Yalnız tv, radyo, gazete ve mecmualar yani yazılı ve görsel bütün unsurlarıyla medya, İslâm’ı tebliğ işine sürat kazandırabilir. Evet, Efendimiz’in mucizevî beyanıyla ifade ettiği ‘tekârüb-ü zaman ve tekârüb-ü mekân’ın yaşanmasına ve böylece dünyanın küçük bir köy hâline gelmesine vesile olabilir bu araçlar. Nitekim olmuştur da. Günümüzde bir taraftan dünya küçülürken diğer yandan da zamanın hızı aşılmaya çalışılmaktadır. Evet,
insanlar duygu ve düşüncelerini bu vasıtalarla çok daha rahat ve kolay bir biçimde intikal ettirebilmektedirler. İnşâallah, mükellefiyet olarak Rabbimiz’in üzerimize yüklediği İslâm’ı tebliğ vazifesini bu araçlardan istifade ile bizler de yerine getirebilir ve bu sürat çağına bizler de bir şeyler fısıldayabiliriz.”
2)