inşaallah, onları [[riya|riyâdan]] ve dünya menfaatleri için hodfuruşluktan men eder.”((Bediüzzaman Said Nursî, //Kastamonu Lâhikası//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 153.)) * “İslâm sûfizmi, tarikat şeklinde kurumsallaşmasından önce ilk olarak [[zuhd|zühd]] ve rekâik, [[tevekkul|tevekkül]], **kanaat** ve [[uzlet|uzlet]] olarak tezahür etti. Sonra muhabbet, aşk ve rıza dönemine girdi.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 21.)) * “Hakikî anlamıyla fakirlik ve ihtiyaç, tese’ül ve dilenciliği hatırlatması açısından böyle bir mânâ hak yolunun yolcuları için bahis mevzuu olmasa gerek. Zira, kendini Allah’a adamış bir [[hakikat|hakikat]] eri, aynı zamanda bir **kanaat** ve istiğna [[insan|insanıdır]]. O, aç ve susuz kaldığı zamanlarda dahi, açarsa derdini sadece [[allah|Allah]]’a açar ama kat’iyen halka arz-ı ihtiyaçta bulunmaz ve bulunmak da istemez. Dervişin, ‘kapı eşiği’ mânâsına gelmesi, insanlara karşı zillet gösterme anlamı itibarıyla değil, Allah karşısındaki tevâzuu, mahviyeti ve [[kendini_sifirlamak|kendini sık sık sıfırlayarak]], maddî-mânevî üzerinde taşıdığı değerlerin izafîliğini vurgulaması açısındandır. Onun, insanlara karşı aynı alçak gönüllülüğü göstermesi de Yaradan'dan ötürü, özü ve mahiyetindeki ilâhî cevherlerle başlı başına antika bir Hak sanatı olması itibarıyladır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 436.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[hirs|Hırs]] * [[israf|İsraf]] * [[sukur|Şükür]] ===== Dipnotlar =====