Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


kultur

Kültür

  • Kültür, bir milletin, kendine has çizgide gelişip yükselmesinde sık sık başvuracağı önemli bir kaynaktır. Millet hayatının âhenk ve istikametiyle, kültür kaynaklarının duruluğu arasında her zaman sıkı bir münasebet mevcut olmuştur.
  • Kültür, bir cemiyetin dil, terbiye, âdet ve sanat gibi duygularından doğmuş, sonra da işlene işlene o toplumun hayat tarzı hâline gelmiş, hemen her parçası çok ehemmiyetli bir kısım esasların bütünüdür. Bu esasları görmezlikten gelmek körlük, toplumu onlardan uzaklaştırmaya kalkışmak ise, onu yolsuz, yöntemsiz hâle getirerek, şaşkına çevirmek demektir.
  • Kültür, milletlerin az-çok birbirleriyle teması neticesinde, bir ölçüde medeniyet gibi, bir toplumdan diğer topluma da geçebilir. Ancak, bu geçişte millî ruh imbikleri iyi çalışmaz, gerekli tasfiye ve ayıklama yapılamazsa, neticede kültür ve medeniyet bunalımı kaçınılmaz olur.
  • Gerçek kültür; hakikî din, yüksek ahlâk, fazilet ve hazmedilmiş ilimlerin potasında kaynaya kaynaya olgunlaşır. Dinsizlik, ahlâksızlık ve cehaletin hâkim olduğu bir atmosferde ne gerçek kültürden bahsetmeye, ne de o atmosferde yetişen insanın bu kaynaktan faydalanmasına imkân yoktur.
  • Başka milletlerin kültür ve medeniyetiyle güya gerdeğe girip, kendi varlık ve bekâsını devam ettirmeye çalışan toplumlar, dallarına başkalarına ait meyveler takılmış ağaçlar gibidirler ki, hem gülünç, hem de aldatıcıdırlar.
  • Kültür, millet ve cemiyetin tabiatından doğar ve gelişir. Bir ağacın çiçek ve meyveleri ne ise, bir toplumun kültürü de odur. Kendi kültürünü olgunlaştıramamış veya kaybetmiş milletler, meyve verememiş veya meyveleri dökülmüş ağaçlara benzerler. Bugün olmasa da yarın kesilip, odun olarak kullanılmaları mukadderdir.
  • Her milletin hayatında ‘kültür’ çok ehemmiyetli bir yer işgal eder. Bir milletin geçmişiyle iç içe ve ruh köküne sımsıkı bağlı bir ‘kültür’, o milletin yaşama ve yükselme yollarını açar ve aydınlatır. Aksine, her gün değişik bir anlayış ve düşünceyle sürekli zikzaklar çizmek o milleti çürütür, yerle bir eder.”1)
  • Kültür her yerde fertlerin duygu, düşünce dünyasında ve ma’şerî vicdanın münbit yamaçlarında uzun bir kuluçka döneminden sonra varlığa ermiş; iç kaynaklardan doğrudan doğruya, dış kaynaklardan da süzüle süzüle beslenmiş, gelişmiş; derken zamanla o milletlerin tabiatlarının önemli bir derinliği ve onların hayatlarının en bâriz bir rengi hâline gelmiş; sonra da her zaman konuşulup düşünülmese de, mâbedden mektebe, sokaktan evlerin içine, kıraathânelerden yatak odalarına kadar her yerde bütün hayatı kuşatmıştır. Öyle ki, insanlar iradî olarak onu dinlemeseler de o iradeleri aşan sırlı bir güçle her zaman kendini onlara dinletebilmiştir.
  • İşte bir millet, bu ölçüde kendi olarak sağlam bir kültür zeminine oturtulabildiği takdirde, cehalet, fakirlik, ihtilaf, disiplinsizlik ve haricî baskılar gibi pek çok açmazları olsa da, mutlaka, zamanla bunların hepsini aşabilecek kıvama ermesi âdeta tabiîleşir.”2)
  • Kültürün, bir milletin tarih içinde üretip ortaya koyduğu, ortaya koyup zamanla millî varlığın bir buudu hâline getirdiği veya onu şuuraltı müktesebata dönüştürdüğü sosyal ve ahlâkî davranış disiplinlerinin bütünü olduğu şeklindeki düşünce bir hayli yaygın. Bu anlayışa göre, bazı temel hususiyetleri itibarıyla evrensel bir görünüm arz etse de, her toplum ve her sosyal coğrafyada farklı bir kültürün hâkim olduğu açıktır. Tabiî bu farklılık, büyük ölçüde düşünce sistemlerinde de müessir bir faktördür. Bu açıdan bir ferdin, belli bir kültüre bağlı düşüncesini, belli bir referans çerçevesi aracılığıyla kendini ifade etmesi de sayabiliriz.
  • Kültürü; biraz da düşünce ile irtibatlandırarak, herhangi bir milletin kendi ahlâkî değerlerini, mezhep mülâhazalarını, varlık, kâinat ve insanla alâkalı düşüncelerini, sosyal ve siyasal tavırlarını ve davranış disiplinlerini ifade yollarının bütünüyle veya büyük bir kısmıyla ortaya koyması ve millî duyuş, millî düşünüş esasına bağlılık çerçevesinde, tarih içinde meydana gelen topyekûn fikir, sanat, örf, âdet ve teâmül -bu son iki esasla alâkalı ilerde arz edeceğimiz kayıtlar mahfuz- gibi hususların umumudur şeklinde yorumlayanların sayısı da az değil.
  • Oysaki biz, kendi kültürümüzü, sadece kendi coğrafyamız açısından değil, bizimle medenî dünya arasında kalıcı ve sağlam bir köprü teşkil etmesi zâviyesinden de iyi yorumlama, dikkatli değerlendirme ve düşünce hayatımızda, açılma türünden yeni bir kültür zamanına ortam hazırlama mecburiyetindeyiz. Değişik bir ifadeyle, milletimiz adına daha sağlam, daha tutarlı, daha kalıcı bir kültür anlayışının inşâsı için -geleceğin önceliği mahfuz- dün, bugün ve yarına ait değerleri birbirine feda etmeme, temâdî ve inkişafa aynı ölçüde saygılı kalma ‘zorunda’yız. Aslında kültürel zaman, bizim bildiğimiz zaman anlayışından farklı olarak önce bulunma ya da sonradan vücûda gelme mefhumlarına bağlı değildir. Bence ona ‘zaman üstü’ demek daha uygun olacaktır. Hatta ona, zamandan ‘bağımsız’ ve aşkın nazarıyla bakmak yerinde bir yaklaşım olsa gerek; zaten kültürün sürekliliği de, tamamen onun bu müstakilliyetine bağlıdır. Ne var ki, onun tamamen müstakil ve kendi olan bu yapısını düzenleyen ve farklı muhitlerle münasebetini şekillendiren bir referans çerçevesinin olduğu da açıktır. İşte bu yönüyle de o, böyle bir çerçeve içinde, farklı mefhumlar, ayrı ayrı düşünce yolları, değişik bakış zaviyeleri, her biri bir yoruma bağlı sanat telâkkîleri ve ahlâkî değerler gibi.. hususların bütününden ibarettir denilebilir.
  • Ancak her türlü mazmunu, mefhumu, düşünce tarzını, yorumu ve telâkkîyi onlara bağlı olarak götürme mecburiyetinde olduğumuz bir de temel esaslar vardır ki, kültür, bütün renkleriyle bu esaslar etrafında daireler çizer durur.. onlarla beslenir, gelişir ve derken, onlarla zaman-mekân üstü bir hâl alır.”3)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 41–42.
2)
M. Fethullah Gülen, Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 37–38.
3)
A.g.e. s. 85–88.
kultur.txt · Son değiştirilme: 2025/01/14 09:36 Değiştiren: Editör