====== Nefs-i Sâfiye ====== * “Bir de **nefs-i sâfiye** vardır. O mukarrabîne has bir sıfattır ve bu sıfat erbabı o kadar saf ve berraktırlar ki, onlara bakan âdeta [[allah|Allah’ı]] görür ve [[allah|Allah’ı]] müşâhede eder. Hz. Muhammed Mustafa’nın nefsi işte böyle bir nefistir. Ve O, müstaid birçok kabiliyeti de, kendi dereceleri çerçevesinde ve istidatlarının müsaadesi ölçüsünde, **nefs-i sâfiye** hâline getirmiştir.”((M. Fethullah Gülen, //İnsanlığın İftihar Tablosu: Sonsuz Nur//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 517.)) * “Kur’ân-ı Kerim’de [[nefs-i_levvame|nefs-i levvame]] mertebesine kasemde bulunuluyorsa, denilebilir ki, bu mertebenin üst mertebeleri kabul edilen [[nefs-i_mulheme|nefs-i mülheme]] ve [[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainneye]] evleviyetle; [[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainnenin]] iki kanadı sayılan [[nefs-i_radiye|nefs-i râdiye]] ve [[nefs-i_mardiye|nefs-i marziyeye]] de öncelikli olarak kasem edilmiş ve bu iki kanadın bir temadisi kabul edilen veya sadece bir kısım tabiatlara açık bir ufuk olarak değerlendirilen **nefs-i sâfiye** veya nefs-i zâkiyeye ise haydi haydi kasemde bulunulmuş demektir. Zira ilâhî hitap ve ilâhî ifadede, çok defa, meselenin en alt mertebeden ele alınmak suretiyle, bir açıdan daha üst mertebede bulunanları da içine alacak şekilde bir üslûbun tercih buyrulduğunu görüyoruz.”((M. Fethullah Gülen, //Kalb İbresi, (Kırık Testi-9)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 116.)) * “[[insan|İnsanın]], ‘[[nefs-i_emmare|nefs-i emmare]]’nin sultasından kurtulup hata ve günahları karşısında kendisini kınayan ‘[[nefs-i_levvame|nefs-i levvame]]’ mertebesine geçmesi nefsin tezkiye ve terakkisi adına çok önemlidir. Çünkü bu ilk adım, nefsin diğer mertebelerine ulaşma adına bir açılma noktasıdır. İnsan nefsinin mertebe mertebe ‘[[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainne]]’ye yükselmesi, [[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainnenin]], [[nefs-i_radiye|nefs-i râdiye]] (Hakk’ın takdir ve hükümleri karşısında hep [[riza|rıza]] soluklayan nefis), [[nefs-i_mardiye|nefs-i mardiyye]] (kendisinden razı olunan nefis) ve -eğer bu dünyada mümkünse- **nefs-i sâfiye** veya [[nefs-i_zekiyye|nefs-i zekiyyeye]] ulaşması da ilk olarak ‘[[nefs-i_emmare|nefs-i emmare]]’nin ‘[[nefs-i_levvame|nefs-i levvame]]’ye açılmasından geçmektedir. Nasıl ki, merkezdeki küçük bir açı [[muhit|muhit]] hattında kocaman bir açı meydana getiriyorsa, nefis adına küçük de olsa merkezdeki böyle bir açılım çok önemlidir ve bir o kadar da zordur. Çünkü bunun sağlanması için bir değişimin gerçekleştirilmesi; bir diğer ifadeyle eskinin silinmesi, geçmişe veda edilmesi, o güne kadar alışılagelen şeylerin elin tersiyle itilip yeni bir yola girilmesi gerekmektedir.”((M. Fethullah Gülen, //Buhranlı Günler ve Ümit Atlasımız (Kırık Testi-14)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2015, s. 136.)) * “[[nefs-i_levvame|Nefs-i levvâme]] ise, yaptığı işleri beğenmeyen, sürekli kendisini sorgulayan ve kınayan nefis demektir. Bu yönüyle o, nefis yoluyla terakkide ilk basamaktır. Bu basamağı çıkamayan bir insanın [[nefs-i_mulheme|nefs-i mülhemeye]], [[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainneye]], onun iki farklı kanadı olan [[nefs-i_radiye|nefs-i râdiye]] ve [[nefs-i_mardiye|mardiyyeye]], hele **nefs-i sâfiye** veya nefs-i zâkiyeye ulaşması mümkün değildir. [[nefs-i_levvame|Nefs-i levvâme]], [[insan|insanı]] bu nefis mertebelerine ulaştıracak bir merdiven, bir helezon ve bir asansör gibidir. Bu sebepledir ki, insanın sürekli kendisiyle yüzleşmesi, meydana gelen olumsuzlukları kendisinden bilmesi, her zaman kendisini kınaması çok önemlidir.”((M. Fethullah Gülen, //Yolun Kaderi (Kırık Testi-15)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 270.)) * “... ‘[[nefs-i_kamile|nefs-i kâmile]]’ veya ‘**nefs-i sâfiye**’ denilen tabakalardan söz edilmektedir ki, bu nefis, enbiya-i izâma has, doğrudan doğruya Hakk’ı aksettiren, Hakk’ı gösteren ve Hakk’a götüren nefistir. Bu seviyedeki nefsi Kur’ân-ı Kerim’de açık bir şekilde görmesek de, zannediyorum Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şu ifadelerle bize bu nefsi anlatmaktadır: ‘Herkesin bir nefsi vardır. Benim de bir nefsim var; ancak benim nefsim bana inkıyad etmiştir.’ veya ‘Benim nefsim bana [[teslim|teslim]] olmuştur.’((Müslim, Sıfâtü’l-Münâfikîn, 70; Tirmizî, Radâ, 17; Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 4.))”((M. Fethullah Gülen, //Kendi Ruhumuzu Ararken (Prizma-9)//, İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 172.)) * “Nefis, insanın özüne, kendisine denir... Ayrıca nefis kelimesi, [[kalb|kalb]] ve [[ruh|ruh]] mânâlarına da gelmektedir. Şeriat ıstılahında ise nefis; insanın gazap, şehvet gibi kuvvelerine, hayvanî arzularına esas teşkil eden temel unsurdur. O, saflaştığı zaman insana hizmetçi hâline gelebildiği gibi, saflaşacağı âna kadar da insanın mücadele aşk ve şevkinin zembereği vazifesini görmektedir. Onun için, insanı sürekli fenalıklara yönlendirene nefs-i emmâre; bir ileri bir geri değişimler arenasında ama yaptığı olumsuzluklardan rahatsızlık duyana nefs-i levvâme; ötelere açık, [[ilham|ilhamla]] müeyyed olana [[nefs-i_mulheme|nefs-i mülheme]]; sıçrayıp tam [[itminan|itminana]] ulaşıp huzur soluklamaya durana [[nefs-i_mutmainne|nefs-i mutmainne]]; onun Hak’tan razı olduğu hâline [[nefs-i_radiye|râdiye]] ve nihayet Hakk’ın da kendinden razı olduğu ufka [[nefs-i_mardiye|mardiyye]]; derken zılliyet plânında enbiya ufkunun vârid ve mevhibelerine açık ve her şeyi ‘min haysü hüve hüve’ temaşa eden nefse de zâkiye veya **sâfiye** denmektedir.”((M. Fethullah Gülen, //Bir İ’câz Hecelemesi//, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 202–203.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[nefs-i_emmare|Nefs-i Emmâre]] * [[nefs-i_kamile|Nefs-i Kâmile]] * [[nefs-i_levvame|Nefs-i Levvâme]] * [[nefs-i_mutmainne|Nefs-i Mardiye]] * [[nefs-i_mutmainne|Nefs-i Mutmainne]] * [[nefs-i_mulheme|Nefs-i Mülheme]] * [[nefs-i_radiye|Nefs-i Radiye]] * [[nefs-i_zekiyye|Nefs-i Zekiyye]] ===== Dipnotlar =====