====== Kazanma Kuşağında Kaybetme ====== * “Bu yolda [[hizmet|hizmet]], memuriyetlerin en yücesi; gaye, Yaradan’ın hoşnutluğu, netice de uhrevî mutluluktur. İşte bu saflardan saf mülâhazaya, az dahi olsa, şahsî çıkar veya cemaat menfaati, cemaat düşüncesi karıştırıldığında, ferde de, heyete de hayat veren sonsuzluk rabıtaları kopar, derken fert çizgisinden uzaklaşır, cemaat da sarsıntıya girer ve **kazanma kuşağında kaybetme** ‘fasit daire’leri işlemeye başlar.”((M. Fethullah Gülen, //Yeşeren Düşünceler (Çağ ve Nesil-6)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 200.)) * “... içinde bulunduğumuz şu kritik günlerde, bütün bilgi, görgü ve müktesebâtımızı [[insan|insan]], kâinat ve Yaratıcı münasebetlerine bağlayarak gerçek [[ilim|ilim]] ve [[marifet|mârifete]] yönelmezsek, [[ilim|ilim]] adına bir kısım vehimlere kurban gitmemiz, **kazanma kuşağında kaybetmemiz** ve ‘Onlara, kendisine âyetlerimizi verip duyurduğumuz densizin kıssasını da anlat; anlat ki o, sahip olduğu bilgisine rağmen, sıyrılıp (tekvînî veya tenzîlî) âyetleri (idrak çerçevesinin) dışına çıktı. Derken şeytan onu kendine uydurup kendine benzetti; o da onun arkasına takıldı ve azgınlardan biri oldu.’ A’râf, 7/175) âyetinde anlatılan talihsizin durumuna düşmemiz kaçınılmaz olacaktır.”((M. Fethullah Gülen, //Örnekleri Kendinden Bir Hareket (Çağ ve Nesil-8)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 29–30.)) * “Vicdanlarda [[marifet|mârifet]]-i ilâhî düşüncesini uyarma ve insanımızı, inanılması gerekli olan şeylere inandırma adına koyulduğumuz bu [[hizmet|hizmette]] hedefimiz, mârifet-i ilâhî, muhabbet-i ilâhî, [[zevk-i_ruhani|zevk-i ruhanî]] ve rıza-i ilâhîdir. [[hizmet|Hizmet]] deyip –[[allah|Allah]] korusun– esas gayeyi unutur, kendimize karşı yabancılaşır ve vesileye takılıp kalırsak, o takdirde, **kazanma kuşağında kaybediyoruz** demektir. Bu ise, afetlerin en büyüğüdür.”((M. Fethullah Gülen, //Fasıldan Fasıla-1//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 164.)) * “[[ihlas|İhlâsı]] kaybeden [[insan|insan]] daha önce hangi zirvede bulunursa bulunsun, dağların altta kalan kısmı gibi oluverir.. oluverir de **kazanma kuşağında kaybetmenin** ızdırabını acı acı yaşar. Unutmayalım: [[ihlas|İhlâsla]] elde edilen nur helezonunun aşağısı gayyâdır.”((M. Fethullah Gülen, //Fasıldan Fasıla-2//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 84.)) * “... bazen [[sahabe|sahabe]]-i kiram arasında olduğu gibi, pek çok [[insan-i_kamil|kâmil insan]], en azından kemale namzet bulunan hak yolcuları, ârif-i billâh olsalar, varıp [[irfan|irfan]] ummanlarına dalsalar, gidip Hakk’a ulaşsalar dahi, ‘üns billâh’ yaşayan Hak erlerinin ufkuna ve bulundukları zirveye muttali olamadıklarından/olmalarına izin verilmediğinden, [[asfiya|asfiyâ]] hatta peygamber vârisi de olsalar, diğerlerini kabul etmeyebilir; kabul etmeden de öte [[giybet|gıybet]], tahkir ve tezyife gidebilirler. Böyle bir durum bilhassa Hak yolunda yürüyenler için bazen kaybettiren tehlikeli bir iptilâ ve imtihana da dönüşür. Böyleleri, dillerini tutup kalblerini de ahlâk-ı zemîmeden arındırabildikleri takdirde vilâyet semasının üveyikleri olmaya namzet iken, ya meşreplerinin muhabbetinden ya mesleklerini her nasılsa adâvete bina ettiklerinden ya da Cenâb-ı Hakk’ın başkaları hakkındaki takdirlerini hazmedemeyip kıskançlığa düştüklerinden, belki de mekr-i ilâhîye maruz kaldıklarından, **kazanma kuşağında sürekli haybetler ve hüsranlar yaşar** ve Hak dostlarına tavır almakla farkına varmadan ehl-i [[kufur|küfür]] ve ehl-i ilhâdı sevindirirler. Kendilerini büyük ve ehliyetli, karşı tarafı da küçük ve değersiz görmek de böylelerine kaybettiren ayrı bir husustur. [[allah|Allah’a]] giden yollar mahlukatın solukları sayısıncadır ve hâlisane O’na yürüyen herkesin de belli ölçüde vuslat yaşaması ve ‘üns billâh’ soluklaması ihtimal dahilindedir. Bu yolda, çalım, iddia değil; [[tevazu|tevazu]], mahviyet ve hacâlet esastır. Bilinemez, ne pejmürde görünümlü kimseler gidip Hakk’a ulaşmışlardır da, en alımlı-çalımlı ve müşârun bi’l-benân kimseler dökülüp yollarda kalmışlardır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 708.)) * “Kimileri [[ilim|ilm]] ü amelle yürür kendi sonuna doğru; [[marifet|mârifetle]] oturur kalkar. Yer yer [[muhabbet|muhabbetle]] soluklandığı olur; ama hudû ve [[husu|huşû]] bilemediğinden, amelini de [[ihlas|ihlâ]]s-ı etemmle bezeyemediğinden akı-karayı birbirine karıştırır ve çok defa **kazanma kuşağında haybetler yaşayarak** göçer gider bu dünyadan.”((A.g.e. s. 719.)) * “... sadece makam, mansıp, para, maaş, güzellik gibi dünyevî değerlere bağlı gerçekleştirilen bir evlilik **kazanma kuşağında kaybetme** demektir.”((M. Fethullah Gülen, //Yaşatma İdeali (Kırık Testi-11)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2012, s. 225.)) * “... kurtuluşun ille de bir tarikat, cemaat veya harekete intisapla mümkün olacağını düşünmek, tarikat silsilesi ile gelen bir mürşidin arkasından gitmeyi zaruri görmek ve hatta o zata intisap etmeyenleri dalâlette görüp onların kurtulamayacağına inanmak asla doğru değildir; **kazanma kuşağında kaybetme** demektir.”((M. Fethullah Gülen, //Mefkûre Yolculuğu (Kırık Testi-13)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 166.)) * “Fert gibi yer yer toplum da bir demir pençe ile tutulup sıkıştırılır ki, bu da o toplumun kabz hâlidir. Bu hâlin bize ait yönü aslında 19. asra girerken başlamıştır. İflaslar birbirini takip etmiş ve bilhassa Tanzimat’tan sonra hep **kazanma kuşağında kaybetmelerle** karşı karşıya kalmışızdır.”((M. Fethullah Gülen, //Prizma-1//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 60.)) * “İmtihan unsurlarından en önemlisi –bana göre– Kur’ân’ın, ‘Bazınızı bazınız ile imtihan ediyoruz.’ (En’âm, 6/53) âyetinde ifade buyurduğu, dine, [[iman|imana]] [[hizmet|hizmet]] edenlerin kendi aralarında imtihan olmalarıdır. Böyle bir imtihan, imtihanların en korkuncu ve **kazanma kuşağında kaybetmeye** en yakın olanıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Prizma-3//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 56.)) ===== Diğer Diller ===== * [[https://hizmetpedia.org/doku.php?id=losing_while_on_the_verge_of_winning|English]] ===== Dipnotlar =====