Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


murakabe

Murâkabe

  • “Gözetme, mülâhazaya alma, intizarda bulunma, kontrol etme ve kontrol edildiği şuuruyla yaşama mânâlarına gelen murâkabe; hâl ehlince, Allah’tan gayrı her şeyden alâkayı keserek kalben Cenâb-ı Hakk’a yönelmek, ilm-i ilâhînin her şeyi kuşatmış olduğu inanç ve mülâhazasıyla nefsini menhiyâta karşı gemleyip hayatını Allah’ın emirleri ışığı altında dizayn edip yaşamaktan ibaret görülmüştür. Murâkabeyi; her zaman Hakk’ın muradını takip etme ve Cenâb-ı Hak tarafından takip edilme mülâhazasıyla iç ve dış bütünlüğü içinde, hayat ve davranışlarımızı ciddî bir çizgide sürdürme şeklinde de yorumlayabiliriz. Bu da ancak, Cenâb-ı Hakk’ın, insanın her hâline nâzır bulunduğuna; yani onun sözlerini duyar ve işitir, ahvâlini bilir ve değerlendirir, yaptıklarını görür ve kaydeder olduğuna inanmakla gerçekleşebilir.”1)
  • Murâkabeye gelince, ibadet ü taatı, bir kısım cisimlerin tülbentten geçirilmesi gibi öyle bir eler ki, âdeta onların içinde Hak mülâhazasından başka hiçbir şey kalmaz; zira murâkabe aynı zamanda ferdin yapayalnız anlarında dahi, her an görülüp gözetildiği şuuruyla duygu ve düşüncelerini bulandırmama gayretidir.
  • Murâkabe yolu, mürşid ve rehbere ihtiyaç hissetmeden, gidip Hakk’a ulaşan kestirme yolların en önemlilerindendir ve vilâyet-i kübrâ çeşnilidir. Bu yolun bahadırları, her zaman ve her yerde, acz ü fakr nâmeleriyle Cenâb-ı Hakk’a yönelebilir ve ihtiyaç tezkeresiyle halvethâneye alınabilirler.”2)
  • Murâkabenin başlangıcı ve birinci merhalesi, Allah’ın hâzır ve nâzır olduğuna ve her hâlimize şahid bulunduğuna yakîn hâsıl edip, O’nun irade ve meşîet ine kalben teslimiyetle, dileklerimizden daha çok, dileklerini kollayarak ‘Allah her şey üzerinde rakîb ve gözetleyicidir.’ (Ahzâb, 33/52) ufkunda seyahat etmektir.
  • Murâkabenin en önemli vasıtalarından biri ‘muhâsebe’dir –Hususî olarak üzerinde durulmuştu.– İnsanın kendi kendini kontrol edip hesaba çekmesi, günah, hata ve benliği baskı altına alan daha başka duyguların şuurunda olması mânâsına gelen muhâsebe yoluyla fert, kalbinde doğruyu bulabilir, onu davranışlarıyla temsil edebilir.. ve ruhunda ‘Tesbih ve takdis ederim beni göreni, görüp mekânımı bileni ve konuşmalarımı işiteni’ sırrı bütün vuzûhu ile belirir. Böyle biri, bütün benliğiyle ilim ve meşîetçe yakın takibe alınmış olduğunu hisseder ve ürperir.. ve derken, gözlerini açar-kapar her yerde O’nun muradını arar.”4)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 106.
2)
A.g.e. s. 107.
3)
A.g.e. s. 107–108.
4)
A.g.e. s. 108.
murakabe.txt · Son değiştirilme: 2024/10/28 14:54 Değiştiren: Editör