Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


sefkat

Şefkat

  • Karşılık beklemeden ve kendini unutarak muhabbet besleme.
  • “… insanın mâhiyet-i câmiasının sîmâsındaki letâif-i re’fet ve dekâik-ı şefkat ve şuâât-ı merhamet-i ilâhiyeden tezâhür eden sikke-i ulyâ-yı rahîmiyettir ki, بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ’deki الرَّحِيمِ ona bakıyor.”1)
  • “… şems ve kameri, anâsır ve meâdini, nebâtât ve hayvanâtı, bir nakş-ı âzamın atkı ipleri gibi, o bin bir isimlerin şuâlarıyla tanzim eden ve hayata hâdim eden ve nebâtî ve hayvânî olan umum vâlidelerin gayet şirin ve fedâkârâne şefkatleriyle şefkatini gösteren ve zevilhayatı, hayat-ı insâniyeye musahhar eden ve ondan rubûbiyet-i ilâhiyenin gayet güzel ve şirin bir nakş-ı âzamını ve insanın ehemmiyetini gösteren ve en parlak rahmetini izhâr eden o Rahmân-ı Zülcemâl, elbette kendi istiğnâ-yı mutlakına karşı rahmetini, ihtiyâc-ı mutlak içindeki zîhayata ve insana makbul bir şefaatçi yapmış. Ey insan! Eğer insan isen, بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ de; O şefaatçiyi bul.”2)
  • “… zeminin yüzünde öyle bir hâtem-i rahmet ve sikke-i ehadiyet bulunduğu gibi, insanın mâhiyet-i mâneviyesinin sîmâsında dahi öyle bir sikke-i rahmet vardır ki; küre-i arz sîmâsındaki sikke-i merhamet ve kâinat sîmâsındaki sikke-i uzmâ-yı rahmetten daha aşağı değil.”3)
  • “… bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem’a-yı tecelli-i rahmettir.”4)
  • “Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarikler pek çoktur. Bütün hak tarikler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarikatlerin bazısı, bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarikler içinde, kasır fehmimle Kur’ân’dan istifade ettiğim “acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür” tarikidir. Evet, acz dahi, aşk gibi, belki daha eslem bir tariktir ki, ubûdiyet tarikiyle mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine isal eder. Hem şefkat dahi, aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tariktir ki, Rahîm ismine isal eder. Hem tefekkür dahi, aşk gibi, belki daha zengin, daha parlak, daha geniş bir tariktir ki, Hakîm ismine isal eder.”5)
  • “Belki kadının en câzibedâr, en tatlı güzelliği, kadınlığa mahsus bir letafet ve nezaket içindeki hüsn-ü sîretidir. Ve en kıymettar ve en şirin cemâli ise; ulvî, ciddî, samimî, nurânî şefkatidir. Şu cemâl-i şefkat ve hüsn-ü sîret, âhir hayata kadar devam eder, ziyadeleşir. Ve o zaîfe, latîfe mahlûkun hukuk-u hürmeti, o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa hüsn-ü suretin zevâliyle, en muhtaç olduğu bir zamanda bîçâre, hakkını kaybeder.”6)
  • Aklı başında olan bir adam; refikasına muhabbetini ve sevgisini, beş-on senelik fânî ve zâhirî hüsn-ü cemâline bina etmez. Belki kadınların hüsn-ü cemâlinin en güzeli ve dâimîsi, onun şefkatine ve kadınlığa mahsus hüsn-ü sîretine sevgisini bina etmeli. Tâ ki, o bîçâre ihtiyarladıkça, kocasının muhabbeti ona devam etsin. Çünkü onun refikası, yalnız dünya hayatındaki muvakkat bir yardımcı refika değil, belki hayat-ı ebediyesinde ebedî ve sevimli bir refika-yı hayat olduğundan, ihtiyarlandıkça daha ziyâde hürmet ve merhamet ile birbirine muhabbet etmek lâzım geliyor. Şimdiki terbiye-i medeniye perdesi altındaki hayvancasına muvakkat bir refâkatten sonra ebedî bir müfârakate mâruz kalan o aile hayatı, esasıyla bozuluyor.”7)
  • “Hakikî adaleti, gerçek hürriyeti, dengeli müsâvâtı, hayrı, namusu, fazileti, hatta hayvanlara varıncaya kadar her varlığa şefkati emredip zulmü, şirki, haksızlığı, cehaleti, rüşveti, faizi, yalanı, yalan şehadeti açıkça meneden biricik kitap Kur’ân’dır.”8)
  • “… bazıları, evrad u ezkârları, duaları, gecelerini ihya gayretleri yönüyle değil de sadece başkalarıyla kurdukları diyalog faaliyetleri zaviyesinden onlara bakıyor, bu bakışa göre yorumlarda bulunuyor ve neticede onlar hakkında olumsuz şeyler söylüyorlar. Oysaki dünyanın birbirini yemek için diş bilediği ve çok korkunç öldürücü silâhlara sahip olunduğu günümüzde sevgi, saygı, şefkat ve müsamaha buudlu diyalog faaliyetleri çok önemlidir.”9)
  • “İlahî ahlakla ahlaklanmalı; şefkatli ve merhametli olmalı. Aksi halde, ‘Madem O Şefik, Refîk, Latîf, Rahmân, Rahîm… Neden O’nun o geniş dairedeki tecellilerinden hissenize düşeni alma gayreti içinde değilsiniz?’ derler.”10)
  • “… bizim mesleğimizin esası şefkattir. Bu hizmet-i imaniye ve Kur’aniye içinde bulunanların hareket güzergâhları tefekkür ve ufukları da şefkattir. Ancak bu iki esas çizgi korunduğu takdirde acz, fakr, şevk ve şükür anlaşılır.”11)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dış Bağlantılar

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 8.
2) , 3)
A.g.e. s. 10.
4)
A.g.e. s. 32.
5)
A.g.e. s. 518.
6)
A.g.e. s. 697.
7)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 248–249.
8)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 35.
9)
M. Fethullah Gülen, Yenilenme Cehdi (Kırık Testi-12), İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 255–256.
10)
M. Fethullah Gülen, “Şefkat Yâ Hû!”, Bamteli, 24 Ocak 2016.
11)
A.g.e.
sefkat.txt · Son değiştirilme: 2024/06/02 21:09 Değiştiren: Editör