tekarub-u_mekan
İçindekiler
Tekârüb-ü Mekân
- Mekânlar arasındaki yakınlaşma, mesafenin kısalması.
- “Hadisin ifadesiyle tekârüb-ü zaman ve tekârüb-ü mekân’ı bütün hızıyla yaşayan ve böylece gün geçtikçe daha da küçülen dünyamızda, askerî, siyasî, kültürel, ekonomik birliklerin önemi bir kat daha artmıştır.198 Zannediyorum çok yakın bir gelecekte, Gümrük Birliği, Avrupa Topluluğu … gibi isimler altında daha nice beraberlikler oluşacak.. ve bugün karşılaştığımız şeylerden daha farklı nice şeylerle karşı karşıya geleceğiz. Hatta cebrî entegrasyonlara itileceğiz.”1)
- “İslâm’ın evrensel mesajının âfâk-ı âleme intikal ettirilmesini, kitle iletişim araçlarına bağlamak -zannımca- doğru değildir. Çünkü yaklaşık bir asırlık mazisi olan bu araçlardan önce de İslâm vardı ve İslâm’ın mesajları, o günkü Müslümanlar tarafından dünyanın dört bir yanına götürülüyordu. Hususiyle, kendileriyle her zaman iftihar ettiğimiz bizim altın cedlerimiz, onu arızasız olarak her tarafa ulaştırabiliyordu.
- Yalnız tv, radyo, gazete ve mecmualar yani yazılı ve görsel bütün unsurlarıyla medya, İslâm’ı tebliğ işine sürat kazandırabilir. Evet, Efendimiz’in mucizevî beyanıyla ifade ettiği ‘tekârüb-ü zaman ve tekârüb-ü mekân’ın yaşanmasına ve böylece dünyanın küçük bir köy hâline gelmesine vesile olabilir bu araçlar. Nitekim olmuştur da. Günümüzde bir taraftan dünya küçülürken diğer yandan da zamanın hızı aşılmaya çalışılmaktadır. Evet, insanlar duygu ve düşüncelerini bu vasıtalarla çok daha rahat ve kolay bir biçimde intikal ettirebilmektedirler. İnşâallah, mükellefiyet olarak Rabbimiz’in üzerimize yüklediği İslâm’ı tebliğ vazifesini bu araçlardan istifade ile bizler de yerine getirebilir ve bu sürat çağına bizler de bir şeyler fısıldayabiliriz.”2)
- “İlim, hızla küreselleşen, –hadisin ifadesiyle– tekârüb-ü zaman ve tekârüb-ü mekâna, yani zaman ve mekândaki mesafelerin kısalmasına kayan bir dünyada çok önemli bir yer işgal edecektir. İşte bu noktada önemli olan, bizim böyle bir dünyaya hazır olup olmayışımızdır. Gerçi bugün hem Türkiye hem de dünyanın değişik ülkelerinde birçok ilim adamımız var ama kanaat-i âcizanemce bu topyekün bir Asya’yı da beraber kucaklayacak olan büyük bir dünyanın kurulması için yeterli değildir.”3)
- “Türk milletinin, değişik dönemlerde tarihî tekevvünlere (oluşum) katkısı olduğu gibi, telekomünikasyon un baş döndürücü bir hızla geliştiği, küreselleşmenin, tekârüb-ü zaman ve tekârüb-ü mekânın hayatımıza hükmetmeye başladığı bir dönemde bizim, dünyanın yeniden şekillenmesine daha fazla katkıda bulunacağımızda şüphe edilmemelidir. Tulû’ eden şafağın emarelerinden anlaşılan da, bu yenilenmenin çok farklı bir yenilenme olacağı merkezindedir.
- Bu yenilenme, Hz. Musa döneminde olduğu gibi Tih’den Eyle’ye kadar uzanan bir yenilenme olmayacaktır. Bu yenilenme, yeryüzünde insanın olduğu her yerde kendini hissettirecektir. Her ne kadar bu yayılmanın keyfiyeti farklı olsa da! Evet, bu yenilenme, Yunus ’un ‘Süleyman var Süleyman’dan içeru’ dediği gibi, bir yenilenme var yenilenmeden içeru! iphamı çerçevesinde gerçekleşecektir.”4)
Ayrıca Bakınız
Dipnotlar
tekarub-u_mekan.txt · Son değiştirilme: 2023/09/13 20:32 Değiştiren: Editör