sefkat_tokadi
Şefkat Tokadı
- “Şefkat tokadı; sevenin, sevdiğine, sevgi eksenli, onu doğru yola getirme maksadıyla, kulağını çekme, azarlama mânâsına gelen tatlı bir ikazıdır…
- Şefkat tokadı, herkesin, tokadını yediği zatın nezdindeki yerine göre cereyan eder ve şekil alır. Meselâ, iman ettiği hâlde, Allah ile ciddî münasebet içinde olmayan bir kişi, mükellef olduğu ibadetlerinde bir kusuru olduğu veya akidesine ters bir düşüncede bulunduğu takdirde, malına veya evlâd ü iyaline bir zarar isabet etmesi şeklinde, bir şefkat tokadı yiyebilir. Böyle bir tokat, o insanın ders almasına ve istikamet kazanmasına vesile olabilir. Bu zaviyeden meseleye bakıldığında buna her ne kadar şefkat tokadı adı verilse de, bunun bir lütuf ve ihsan olduğunda şüphe yoktur.”1)
- “Hakkı Efendi talebelik vazifesini hakkıyla îfâ ederken, ahlâksız bir kaymakam geldi. Hem Üstadına, hem de kendine zarar gelmemek için, yazdıklarını sakladı. Muvakkaten hizmet-i Nuriyeyi terk etti. Birden bir şefkat tokadı manasında bin lirayı vermeye mükellef olacak bir dâvâ başına açıldı. Bir sene o tehdit altında kaldı. Tâ geldi, burada görüştük, avdetinde hizmet-i Kur’âniye’ye talebelik vazifesine girdi. Şefkat tokadının hükmü kalktı, tebrie etti.”3)
- “Ziya, Meyve’nin gençliğe ve namaza dair meselelerini kendine yazdı, namaza başladı. Fakat haylazlık yaptı, namazı ve yazıyı bıraktı. Birden, o vakitte tokat yedi. Hilâf-ı âdet ve sebepsiz, başı üstündeki sepeti ve elbiseleri yandı. O kadar kalabalık içinde yanıncaya kadar kimse farkında olmaması, kastî bir şefkat tokadı olduğunu gösterdi.”4)
- “Mürted denildiğinde ilk akla gelen ise itikadî mürteddir. Böyle biri İslâm dinini bırakıp gerisin geriye döndüğünden küfre düşmüş olur. Bunun yanında bir de dine hizmet mürtedleri vardır. Bunlar bir mefkûreye, belli bir dönem gönül vermiş olsalar da bir müddet sonra sinek kanadı kadar küçük şeylere takılır kalır; kalır da hizmet aşk u şevkini, eski heyecan ve aktivitesini kaybeder ve ardından da içinde bulunduğu dairenin dışına çıkarlar. Esasında bu tür insanlar genelde bütün işlerin kendi heva ve heveslerine göre yapılmasını isteyen, böyle olmadığını gördüğünde bulundukları yerde ihtilaf ve iftirakların oluşmasına sebebiyet veren ve bunun neticesinde de gerisin geriye dönen akılzede ve kalbzede bir kısım zavallılardır.
- Cenab-ı Hak bu tür insanları önce şefkat tokadıyla uyarır fakat onlar ihtilaf ve iftirak ateşini körüklemeye devam ederse bu sefer nikmet tokadına müstahak hâle gelirler. Bunun üzerine de Allah (celle celâluhu) ‘Madem siz ihtilaf ve iftiraktan medet umar hâle geldiniz, Ben de sizi götürüp birlik ve beraberliği esas alanları, vifak ve ittifak ruhuyla hareket edenleri getireceğim.’ diyerek onların bulundukları alanı başkalarına bırakır. Bu açından din-i mübin-i İslâm’a hizmet etmeye dilbeste olmuş (gönül vermiş) mü’minlerin hizmet mürtedi olmaktan çok endişe duymaları ve böyle bir duruma düşmemeleri adına pek çok şahsî haklarından feragatte bulunabilmeleri gerekir. İşte bu bir liyakat arayışı olduğu gibi aynı zamanda kötü âkıbete müstahak olmaktan da sıyrılma yol ve yöntemidir.”5)
- “Allah yolunda koşturan insanlar yaptıkları işlere şirk bulaştırdığı zaman Cenâb-ı Hak, cebr-i lutfî olarak onlara yer yer ehl-i dalâleti musallat edip kulaklarını çekebilir. Eserlere baktığımızda Hazreti Üstad’ın gerek ‘Şefkat Tokatları’ bahsinde gerekse Lâhikalarda bu konuyla alâkalı çok sayıda misal serdettiğini görmekteyiz. Ayrıca bilinmesi gerekir ki, maruz kalınan belâlar, işlenen cinayet ve cürmün büyüklüğüyle doğru orantılıdır. Hata ve günahın büyüklüğüne göre gelen tokatlar, şefkat tokadı olabileceği gibi, nıkmet/azap tokadı da olabilir.”6)
- “… şefkat tokadını celbeden yanlışlar nelerdir? Dikkatsizce yaşama, hayatı rantabl değerlendirememe, konumun hakkını verememe, ele geçirilen imkân ve fırsatları gaye-i hayali istikametinde kullanamama, elde edilen başarıları nefisten bilme, Din-i Mübin-i İslâm adına yapılan hizmetlerin gücünü kırabilecek hatalar irtikâp etme (işleme), vefa ve sadakati koruyamama, ihlâs ve samimiyetten uzaklaşma gibi pek çok şey bu meyanda sayılabilir. Hepimiz geri dönüp hayat sergüzeştimize baktığımızda kaçırdığımız nice fırsatlar olduğunu görürüz. Elimizdeki imkânları ne ölçüde Din-i Mübin-i İslâm’ı sevdirme istikametinde kullandığımız sorgulanabilir.
- İşte bu tür ihmal ve kusurlarımız, şefkat tokatları şeklinde bize dönebilir. Hazreti Bediüzzaman’ın tabiriyle bunlara ‘şefkat tokadı’ dememizin sebebi, zahirî yüzleri çirkin olan bu tür sıkıntıların altında büyük hayırlar gizlenmiş olmasıdır. Bu tür hata ve kusurlarımızdan ötürü Cenab-ı Hakk’ın bizi zalimlerin eliyle tokatlaması, farklı bir tabirle kaderin adalet etmesi, zalimleri mazur kılmaz. Zulmeden insanlar, âhirette, yaptıkları zulme göre muamele görecek ve yaptıkları her bir haksızlık ve zulmün cezasını çekeceklerdir.”7)
- “Hani siz, deseniz de demeseniz de şöyle de düşünüyor olabilirsiniz: Biz zaten bu meseleye dilbesteyiz, Allah’ın izni ve inayetiyle. Hiçbir şey görmesek, hiçbir rüya ile bu mevzuda teyîd almasak, hiçbir yakaza ile harekete ve metafizik bir gerilime geçmesek de şu andaki konumumuz itibarıyla Allah’a binlerce hamd ü sena olsun! Bizi Müslüman yaratmış, dünya muhabbetini kalbimizden silip atmış; bizi cebrî olarak Kendine tevcih etmiş, sonra da demiş ki: ‘Siz, misyonunuz itibarıyla dar Türkiye’nin adamları değilsiniz. Fakat ihtiyarî olarak hicret yapmamıştınız; Ben de ensenize hafif birer tokat, şefkat tokadı vurarak, sizi cebrî hicrete sevk ediyorum! Dağılın dünyanın dört bir yanına. Müslümanlığı, Asr-ı Saadet’te yaşanan şekliyle insanlığa tanıtın! Herkesle kucaklaşan insanları; siyahıyla, beyazıyla, pembesiyle, turuncusuyla, herkes ile kucaklaşan insanları, herkese bağrını açan insanları dünyaya gösterin.’”8)
Dipnotlar
1)
M. Fethullah Gülen, Prizma-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 91.
2)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 52.
3)
A.g.e. s. 55.
4)
Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 324.
5)
M. Fethullah Gülen, Buhranlı Günler ve Ümit Atlasımız (Kırık Testi-14), İstanbul: Nil Yayınları, 2015, s. 180.
6)
M. Fethullah Gülen, Yolun Kaderi (Kırık Testi-15), İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 278.
7)
M. Fethullah Gülen, Işık Karanlığı Boğarken (Kırık Testi-19), New Jersey: Süreyya Yayınları, 2022, s. 163–164.
8)
M. Fethullah Gülen, “Değmez mi?”, 12 Kasım 2017, Bamteli.
sefkat_tokadi.txt · Son değiştirilme: Değiştiren: Editör
