====== Mürîd ====== * “**Mürîd**; kendi güç ve kuvvetinden teberrî edip, zerreden sistemlere kadar her şeyi kabza-i tasarrufunda tutan Kudreti Sonsuz’un irâdesine râm olan.. [[murad|murâd]] ise, Hak arzusuyla dopdolu hâle gelmiş; bütün bütün mâsivâya (O’ndan başkasına) kapanmış; O’nun hoşnutluğundan başka hiçbir şeye istek ve iştihası kalmamış, dolayısıyla da Hakk’ın [[murad|murâd]] ve matmah-ı nazarı (gözdesi) olmuş bahtiyar ruh demektir.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 169.)) * “**Mürîdle** [[irade|irâde]] arasında bir alâka vardır ama, bu daha çok bir iştikak alâkasıdır. Sebeplerin, sathî [[akil|akıllar]] nazarında, ilâhî izzet ve azamete perde olması gibi, izâfî bir varlık sayılan insan irâdesi de فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ ‘Dilediğini dilediği gibi yapan’ Zât’ın irâdesinin gölgesinin gölgesidir. Gölge asla tâbi olduğu gibi, yaratılan [[irade|irâdeler]] de yaratıcı [[irade|irâdeye]] tâbidirler. Gölgede vehmedilen parlaklık, canlılık ve câzibenin, aynalara akseden sûretlerin parlaklık, canlılık ve câzibesinden farkı yoktur... Ne var ki, yolun başındakiler için bunu anlayıp kavramak pek de kolay değildir. * **Mürîd**, [[irade|irâdesini]] mutlak irâdeyle irtibatlandırıp [[murad|murâd]] ufkuna ulaşacağı ve bedenden rûha, cisimden kalbe, düşünceden vicdana yükseleceği âna kadar, kat’iyen ‘[[fark|fark]]’tan kurtulamaz.. kurtulamaz da, [[irade|irâdeyi]] ayrı, [[irade|irâde]] edeni ayrı ve [[murad|murâdı]] da hep ayrı görür. Evet, [[hak_yolcusu|hak yolcusu]], yolun başlangıcında **mürîd**, nihâyetinde [[murad|murâd]].. kulluğu tabiatına mâl etme gayreti içinde **mürîd**, Hak’la münasebetlerin, [[fitrat|fıtratın]] ayrılmaz bir yanı hâline geldiği noktada [[murad|murâd]].. sevilip-arzu edilme yollarını araştırma faslında **mürîd**, her şeyde O’ndan bir kısım izler görüp sevgi ve mârifet arası gelip-gittiği ve bu geliş-gidişiyle [[zevk-i_ruhani|zevk-i rûhânî]] kaneviçesini ördüğü zaman da [[murad|murâddır]].”((A.g.e. s. 170.)) * “**Mürîd**, henüz mebdede bir [[hak_yolcusu|hak yolcusu]] olsa da, bir sülûk eri hassasiyetiyle her zaman şer’î kıstaslara saygılı, mârufa riayetkâr olmalı ve münkerden de olabildiğine uzak durmalıdır. Ezkaza bir münkeri irtikâp ya da bir mârufu terk ettiğinde de [[allah|Allah’ın]] sevmediği bir fiil ve bir davranışın isini pasını üzerinde fazla taşımama, günah ve hatalara hakk-ı hayat tanımama mülâhazasıyla hemen bir [[tevbe|tevbe]], [[inabe|inâbe]] ve [[evbe|evbe]] kurnasının altına koşmalı; bir an evvel, kalb ve ruhunda yaralar açan o virüs ve o lekelerden mutlaka arınmalıdır.”((A.g.e. s. 691.)) * “[[seyr-u-suluk|Seyr u sülûk]], [[salik|sâlikin]] [[talib|tâlibken]] kısmen duyduğu, **mürîd** ufkunda televvünleriyle tanıştığı [[iman|iman]] ve islâm [[hakikat|hakikatlerini]], [[mahiyet|mahiyet]]-i nefsü’l-emriyelerine uygun bir kere de keşfen ve zevken tadıp duymanın, idrak edip anlamanın kalb ufku itibarıyla ayrı bir yoludur. Sözü edilip de çok defa ne olduğu bilinmeyen [[huzur|huzur]] dediğimiz [[iksir|iksir]] de kâse kâse işte bu yolda içilir.”((A.g.e. s. 698.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[hak_yolcusu|Hak Yolcusu]] * [[salik|Sâlik]] * [[talib|Tâlib]] * [[vasil|Vâsıl]] ===== Dipnotlar =====