Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


ahiret

Âhiret

  • Dünya ve berzah hayatından sonra gidilen ebedî âlem.
  • Dünya âhiretin tarlasıdır.”1)
  • “‘Elbette Senin için sonraki hayat, ilk hayattan (veya işin sonu, başından) daha hayırlıdır.’ (Duhâ sûresi, 93/4) âyetinde olduğu gibi bazen de âhiret, ûlâ’nın karşılığında kullanılmıştır. Bunlardan biri önce, diğeri sonra gelir. Nitekim âhiret, sonra gelen mânâsınadır.”2)
  • “Nefis ve hevâ, insanları sürekli cismanî arzu ve lezzetlere sürüklemektedir. Bu itibarla da insanın aklı ile nefsi arasında bitmeyen bir kavga yaşanmaktadır. Böyle bir kavgada aklın desteklenmesine ihtiyaç vardır. Böyle bir destek de ancak, mükâfat ve ceza adına Cenâb-ı Hakk’ın vaad ve tehditleri ile olabilir. Bu vaad ve tehditler burada gerçekleşmediğine göre demek başka bir âleme bırakılıyor ki, biz o âleme ‘âhiret’ diyoruz.”3)
  • Berzah, kelime itibarıyla, ‘iki şey arasındaki perde, set ve engel’ demektir. Istılahî olarak ise; ‘ölümden sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları âlem, kabir âlemi, dünya ve âhiret arasındaki koridor, bir bekleme salonu’ mânâlarına kullanılmaktadır. Berzah, dünyayla âhiret arasında bir köprüdür.”4)
  • “… en ciddî âleme geçilen yol, bu dünyadan geçmekte, berzah ve ötesinde âhiret, burada yapılan amellere göre şekillenmektedir.”5)
  • “İslâm’ın kökleri, zaman-mekân üstü sonsuzluk; muhatabı, gökler ve yer vüs’atinde mânevî genişliği olan insan kalbi; hedefi de, dünya ve âhiret saadetidir.”6)
  • “… âhiret mü’minin asıl yurdudur.”7)
  • “Bu dünyada gökler, yeryüzüyle içli dışlı; âhiret, bu âlemin ve bu âlemde devam eden uzun bir yolculuğun ebedî istirahatgâhı, ölüm bir vuslat vesilesi, vefat günü de bir ‘şeb-i arûs’tur.”8)
  • “… beşerin dünya ve âhiret saadetini temin edecek yegâne vesile de O’nun (celle celâluhu) gönderdiği dindir.”9)
  • “Madem dünya var ve dünya içinde bu âsârıyla hikmet ve inâyet ve rahmet ve adâlet var; elbette, dünyanın vücûdu gibi kat’î olarak âhiret de var. Madem, dünyada her şey bir cihette o âleme bakıyor; demek oraya gidiliyor. Âhireti inkâr etmek, dünya ve mâfîhâyı inkâr etmek demektir.”10)
  • “… madem ezelî ve ebedî bir Allah var. Elbette saltanat-ı ulûhiyetinin sermedî bir medarı olan âhiret vardır.”11)
  • “… dünya, dârü’l-hikmet ve âhiret, dârü’l-kudret olduğundan; dünyada Hakîm, Mürettib, Müdebbir, Mürebbî gibi çok isimlerin iktizasıyla dünyada îcad-ı eşya bir derece tedricî ve zaman ile olması, hikmet-i rabbâniyenin muktezasıyla olmuş. Âhirette ise, hikmetten ziyade kudret ve rahmetin tezahürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan birden eşya inşâ ediliyor.”12)
  • “… dünyanın iki yüzü var; belki üç yüzü var. Biri, Cenâb-ı Hakk’ın esmâsının aynalarıdır. Diğeri, âhirete bakar; âhiret tarlasıdır. Diğeri, fenâya, ademe bakar. Bildiğimiz, marzî-yi ilâhî olmayan ehl-i dalâletin dünyasıdır.”13)
  • “Nasıl ki su, kendi zararına olarak incimad eder. Buz, buzun zararına temeyyu eder. Lüb, kışrın zararına kuvvetleşir. Lafız, mânâ zararına kalınlaşır. Ruh, cesed hesabına zaifleşir. Cesed, ruh hesabına inceleşir. Öyle de: Âlem-i kesif olan dünya, âlem-i latîf olan âhiret hesabına, hayat makinesinin işlemesiyle şeffaflaşır, latîfleşir.”14)
  • “… dünya, öldükten sonra âhiret olarak diriltilecektir.”15)
  • “… şu dünyanın pek çok âsârı ve mâneviyatı ve meyveleri ve cin ve ins gibi mükellefînin mensucât-ı amelleri, sahâif-i ef’âlleri, ruhları, cesedleri âhiret pazarına gönderiliyor.”16)
  • “… insanı dünyaya çağıran ve sevk eden esbab çoktur. Başta nefis ve hevâsı ve ihtiyaç ve havassı ve duyguları ve şeytanı ve dünyanın surî tatlılığı ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok dâîleri var. Hâlbuki bâkî olan âhirete ve uzun hayat-ı ebediyeye davet eden azdır.”17)
  • Âhirette medâr-ı rekabet bir şey yoktur ve rekabet de olamaz. Öyle ise, âhirete âit olan a’mâl-i sâlihada dahi rekabet olamaz; kıskançlık yeri değildir.”18)
  • Hastalık gafleti dağıtır, âhireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır.”19)
  • “… âhireti inkâr etmek isteyen adam, evvelce bütün dünyayı bütün hakâikiyle inkâr etmeli. Yoksa, dünya bütün hakâikiyle, yüz bin lisanla onu tekzip ederek bu yalanında yüz bin derece yalancılığını isbat edecek. Onuncu Söz kat’î delillerle isbat etmiştir ki âhiretin vücûdu, dünyanın vücûdu kadar kat’î ve şüphesizdir.”20)
  • “… âhireti bilen ve dünyanın hakikatini keşfeden; aklı varsa pişman olmaz, yeniden dünyaya dönüp uğraşmaz.”21)
  • “Elbette en bahtiyar odur ki; dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhâne sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.”22)
  • “Nasihat istersen ölüm yeter. Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır.”23)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dipnotlar

1)
Bkz. El-Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, 4/19; Es-Sehâvî, El-Makâsıdü’l-Hasene, s. 497; Aliyyülkârî, El-Esrâru’l-Merfûa, s. 205.
2)
M. Fethullah Gülen, Bir İ’câz Hecelemesi, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 141.
3)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 600.
4)
M. Fethullah Gülen, Gurbet Ufukları (Kırık Testi-3), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 221.
5)
M. Fethullah Gülen, Kendi İklimimiz (Prizma-5), İstanbul: Nil Yayınları, 2007, s. 238.
6)
M. Fethullah Gülen, Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 61.
7)
M. Fethullah Gülen, Fikir Atlası (Fasıldan Fasıla-5), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 79.
8)
M. Fethullah Gülen, Yeşeren Düşünceler (Çağ ve Nesil-6), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 128.
9)
M. Fethullah Gülen, Asrın Getirdiği Tereddütler-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 192.
10)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 92.
11)
A.g.e. s. 108.
12)
A.g.e. s. 120.
13)
A.g.e. s. 369.
14)
A.g.e. s. 577.
15)
A.g.e. s. 580.
16)
A.g.e. s. 606.
17)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 152.
18)
A.g.e. s. 197.
19)
A.g.e. s. 261.
20)
A.g.e. s. 386.
21)
Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 71.
22)
A.g.e. s. 75.
23)
A.g.e. s. 320.
ahiret.txt · Son değiştirilme: 2023/10/11 14:16 Değiştiren: Editör