Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


umit

Ümit

  • Ümit (recâ) gelecekte hâsıl olacak, sevilen bir şeye kalbin ilgisidir.”1)
  • “Azmiyle, ümîdiyle yaşar hep yaşayanlar / Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar”2)
  • Yeis, mâni-i her kemâldir.” (Ümitsizlik her türlü gelişmeye ve eksikliklerden kurtulmaya engel olur).3)
  • Ümit her şeyden evvel bir inanç işidir. İnanan insan ümitlidir ve ümidi de inancı nispetindedir. Bu itibarladır ki, sağlam inanç mahsulü çok şeyler, bazılarınca harika zannedilmektedir. Aslında ümit, azim ve kararlılık, iman dolu bir kalbe girince, beşerî normaller aşılmış olur. Bu seviyede gönül hayatına sahip olamayanlar ise bunu fevkalâdeden sayarlar.
  • Hele insan, inanacağı şeyi iyi seçebilmiş ve ona gönül vermişse, artık onun ruh dünyasında, ümitsizlik, karamsarlık ve bedbinlikten asla söz edilemez.”4)
  • Fert, ümitle varlığa erer; toplum onunla dirilir ve gelişme seyrine girer. Bu itibarla, ümidini yitirmiş bir fert var sayılamayacağı gibi, ümitten mahrum bir toplum da felç olmuş demektir.
  • Ümit, insanın kendi ruhunu keşfetmesi ve ondaki iktidarı sezmesinden ibarettir. Bu sezişle insan, kainatlar ötesi Kudreti Sonsuz’la münasebete geçer ve onunla her şeye yetebilecek bir güç ve kuvvete ulaşır. Bu sayede, zerre güneş; damla derya; parça bütün ve ruh kainatın bir soluğu haline gelir.”5)
  • Gerçeği bulamamış ve ona dilbeste olamamış kimselerin ümitli olabilmeleri veya ümitlerini muhafaza edebilmeleri mümkün değildir. Makama, mansıba ümit bağlamış; servete, samana gönül vermiş ve gelip geçici, yıkılıp gidici şeylerle avunup durmuş kimselerin, er geç hüsrana maruz kalacakları muhakkaktır.
  • Bizler, topyekûn bir millet olarak, dayanıp darılmayan, azmedip yılmayan ve hele ümitsizliğe asla kapılmayan yol göstericilere ve fikir işçilerine ekmek kadar, su kadar, hava kadar ihtiyaç içindeyiz. Hevesle yola çıkıp hevâlarına göre aradıklarını bulamayınca, ya ümitsizliğe düşmüş veya Yaradan’la cedelleşmeye girenlerle ise, bizim işimiz olamaz.”6)
  • “İnsanlardan korkmak, insanı felç eder; onların eline bakıp onlardan bir şeyler beklemek ise, çok defa sukut-u hayal ve ümitsizliğe sebebiyet verir. Kimseden korkmamanın tek çaresi korkulacak merciden korkmak, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemenin yolu da her zaman için kuvvetli ve vaadini yerine getirmeye muktedir olana itimat etmekle olur.”7)
  • “Cenâb-ı Hak, insanı yeis-i mutlak ve gaflet-i mutlaktan kurtarmak için, havf u recâ ortasında ve hem dünya ve hem âhireti muhafaza etmek noktasında tutmak için, hikmetiyle eceli gizlemiş.”8)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Ali ibn Muhammed es-Seyyid eş-Şerif Cürcani, Tarifat: Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, tercüme ve şerh: Arif Erkan, İstanbul: Bahar Yayınları, 1997, s. 113.
2)
Mehmet Akif Ersoy, Safahat, İstanbul: Sütun Yayınları, 2007, s. 186.
3)
Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 54.
4)
M. Fethullah Gülen, Çağ ve Nesil (Çağ ve Nesil-1), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 14.
5)
A.g.e. s. 15.
6)
A.g.e. s. 16.
7)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 143.
8)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 260–261.
umit.txt · Son değiştirilme: 2024/05/05 13:52 Değiştiren: Editör