Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


namazlasmak

Namazlaşmak

  • Namazın ruhuna bürünmek, namazı tam mânâsıyla ikame etmek.
  • “… namaz, başka duyguların içine karışmasıyla bir ölçüde nuraniyetini kaybeder; evet, içine başka duyguların karıştığı namaz, sadece yatıp kalkma ve yorgunluktur. Namaz, onu Rabbimiz kendine izafe ettiği ve mirac dediği için bir kıymeti hâizdir. İşte insan ancak bunu düşünerek ve zihnine üşüşen arıları bertaraf ederek namazlaşmış olacaktır.”1)
  • “Efendimiz zamanla o hâle geliyor ki ‘Sizin yeme içme ve cinsî münasebete karşı duyduğunuz arzuyu ben namaza karşı duyuyorum.’2) diyor. Aynen öyle de, bu hususta gereğince ısrarlı olsan ve sabretsen, namazın mânâ peçesinin senin için de açılmasını beklesen, sonunda sana deseler ki ‘Cennet’te sofralar hazırlanmış’; sen, ‘Namazımı kılayım ondan sonra. Namazımı feda edemem ben.’ diyecek hâle gelirsin. Azrail aleyhisselâm gelse ‘Müsaade edersen vakti giren namazımı kılayım, kaçmasın. Ondan sonra ne yaparsan yap!’ dersin. Öyle bir ruh hâleti hâsıl olur ki ölecek bile olsan namazını eda etmeye çalışırsın. Namazlaşırsın artık. Hz. Hubeyb’in şehit edilmeden önce bütün teklifleri geri çevirip sadece namaz kılmak istemesini de bu şekilde anlayabiliriz, artık namaz onun ruhuna mâl olmuştur.”3)
  • “Hazreti Ebû Bekir … ibadetlerinde de çok ileridir. Hatta onun yaptığına ibadet değil, ubûdet denilmesi daha doğru olur. Çünkü o, –tabiri caizse– namazlaşmış, oruçlaşmış, haclaşmış ve âdeta Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir timsali hâline gelmiştir. Şeklen O’na benzediği gibi, ibadet hayatıyla da adım adım O’nu takip etmiştir.”4)
  • “Her namaz vakti ve her farz edasında olmasa bile ruh ve gönül erleri hiç olmazsa her gün birkaç kez, ezel ve ebed arası gelir-gider, sık sık geçmişi geleceği birden düşünce menşurundan geçirir ve geçmiş gibi görünen zamanın altın dilimlerini, geleceğin ümitle tüllenen yemyeşil zümrüt tepeleriyle bir arada temaşa eder ve başkalarının yaşadıkları hayatla bizim ömürlerimizi aynı anda duyar ve yaşar, kevser yudumluyor gibi içimizde binbir lezzet ve mutluluğun hatıralarını buluruz. Tıpkı rüyalarda olduğu gibi mesafeleri aşar, zamanüstü âlemlerde dolaşır, fevkalâdeliklerin bütün zevklerini duyar, duygudan duyguya, fikirden fikre geçer, her ânı ayrı bir mârifet, ayrı bir muhabbet ve ayrı bir zevk tufanı içinde geçiririz. (Bu mülâhazalar, irfan ufku bu noktaya ulaşanlar içindir). Hele bir de ruh ve gönül namazlaşınca, artık bu nuranî keyfiyet evirir-çevirir, her zamanki amelimizin yerine kendi âhengini, kendi şiirini ve kendi semavîliğini getirir ikâme eder.”5)
  • Namaza başlarken söylenen tekbire, ibadete onunla başlandığı için ‘iftitah (başlangıç, açılış) tekbiri’ dendiği gibi; namaz içinde bazı şeylerin yapılması bu tekbirle haram kılındığı için ona ‘tahrim tekbiri’ ya da ‘ihram tekbiri’ de denmiştir. Aslında bu tekbir, mâsivâya ait her şeyi kendine haram kılarak harem dairesine adım atma, bütün dünyevîlikleri kapının arkasında bırakma ve yalnızca Sultan-ı Kâinat’a teveccühte bulunma adına bir söz vermedir. O andan itibaren, namazın bütün dakikalarına, saniyelerine ve saliselerine tesbih, tahmid ve tekbir ruhunu işleme, bir mânâda bütün bütün namaz kesilme ve âdeta namazlaşma ahdi demektir. Melekler, bu sözün gereğini yerine getirerek namazını ikâme eden bir âbidin âlem-i misale yansıyan resmini çizseler, ihtimal ortaya namaz çıkar; o insan ancak mücessem bir namaz kesilmiş olarak resmedilebilir.”6)
  • “… namazın hakikatini idrak etme hususunda da yüce himmetli olmalı; Cenâb-ı Hak’tan, selef-i salihînin ibadet aşk u iştiyakını, onlardaki kulluk temkinini dilenmeli ve namazı şuurluca ikâme edebilmek için inâyet-i ilâhiyeyi talep etmeliyiz. Belki herbirimiz şöyle demeliyiz: “Allahım! Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) namazı hangi enginlikte ikâme ediyor idiyse, bana da o idraki lütfeyle; namazın mânâsını benim ruhuma da duyur. Rabbim, ben de Peygamber Efendimiz’in eda ettiği gibi namaz kılmak ve onu benliğimin bütün zerrelerinde duymak istiyorum. Namaz esnasında Sen’den başka bütün mülâhazalara karşı kapanmayı ve tamamen namazlaşmayı arzu ediyorum. Ne olur Allahım, bu lütfunu bana da nasip eyle!”7)

Ayrıca Bakınız

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kendi Ruhumuzu Ararken (Prizma-9), İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 47–48.
2)
Et-Taberânî, El-Mu’cemü’l-Kebîr, 12/84.
3)
M. Fethullah Gülen, Kırık Testi-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 44–45.
4)
M. Fethullah Gülen, Dert Musikisi (Kırık Testi-16), New Jersey: Süreyya Yayınları, 2019, s. 85.
5)
M. Fethullah Gülen, Miraç Enginlikli İbadet: Namaz, New Jersey: Süreyya Yayınları, 2018, s. 20–21.
6)
A.g.e. s. 130.
7)
A.g.e. s. 166.
namazlasmak.txt · Son değiştirilme: 2024/08/06 13:31 Değiştiren: Editör