====== Sâlik ====== * “Bir hedefi takip eden, bir yolda yürüyen ve [[allah|Allah’a]] ulaşma gayreti içinde bulunan [[hak_yolcusu|hak yolcusu]] diyeceğimiz **sâlik**; usûlünce, Hakk’a ulaşma cehdi içinde bulunan herkese denir ki; her ferdin, istidat, kabiliyet ve mazhar olduğu/olacağı mevhibeler açısından farklı farklıdır.”((M. Fethullah Gülen, //Kalbin Zümrüt Tepeleri//, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 442.)) * “**Sâlikin** ilk işi, sağlam bir niyetle, istidat, kabiliyet ve seviyesine göre, ‘[[tevbe|tevbe]]’, ‘[[inabe|inâbe]]’, ‘[[evbe|evbe]]’ unvanlarıyla yâd edilen, Allah’ın sevmediklerinden sevdiklerine, istemediklerinden istediklerine, hayvanî ve cismanî hayattan kalbî ve ruhî hayata hicrete azmetmesidir.”((A.g.e. s. 444.)) * “... hedefini iyi belirlemiş ve bulunduğu ufkun farkında olan bir **sâlik**; dert kaynağı sayılan canı da, teni de teneşir tahtasına bırakır ve bütün varlık sermayesini gönül kapısının önüne saçar. Yol kesen her türlü ağyâr düşüncesinden sıyrılarak kalbine yönelir ve onun dilini anlamaya çalışır. Göz ve kulaklarını [[basiret|basîretinin]] emrine vererek, [[fizik_otesi_alemler|fizik ötesi saf mülâhazalar âlemine]] dalar. Böyle bir mazhariyetle bazen bir hamlede lâmekânîliğe yükselir ve ikinci hamlede de sesini bütün semavât ehline duyurur.”((A.g.e. s. 446.)) * “**Sâlik**: Bir yolu tutup giden anlamındaki bu kelime, [[tasavvuf|tasavvuf]] erbabınca Allah’ın rızasını kazanma hedefine bağlı, belli bir disiplin içinde O’na yürüyen; yürüyerek tabiatındaki uzaklaşma temayüllerini nötralize eden veya kendi uzaklığını aşmaya çalışan [[hak_yolcusu|hak yolcusu]] demektir ki, kendi içinde iki ana bölüm hâlinde mütalâa edilegelmiştir: * 1. [[seyr-u-suluk|Seyr u sülûk]] yolunun gereklerini yerine getirmeden, yani [[uzlet|uzlet]] yaşamadan, [[halvet|halvet]] görmeden, [[cile|çile]] ile tanışmadan, sırf cezb-i Rahmânî ile bir hamlede, bir nefhada bütün hâl ve makamları aşıp kendi kemalât arşına ulaşan cezbedilmiş (meczûp) veya (müncezip) **sâlik**. * 2. Usûl ve âdâbı dairesinde istidadının gereği [[afak|âfâkî]] veya [[enfus|enfüsî]] [[seyr-u-suluk|seyr u sülûk-i]] ruhanîyle Hakk’a vuslat yolunda bulunan **sâlik**-i mücahid.” ((A.g.e. s. 697.)) * “**Sâlikte** ilk adım niyetle başlar. Niyet her işin başı, seyr u sülûkun ise hem başı hem de temel taşıdır; onsuz amel ruhsuz, o olmadan Hakk’a yürümekse imkânsızdır. Hâlis bir niyet, Hak inayetine bağlanarak güçlendirilir, azim ve kararlılıkla da bilenirse –Allah’ın izniyle– bu sayede **sâlik** her şeyi başarabilir, her engeli aşabilir ve takvimi belli değilse de bir gün –hangi seviyede olursa olsun– istidadının elverdiği arş-ı kemalâta ulaşabilir. Ne var ki, ‘menzili çok, geçidi yok, derin sular’ın ve derin derelerin bulunduğu, zorluk ve kolaylığın yan yana yaşandığı, şehrahlarla patikaların iç içe uzayıp gittiği bir yolda mutlaka bir kâmil [[mursid|mürşide]] ve bir üstada ihtiyacın olduğu da açıktır. Bu itibarla da, şayet üstad üstadlık taslayan bir mütesanni’, mürşid de haddini bilmez bir nâkıssa vay o sâlikin hâline!”((A.g.e. s. 697–698.)) * “Arkadaş! O Zât (aleyhissalâtü vesselâm), delâil-i [[afak|âfâkiye]] denilen haricî delillerle musaddak olduğu gibi delâil-i [[enfus|enfüsiye]] denilen zâtında ve nefsinde sabit delil ve işaretler ile dahi musaddaktır. Çünkü o Zât şems gibidir; zâtını zâtı ile ziyalandırarak gösterir. Mesela bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri o Zât’ta içtima etmiş olduğuna bütün âlem şehâdet ediyor. Ve keza en nezih hasletleri ve huyları ve en yüksek seciyeleri câmi’ bir şahsiyet-i mâneviye sahibi olduğuna icma vardır. Ve keza o Zât’ın en yüksek derecede bulunan [[zuhd|zühd]] ve [[takva|takva]] ve ubûdiyeti şehâdetleriyle mâlik olduğu kuvvet-i [[iman|imaniye]] ile musaddaktır. Ve keza siyer-i nebeviyenin şehâdetiyle derece-i vüsûku ve kemâl-i ciddiyet ve metaneti ve bütün işlerinde ve harekâtında kuvvet-i emniyeti, hakka mütemessik ve hakikate **sâlik** olduğunu tasdik eden kat’î delillerdir. Evet yaprakların yeşilliği, çiçeklerin taravet ve güzelliği ve semerelerin tazeliği; ağacın canlı, hayatlı, hayy olduğuna sadık şahittirler.” ((Bediüzzaman Said Nursî, //Mesnevî-i Nûriye//, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 18.)) ===== Ayrıca Bakınız ===== * [[hak_yolcusu|Hak Yolcusu]] * [[murid|Mürîd]] * [[seyr-u-suluk|Seyr u Sülûk]] * [[talib|Tâlib]] * [[vasil|Vâsıl]] ===== Dipnotlar =====