Kast u
azim, kendilerine mahsus derinliklerle, irâdenin buudlarından iki buud ve onun önemli iki esasıdırlar. Uzun seyahatlere niyet etmiş her yolcu, mutlaka
kast u
azim menziline uğrayıp “vize” alma mecburiyetindedir. Bu menzilden vize aldıktan sonradır ki, gerçek yolculuk başlar. Hem de,
kast u
azim kanatları altında ve onlarla başlayan bir sırlı derinlik içinde… İrade murada inkılap edip onun içinde eriyince, birer proje ve taslaktan ibaret olan
kast u
azim de itibarî birer unvan hâline gelir ve silinir-giderler. Hak dostu: ‘Her kim mükellefiyetlerinin üstünde, Allah’a vuslat arzusuyla şahlanırsa, Hudâ ona gelir.’ der. Gelir de, onun gören gözü, işiten kulağı ve konuşan lisânı şeklinde tecelli eder.
3)