Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


nefs-i_radiye

Nefs-i Râdiye

  • Hakk’ın takdir ve hükümleri karşısında hep rıza soluklayan nefis. Allah’tan hoşnut olma mertebesi.
  • “Biz de kendi kamet-i kıymetimize göre, çevremizde cereyan eden hâdiseleri kimi zaman iyi görür, iyi değerlendirir, iyi düşünür ve hayatımızdan lezzet alırız. Kimi zaman da biraz karamsarlığa düşer ve bedbin oluruz. Çünkü biraz önce ifade edildiği üzere, tabiatımız her ikisine de açıktır, onları resmedebilecek nüveler beşerî yapımızda vardır ve bizim onlardan kaçmamız da mümkün değildir. Ancak iradelerimizle onları kontrol altına alıp seslerini çıkarmalarına meydan vermeyebiliriz. Nasıl ki, nefs-i emmâre, nefis terbiyesi sayesinde nefs-i levvâme, nefs-i mutmainne, nefs-i râdiye ve nefs-i mardiye hâline gelebiliyor. Aynen bunun gibi insan, kararlı bir cehd ve gayret sayesinde, kendisinde karamsarlık hâsıl edecek tablolar karşısında, daha iyi görüp, daha iyi düşünerek bedbinlikten nikbinliğe yürüyebilir.”1)
  • “Sofîlerin, seyr u sülûkta, zevken duyup yaşadıkları bu konuyu biz, nefs-i emmare, nefs-i levvame, nefs-i mülheme, nefs-i mutmainne, nefs-i râdiye, nefs-i mardiye, nefs-i zekiyye veya sâfiye unvanlarıyla daha önce arz etmeye çalışmıştık. Nefis bu kademelerden birer birer geçip yukarıya doğru yükseldikçe, mahiyet-i insaniye üzerindeki cismaniyete ait zulmetler de arka arkaya yırtılır. Herkesin derecesine göre dört bir yanda ruhanîliğe ait şualar parıldamaya başlar ve sâlik kendini melekûtî ufuklarda sanır.”2)
  • İnsanın, ‘nefs-i emmare’nin sultasından kurtulup hata ve günahları karşısında kendisini kınayan ‘nefs-i levvame’ mertebesine geçmesi nefsin tezkiye ve terakkisi adına çok önemlidir. Çünkü bu ilk adım, nefsin diğer mertebelerine ulaşma adına bir açılma noktasıdır. İnsan nefsinin mertebe mertebe ‘nefs-i mutmainne’ye yükselmesi, nefs-i mutmainnenin, nefs-i râdiye (Hakk’ın takdir ve hükümleri karşısında hep rıza soluklayan nefis), nefs-i mardiyye (kendisinden razı olunan nefis) ve -eğer bu dünyada mümkünse- nefs-i sâfiye veya nefs-i zekiyyeye ulaşması da ilk olarak ‘nefs-i emmare’nin ‘nefs-i levvame’ye açılmasından geçmektedir. Nasıl ki, merkezdeki küçük bir açı muhit hattında kocaman bir açı meydana getiriyorsa, nefis adına küçük de olsa merkezdeki böyle bir açılım çok önemlidir ve bir o kadar da zordur. Çünkü bunun sağlanması için bir değişimin gerçekleştirilmesi; bir diğer ifadeyle eskinin silinmesi, geçmişe veda edilmesi, o güne kadar alışılagelen şeylerin elin tersiyle itilip yeni bir yola girilmesi gerekmektedir.”3)
  • Nefs-i levvâme ise, yaptığı işleri beğenmeyen, sürekli kendisini sorgulayan ve kınayan nefis demektir. Bu yönüyle o, nefis yoluyla terakkide ilk basamaktır. Bu basamağı çıkamayan bir insanın nefs-i mülhemeye, nefs-i mutmainneye, onun iki farklı kanadı olan nefs-i râdiye ve mardiyyeye, hele nefs-i sâfiye veya nefs-i zâkiyeye ulaşması mümkün değildir. Nefs-i levvâme, insanı bu nefis mertebelerine ulaştıracak bir merdiven, bir helezon ve bir asansör gibidir. Bu sebepledir ki, insanın sürekli kendisiyle yüzleşmesi, meydana gelen olumsuzlukları kendisinden bilmesi, her zaman kendisini kınaması çok önemlidir.”4)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Cemre Beklentisi (Kırık Testi-10), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 293.
2)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 643.
3)
M. Fethullah Gülen, Buhranlı Günler ve Ümit Atlasımız (Kırık Testi-14), İstanbul: Nil Yayınları, 2015, s. 136.
4)
M. Fethullah Gülen, Yolun Kaderi (Kırık Testi-15), İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 270.
nefs-i_radiye.txt · Son değiştirilme: 2024/05/03 16:18 Değiştiren: Editör