Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


ilim

İlim

  • “Vâkıa uygun olan kesin itikattır. Akılda bir şeyin suretinin hâsıl olmasıdır. Bir şeyi olduğu gibi idrak etmektir. Bir şeyin mânâsına ulaşmaktır.”1)
  • “Bugün, ilim veya bilim adına kullandığımız esaslar, hayat, kâinat ve varlık felsefemiz, başkaları tarafından daha önce ortaya atılmış nazariyelerdir.. ve bunların nüveleri de kat’iyen bizim mantığımız, bizim muhakememiz, bizim sancılarımız ve bizim gayretlerimizin ürünleri değildir. Bizim ızdıraplarımızın, bizim fikir çilelerimizin, bizim ilhamlarımızın ve bizim hafakanlarımızın doğurmadığı şeylerden istifade etmeye kalkmak –hele doğrudan doğruya olursa– ruh velûdiyetimizi öldürmek ve düşünce hayatımızı kısırlaştırmak demektir.”2)
  • İnsan duyularıyla elde edilen veya Allah’ın (celle celâluhu) vahiy ve ilham yoluyla bildirdiği bilgi ki zaman zaman onun herhangi bir tezahürünü ifade sadedinde: Gerçeğe, vâkıa uygun bilgi veya bir şeyi olduğu gibi kavrama mânâlarına da hamledilmiştir. Aynı zamanda ilim, kesin olsun olmasın, tasavvur veya hüküm olarak, mutlak mânâda idrak etme, düşünme ve anlama mânâlarına da gelir. Hatta çok defa, ilim sözcüğüyle mârifet mânâsını kasdettiğimiz de olur.”3)
  • “… ‘ilim’ ‘hâl’den önce gelir. Zira ‘hâl’ tamamen ilme tâbidir. Aslında ilim enbiyânın mirası, âlimler de bu peygamber terikesinin vârisleridirler… İlim, imana önemli bir basamak, hidayet ve dalâleti, şüphe ve yakîni birbirinden ayıran esaslı bir mihenk ve insanın insanî yanlarını ortaya çıkaran ilâhî bir sırdır.”4)
  • “… ilm-i ledünnî, talim ve taallümle elde edilmeyip Cenâb-ı Hakk’ın hususî bir mevhibesi ve bir kuvve-i kudsiyesinin nuranî tecellîsidir. Bu tecellî, san’attan Sâni’e eserden Müessir'e giden bir bilgi olmaktan daha çok, Sâni’den zîşuur san’ata, Müessir'den esere akan bir mârifettir. Hatta o, esrâr-ı Hakk’a ait mahrem vâridâtın insan ruhunda taayyününden ibaret sayılmıştır.”5)
  • İlim, eşya ve hâdiselerin bize anlattığı, tekvînî emirlerin önümüze açıp döktüğü şeylerin hissedilmesi, kavranması ve Yaradan’ın yüce maksatlarının sezilmesi demektir.”6)
  • “… insan, bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır ve bütün ulûm-u hakikiyenin esâsı ve madeni ve nuru ve ruhu, marifetullahtır ve onun üssü’l- esası da iman-ı billâhtır.”7)
  • “… ilim iki kısımdır: Bir nevi ilim var ki bir defa bilinse ve bir-iki defa düşünülse kâfi gelir. Diğer bir kısmı, ekmek gibi, su gibi, her vakit insan onu düşünmeye muhtaç olur. Bir defa anladım, yeter diyemez. İşte ulûm-u imaniye bu kısımdandır.”8)
  • “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.”9)
  • “… Allah’ın hesabına kâinata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. Eğer gaflet ile esbap hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur.”10)
  • “Bize düşen vazife, insanlarda ciddi bir merak ve heyecan oluşturmak, onlara yüce bir mefkûre aşılayabilmek, başarıları ödüllendirmek ve gerekli zemini hazırlamak suretiyle donanımlı ve ufuklu insanların yetişmesini sağlamaktır. İlmî ve fikrî çalışmalarını ibadet neşvesi içinde sürdüren, bunların kendisini Allah rızasına, Efendimiz’in maiyetine ve uhrevî nimetlere ulaştıracağına inanan ve bu hedefe ulaşma adına dünyayı bir Cennet hâline getirmeye azmetmiş insanlar yetiştirmeliyiz.
  • İlmî çalışmalara inançlı insanların eli değmediği müddetçe bilim, natüralizm, pozitivizm ve materyalizmin demir pençesinden kurtulamayacaktır. Müslümanlar da bilimsellik adına kendilerine dayatılan ilim mantığını çaresiz şekilde kabul etmek zorunda kalacaklardır. Kabul etmenin de ötesinde kendi ilim yuvalarında talim ve terbiyelerinden sorumlu oldukları öğrencilere de bunu öğreteceklerdir. Laboratuvarları ve araştırma merkezleri bu mantığa göre çalışacaktır. Dolayısıyla da bir türlü taklitten kurtulamayacak, kendileri olamayacaklardır.
  • Tekvinî emirlerin doğru okunması, doğru düşüncelerin ve doğru tespitlerin ortaya konulabilmesi, önceki nesillerden miras alınan ilmin daha ileriye götürülmesi, ilim ve araştırma adına yeni ufuklar açılması, arkadan gelenlere daha derin düşünme ortamının hazırlanması adına verilecek maddî-manevî desteğin yeri çok önemlidir. İdeolojilere, sekülerizme, egoizmaya ipotek edilmiş düşüncelerle bir yere varılamaz. Önemli olan, bir taraftan insanlara yüce bir mefkûre verebilmek, diğer yandan da onlara her tür desteği sağlayabilmektir. Şayet siz bu konuda uygun ortamlar hazırlar ve üzerinize düşen sorumlulukları yerine getirirseniz, seviyeli, kaliteli ve donanımlı insanlar zuhur eder. Aksi takdirde hakikat aşığı ilim adamları yetiştiremez ve yerimizde saymaya devam ederiz.”11)
  • İlim ve beyan gücünün öne çıktığı günümüz şartlarına gelince; bugün kendimiz olarak mevcudiyetimizi devam ettirebilmemiz ilmin, kalemin, beyanın gücüyle mümkün olacaktır. Bediüzzaman Hazretleri’nin yaklaşımıyla günümüzde medenilere galebe ikna iledir. Dolayısıyla günümüzün kültür elçileri olan adanmış ruhlar, kendi değerlerini maddî kılıçla, tankla, topla, tüfekle, silahla ve kaba kuvvetle değil; ilimle, irfanla, sevgiyle, hoşgörüyle, esenlikle dünyanın değişik coğrafyalarına götürmelidirler. Çünkü sevgi ve sulh yolu gönüllere giden yolu açar; kaba kuvvet ise, kin ve nefretlerin hortlamasına sebebiyet verir.”12)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Ali ibn Muhammed es-Seyyid eş-Şerif Cürcani, Tarifat: Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, tercüme ve şerh: Arif Erkan, İstanbul: Bahar Yayınları, 1997, s. 156.
2)
M. Fethullah Gülen, Işığın Göründüğü Ufuk (Çağ ve Nesil-7), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 81.
3)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 232.
4)
A.g.e. s. 235.
5)
A.g.e. s. 236.
6)
M. Fethullah Gülen, Çağ ve Nesil (Çağ ve Nesil-1), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 127.
7)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 336–337.
8)
Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 247–248.
9)
Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât , İstanbul: Ensar Neşriyat, 2007, s. 86.
10)
Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevî-i Nûriye, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 183.
11)
M. Fethullah Gülen, “Hakikat Aşığı İlim Adamları Yetiştirme”, Kırık Testi, 7 Şubat 2021.
12)
M. Fethullah Gülen, “Aksiyon İnsanları ve İlim Ehli”, Kırık Testi, 27 Aralık 2015.
ilim.txt · Son değiştirilme: 2024/03/20 11:59 Değiştiren: Editör