Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


hurmet

Hürmet

  • Hürmet, muhalefet ve isyandan sakınmaktır. Bunun birinci inceliği, emir ve yasaklar karşısında ceza veya sevap düşüncesi taşımaksızın tazimde bulunmaktır… Hürmetin ikinci inceliği, iyiliğin zahire (dış görünüş ve davranışlara) akması ve bu durumda tevhit alametlerinin de muhafaza edilmesidir. Böyle hareketlere dalalete düşürecek düşünceler hâkim olmaz, tevile muhtaç zorlama tavırlar bulunmaz. Üçüncü inceliği ise, cüretli davranma konusunda genişlikten, “emn” (aşırı güven) konusunda sevinçten ve sadece sebepleri görmekten korunmadır.”1)
  • “Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki, bütün envâ-ı mahlûkatı sana müteveccihen muâvenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine “Lebbeyk!” dedirten Zât-ı Zülcelâl; seni bilmesin, tanımasın, görmesin? Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor. Sen de O’nu bil, hürmetle bildiğini bildir ve katiyen anla ki; senin gibi zayıf-ı mutlak, âciz-i mutlak, fakîr-i mutlak, fânî, küçük bir mahlûka bu koca kâinatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek; elbette hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-i rahmettir. Elbette böyle bir rahmet, senden küllî ve hâlis bir şükür ve ciddî ve sâfî bir hürmet ister. İşte o hâlis şükrün ve o sâfî hürmetin tercümanı ve unvanı olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ’i de. O rahmetin vusulüne vesîle ve o Rahmân’ın dergâhında şefaatçi yap.”2)
  • “Dâimî bir cemâl, zâil müştâka razı olamaz. Zîrâ dönmemek üzere zevâle mahkûm olan bir seyirci, zevâlin tasavvuruyla muhabbeti adâvete döner. Hayret ve hürmeti tahkire meyleder. Çünkü insan bilmediği ve yetişmediği şeye düşmandır.”4)
  • “Demek bu dünyada, o adâlet-i ilâhiye noktasında muâmele gerektir. Eğer bir adamın iyilikleri fenâlıklarına kemmiyeten veya keyfiyeten ziyâde gelse, o adam muhabbete ve hürmete müstehaktır.”6)
  • “Şimdi bak, şu sersem ve geveze felsefe ne der? Bak, diyor ki: ‘Güneş bir kütle-yi azîme-yi mâyia-yı nâriyedir. Ondan fırlamış olan seyyârâtı etrafında döndürüp, cesâmeti bu kadar, mahiyeti böyledir, şöyledir.’ Mûhiş bir dehşetten, müthiş bir hayretten başka, ruha bir kemâl-i ilmî vermiyor. Bahs-i Kur’ân gibi etmiyor… Buna kıyasen, bâtınen kof, zâhiren mutantan felsefî meselelerin ne kıymette olduğunu anlarsın. Onun şaşaa-yı sûrîsine aldanıp Kur’ân’ın gayet mu’ciz-nümâ beyanına karşı hürmetsizlik etme!”7)
  • “Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat ve bütün insanlara gücü yettiğince merhamette bulunmak İslâmiyet’in gereğidir.”8)
  • “… dünyanın birbirini yemek için diş bilediği ve çok korkunç öldürücü silâhlara sahip olunduğu günümüzde sevgi, saygı, şefkat ve müsamaha buudlu diyalog faaliyetleri çok önemlidir.”9)

Ayrıca Bakınız

Dış Bağlantılar

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Zafer Erginli, Metinlerle Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Kalem Yayınevi, 2006, s. 395.
2)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 9.
3)
A.g.e. s. 38.
4)
A.g.e. s. 54.
5)
A.g.e. s. 443.
6)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 111.
7)
Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 234.
8)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 694.
9)
M. Fethullah Gülen, Yenilenme Cehdi (Kırık Testi-12), İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 256.
hurmet.txt · Son değiştirilme: 2024/01/16 12:18 Değiştiren: Editör