Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


inabe

İnâbe

  • Sâlikin ilk menzili, tâlibin ilk makamı tevbe, ikinci makamı ise inâbedir. Sofîler arasında, herhangi bir mürşide intisab etme merasiminde temsil edilen usûl, âdâb ve töreye de ‘inâbe’ denildiğini hatırlatıp geçelim… Tevbede, duygu, düşünce ve davranışların, muhalefetten muvafakata, muarazadan mutabakata yönlendirilmesine karşılık, inâbede mevcut mutabakat ve muvafakatın sorgulanması bahis mevzuudur. Tevbe, ‘seyr ilallah’ ufkunda bir seyahat ise, inâbe ‘seyr fillah’, evbe de ‘seyr minallah’ kuşağında bir miraçtır.”1)
  • Muhabbet, ihlâs, inâbe, evbe, rıza yamaçlarının çiçekleridirler. Hak rızasına kilitlenememiş gönüllerde bu vasıfları aramak ise beyhudedir.”2)
  • Mürîd, henüz mebdede bir hak yolcusu olsa da, bir sülûk eri hassasiyetiyle her zaman şer’î kıstaslara saygılı, mârufa riayetkâr olmalı ve münkerden de olabildiğine uzak durmalıdır. Ezkaza bir münkeri irtikâp ya da bir mârufu terk ettiğinde de Allah’ın sevmediği bir fiil ve bir davranışın isini pasını üzerinde fazla taşımama, günah ve hatalara hakk-ı hayat tanımama mülâhazasıyla hemen bir tevbe, inâbe ve evbe kurnasının altına koşmalı; bir an evvel, kalb ve ruhunda yaralar açan o virüs ve o lekelerden mutlaka arınmalıdır.”3)
  • “Seven için aşk u iştiyak en yüksek bir pâye, sevgilinin arzu ve isteklerinde eriyip gitmek de en erişilmez bir mazhariyettir. Muhabbetin mebdeinde tevbe, inâbe, evbe, teyakkuz, sabır gibi sevgiye giriş esasları; müntehâsında da aşk, şevk, iştiyak, üns, rıza, temkin… gibi konumunun hakkını verme hususları söz konusudur. Seviyorum diyebilmek için kendinden, kendi isteklerinden arınmak, muhavere ve müzakerelerini hep O’na bağlamak, O’nu ihsas eden hususlar çerçevesinde dönüp durmak, O’nun tecellî edeceği mülâhazasıyla göz kırpmadan beklemek, bir gün mutlaka teveccüh buyurur düşüncesiyle yıllar ve yıllar boyu durduğu yerde kararlı durmak sevgi yolunun ilk âdâbıdır.”4)
  • “Günahlar, küfrün meşcereliğidir. Bu sebeple günaha girmiş birinin, belli ölçüde küfürden nasibini alması da söz konusudur. İnsan her işlediği günah karşısında pişmanlık duymalı ve bir daha o günaha dönmemek üzere Rabbisine tevbe etmeli, evbe ve inabede bulunmalıdır. Hazreti Âdem’i (aleyhisselâm) yükseltip safiyyullah yapan da işte bu mülâhazadır. Bir rivayete göre o, bir hayat boyu, işlediği günahın ızdırabını hep kalbinde hissedip, hacaletinden bir türlü başını semaya kaldıramamıştır. Ama bu hâl ona, saf, duru, berrak mânâsına ‘safiyy’ sıfatını kazandırmıştır.”5)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 52.
2)
A.g.e. s. 162.
3)
A.g.e. s. 691.
4)
M. Fethullah Gülen, Örnekleri Kendinden Bir Hareket (Çağ ve Nesil-8), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 179.
5)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-4, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 125.
inabe.txt · Son değiştirilme: 2024/05/03 16:18 Değiştiren: Editör