====== Sahv ====== * “Sarhoşluk ve kendinde olmama hâli diyebileceğimiz [[sekir|sekir]]; sofîye ıstılahında sâlikin, sübühât-ı vechin şuâları karşısında mest olup kendini kaybetmesidir ki, onun yeniden his ve [[suur|şuur]] âlemine dönmesi demek olan **sahv** ile beraber zikredilir.. ve **sahv** u [[sekir|sekir]] şeklinde kullanılır. * **Sahv**, [[sekir|sekrin]] zıddıdır ve sâlikin yeniden [[ihsas|ihsas]] ve [[suur|şuur]] âlemine dönmesi demektir. [[sekir|Sekri]] hak olan seyyahın **sahvi** de haktır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 321.)) * “[[hak_yolcusu|Hak yolcusu]] [[sekir|sekir]] durumunda [[hal|hâlî]] ve [[zevk|zevkî]], **sahv** durumunda da ilmî ve [[temkin|temkinîdir]]; [[sekir|sekir]] [[hal|hâlinde]] o, kendi cehd u gayreti olmaksızın, her zaman bir zemzeme-i haz ve lezzet içinde, **sahv** hâlinde ise, bir [[temkin|temkin]] ve [[ihsas|ihsas]], bir [[irade|iradîlik]] ve [[suur|şuur]] öncülüğünde hep Hazreti Hakikat’ı duymaya çalışmaktadır.”((A.g.e. s. 322.)) * “**Sahv**, ârifin, [[his|his]] ve [[suur|şuur]] gaybûbetinden sonra, ikinci bir [[ihsas|ihsas]] ve [[idrak|idrakle]] kendine gelmesi veya ömrünü, enbiyâ-i izâm gibi hep gözleri açık, [[ihsas|ihsasları]] tam ve [[suur|şuuru]] yerinde olarak geçirmesinden ibaret sayılmıştır ki, ona sekrin zıddı da diyebiliriz.((A.g.e. s. 324.)) * “[[sekir|Sekir]] bir [[hal|hâl]] ise, **sahv** bir [[makam|makamdır]] ve [[sekir|sekre]] göre daha objektif, daha sıhhatli ve daha istikametli bir makamdır. [[sekir|Sekir]], sübjektif Hak mülâhazasına istinad etmesine karşılık **sahv**, isimleriyle mâlum, sıfatlarıyla muhat, nâ kâbil-i idrak Zât-ı Ecell u A’lâ mülâhazasına dayanmaktadır. Diğer bir tabirle [[sekir|sekir]], infisal televvünlü, **sahv** ise ittisal edalıdır. İlkinde az-çok ‘[[fena_fillah|fenâ fillâh]]’ işareti, ikincisinde de ‘[[beka_billah|bekâ billâh]]’ remzi sezilir. O’nun bekâsıyla bir bekâ billâh ki, böyle bir hâl, ‘bekâ billâh-maallah’ sözcükleriyle ifade edilir. * Bazıları, [[sekir|sekri]] **sahva** tercih etmiş ise de, bu, ya hâle mağlup olmuş mestlerin mülâhazasıdır veya sülûkun televvün vadilerinde cereyan etmesinden kaynaklanmaktadır; zira [[sekir|sekirde]] gaybet, **sahvda** huzur vardır. [[sekir|Sekrin]] hâle mağlubiyeti, sahvin [[ihsas|ihsas]] ve [[suur|şuura]] merbut bulunması, **sekrin** televvün, sahvin temekkün ifade etmesi, [[sekir|sekrin]], bazı velilerin yolu, **sahvin** Enbiya ve asfiyânın mesleği olması gibi hususlar, **sahvin** birkaç kadem önde olduğunu göstermektedir ve وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ ‘Gelmesi muhakkak yakîn gelinceye dek Rabbine [[ibadet|ibadet]] et!’ (Hicr, 15/99) diğer bir yaklaşımla; gözlerin ölümle [[iman|iman]] rükünlerinin hakikatine uyanacağı âna kadar, [[seyr-u-suluk|seyr u sülûk-i]] ruhânîyi devam ettir; ettir, zira nâmütenâhîye müteveccih seyahat de nâmütenâhîdir.”((A.g.e. s. 324–325.)) * “... **sahv**, hayat mülâhazasıyla da sımsıkı irtibatlı ve cem-i [[irade|irade]] hâlidir. [[sekir|Sekirde]] ‘cem-i vücûd’ ve ‘cem-i şuhûd’ mülâhazalarının yer yer iradeyi baskı altına almalarına karşılık, **sahvde**:فَبِيَ يَسْمَعُ وَبِيَ يُبْصِرُ وَبِيَ يَبْطِشُ وَبِيَ يَمْشِي ‘Benimle duyar, Benimle görür, Benimle tutar ve Benimle yürür.’ gibi Allah maiyyetinin tezahür ve tecellîleri sayılan bir hususî inâyet, hususî riayet ve hususî medet söz konusudur.”((A.g.e. s. 325.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[sekir|Sekir]] ===== Dipnotlar =====