Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


musahedetullah

Müşahedetullah

  • “Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan ‘irade, zihin, his, lâtife-i Rabbâniye’ her birinin bir gâyâtü’l-gâyâtı vardır. İradenin ibadetullahtır. Zihnin mârifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Lâtifenin müşahedetullahtır. Takvâ denilen ibadet-i kâmile dördünü tazammun eder. Şeriat; şunların itidal ve muvazenetlerini muhafaza ve gâyâtü’l-gâyâtına sevkettiği gibi, nefsin fıtraten serbest bırakılmış olan kuva-ı selâsesini ifrat ve tefritten kurtarıp hikmet, iffet, şeceâtı tazammun eden adalet noktasına sevkeder.”1)
  • “… irade, esas olarak benliğin rükünlerinden birisidir. Zaten Üstad iradeyi, latîfe-i Rabbâniye denilen kalb, şuur ve hisle birlikte vicdanın dört rüknünden biri olarak da zikreder. Bu latîfeler, kâinatı duyma, hissetme ve onu değişik unsurlarıyla ele alıp hallac ederek yorumlama… gibi insana değişik düşünceler ilham eder. İrade, insanı muhabbetullah; kalb, mârifetullah; şuur, müşâhedetullah; his de Cennet ufkuyla buluşturur. Bunlar, aklı aşkın olan sistemin, birer parçası olarak insanın mahiyetine dercedilmişlerdir.”2)
  • “… iyiyi kötüden ayırt edip iyilikten lezzet ve inşirah duyan, kötülüklerden de muzdarip ve mükedder olan vicdanın, latîfe-i rabbâniye, irade, zihin ve his gibi dört ana unsuru vardır. Değişik vazife ve fonksiyonlarıyla beraber, bunlardan her birerlerinin de bir asıl gayesi bulunur: İradenin asıl gayesi ibadetullah, hissinki muhabbetullah ve latîfe-i rabbâniyeninki müşâhedetullah olduğu gibi zihnin gerçek gayesi de mârifetullahtır. Bundan dolayı, zihnin sürekli mârifetullaha ait malumâtla dolması, Allah mârifetine götürecek bilgiyle beslenmesi gerekir.”3)
  • “Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Miraç yolculuğunda görülmezleri görmesi, erilmezlere ermesi, aşılmazları aşmasından sonra tekrar bu mihnet yurduna dönmesi îsâr ufkunun ulaşabileceği son noktayı anlama adına çok önemlidir. Nebiy-yi Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu yolculuğunda Hazreti Mesih, Hazreti Musa, Hazreti İbrahim ve Hazreti Âdem (aleyhimüsselâm) ile karşılaşmış, bu mübarek zatlar tarafından teşrif, tekrim ve tebcil edilmiş, sonra Cennet’e girerek oranın baş döndüren güzelliklerini görmüştü. Ardından da Cenâb-ı Hakk’ın cemâl-i bâ-kemalini müşâhede buyurmuştu. Kim bilir insan ruhu müşâhedetullahı nasıl duyuyor ve nasıl hissediyordur! Bed’ü’l-emâlî’de, Rü’yetullah’la müşerref olan mü’minlerin Cennet nimetlerini bile unutacakları söylenmiştir.”4)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
Bediüzzaman Said Nursî, Şuâât: Mârifetü’n-Nebî (a.s.m.), İstanbul: Evkâf-ı İslâmiye Matbaası, 1921, s. 24.
2)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-4, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 50.
3)
M. Fethullah Gülen, Ümit Burcu (Kırık Testi-4), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 148.
4)
M. Fethullah Gülen, Yolun Kaderi (Kırık Testi-15), İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 208–209.
musahedetullah.txt · Son değiştirilme: 2024/05/04 20:22 Değiştiren: Editör