Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


ahlak

Ahlak

  • Ahlak Arapçada ‘seciye, tabiat, huy’ gibi mânâlara gelen ‘hulk’ veya ‘huluk’ kelimesinin çoğuludur. Sözlüklerde çoğunlukla insanın fizik yapısı için ‘halk’, manevî yapısı için ‘hulk’ kelimelerinin kullanıldığı kaydedilir. Başta hadisler olmak üzere İslâmî kaynaklarda hulk ve ahlak terimleri genellikle iyi ve kötü huyları, fazilet ve rezîletleri ifade etmek üzere kullanılmış; özellikle iyi huylar ve faziletli davranışlar hüsnü’l-huluk, mehâsinü’l-ahlak, mekârimü’l-ahlak, el-ahlaku’l-hasene, el-ahlaku’l-hamîde, kötü huylar ve fena hareketler ise sûü’l-huluk, el-ahlaku’z-zemîme, el-ahlaku’s-seyyie gibi terimlerle karşılanmıştır.”1)
  • “Mü’minlerin iman bakımından en kusursuzu, ahlakı en güzel olanıdır. Ahlakı en güzel olanınız da kadınlarınıza en güzel davrananınızdır.”2)
  • İnsan ibadet ü taatle katedemediği mesafeleri ahlak-ı hasene ile alır.”3)
  • “Teraziye ilk konulacak şey güzel ahlaktır.”4)
  • İnsanoğlu, var olduğu günden bu yana gerçek huzuru dinin sıcak atmosferinde bulmuş ve ancak din sayesinde mutlu olabilmiştir. Dinin olmadığı bir yerde yüksek ahlak ve faziletten bahsetmek mümkün olmadığı gibi, mutluluktan söz etmek de oldukça zordur. Zira, ahlak ve faziletin kaynağı vicdandır. Vicdana hükmedecek yegâne unsur da, Allah’la irtibattan ibaret olan dindir.”5)
  • “Âlim olmak başka, insan olmak başkadır. Âlim, ilmiyle insanlığın emrine girip ahlak ve faziletiyle ilmini temsil ettiği ölçüde hafıza hamallığından kurtulur ve yüksek bir insan olma pâyesine ulaşır. Aksine o, ömrünü beyhude heder etmiş bir zavallıdan farksızdır. Zaten demir mahiyetindeki cehaleti, altın gibi faydalı ve kıymetli kılan da ancak, ahlak ve fazilettir.”6)
  • Ahlak, insanoğlunun davranışlarıyla alâkalı bir kısım yüksek düsturlar ihtiva eder ki, hepsi de ruhun yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. Buna dayanarak diyebiliriz ki, kendi ruhuyla içli-dışlı olamamış kimselerin, ahlak kaidelerini de uzun zaman temsil edebilmeleri oldukça zordur.”7)
  • Ahlâk-ı ilâhiye ile muttasıf olup Cenâb-ı Hakk’a mütezellilâne teveccüh edip acz, fakr, kusurunuzu bilip dergâhına abd olunuz.”8)
  • “… dost ve düşmanın ittifâkıyla, Zât-ı Ahmediye (aleyhissalâtü vesselâm) mehâsin-i ahlâkın en yüksek mertebelerine mazhardır.”9)
  • “… muhîtin, insanın ahlâkı üzerinde tesiri vardır.”10)
  • “… insanlar, insana verilen cihâzât-ı mâneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla istimâl etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilâne davransa, ahlâk-ı rezileye ve israfât ve abesiyete medar olur. Eğer, hafiflerini dünya umûruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve mâneviyeye sarfetse ahlâk-ı hamîdeye menşe, hikmet ve hakikate muvafık olarak saadet-i dâreyne medar olur.”11)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Mustafa Çağrıcı, “Ahlâk” maddesi, Diyanet İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, TDV, 1989, 1/10.
2)
Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; Tirmizî, Radâ, 11; Darimî, Rikâk, 74.
3)
Taberânî, El-Mu’cemü’l-Kebîr, 1/260; Deylemî, El-Müsned, 1/197.
4)
İbn Ebî Şeybe, El-Musannef, 5/212.
5)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 29–30.
6)
A.g.e. s. 163.
7)
A.g.e. s. 164.
8)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 590.
9)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 76.
10)
A.g.e. s. 245.
11)
Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 32.
ahlak.txt · Son değiştirilme: 2024/11/26 22:32 Değiştiren: Editör