Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


tevbe

Tevbe

  • Sâlikin ilk menzili, tâlibin ilk makamı tevbe, ikinci makamı ise inâbedir. Sofîler arasında, herhangi bir mürşide intisab etme merasiminde temsil edilen usûl, âdâb ve töreye de ‘inâbe’ denildiğini hatırlatıp geçelim… Tevbede, duygu, düşünce ve davranışların, muhalefetten muvafakata, muarazadan mutabakata yönlendirilmesine karşılık, inâbede mevcut mutabakat ve muvafakatın sorgulanması bahis mevzuudur. Tevbe, ‘seyr ilallah’ ufkunda bir seyahat ise, inâbe ‘seyr fillâh’, evbe de ‘seyr minallah’ kuşağında bir miraçtır.”1)
  • “Bazen, ilâhî bir mevhibe olan makamın hakkını verememe, bir kabz vesilesi olduğu gibi, çok defa günahlar da beraberinde kabz hâlini getirirler. Bu itibarla, kabz hâli, bir mü’min için her zaman bir teyakkuz vesilesi olmalıdır. Gafletlere karşı tavır alınmalı, günahlar, tevbe ve iyiliklerle savılmalı ve gönül gözü bir kere daha verâlara tevcih edilmelidir.”2)
  • Mürîd, henüz mebdede bir hak yolcusu olsa da, bir sülûk eri hassasiyetiyle her zaman şer’î kıstaslara saygılı, mârufa riayetkâr olmalı ve münkerden de olabildiğine uzak durmalıdır. Ezkaza bir münkeri irtikâp ya da bir mârufu terk ettiğinde de Allah’ın sevmediği bir fiil ve bir davranışın isini pasını üzerinde fazla taşımama, günah ve hatalara hakk-ı hayat tanımama mülâhazasıyla hemen bir tevbe, inâbe ve evbe kurnasının altına koşmalı; bir an evvel, kalb ve ruhunda yaralar açan o virüs ve o lekelerden mutlaka arınmalıdır.”3)
  • “… istikamet insanı, hayal ve tasavvurlarına bile fena duygu ve düşünceleri konuk etmez. Beşeriyet icabı bir yerde sürçüp günah atmosferine kaysa, hiç vakit kaybetmeden tevbe edip hemen günahın boğucu ikliminden sıyrılıp tevbe ve istiğfarın paklayıcı atmosferine sığınır.”4)
  • “Günahlar, küfrün meşcereliğidir. Bu sebeple günaha girmiş birinin, belli ölçüde küfürden nasibini alması da söz konusudur. İnsan her işlediği günah karşısında pişmanlık duymalı ve bir daha o günaha dönmemek üzere Rabbisine tevbe etmeli, evbe ve inabede bulunmalıdır. Hazreti Âdem’i (aleyhisselâm) yükseltip safiyyullah yapan da işte bu mülâhazadır. Bir rivayete göre o, bir hayat boyu, işlediği günahın ızdırabını hep kalbinde hissedip, hacaletinden bir türlü başını semaya kaldıramamıştır. Ama bu hâl ona, saf, duru, berrak mânâsına ‘safiyy’ sıfatını kazandırmıştır.”5)
  • “Kul kayıyorsa, bir inhiraf yaşıyorsa o mevzuda yapılması gerekli olan şey, hemen Allah’a yönelme; tevbe-inabe-evbe kulvarına girmedir. Kendisini affedebilecek bir Rabb’i olduğunu bilme, ‘Yine düştüm, yine sütü devirdim, bir daha yaramazlık yaptım; ama pişmanım ve hacâlet içindeyim.’ deme, içine düşülen kötü durumdan hemen uzaklaşmaya çalışma çok önemlidir.”6)
  • “… kabz u bast dilimlerini bazen daraltan, bazen genişleten ve insanı gerilimlere iten veya sevinçlerle coşturan İlâhî irâdedir; bütün bu hususlarda sebepler sadece âdî birer şarttır. Dolayısıyla, bize ait bir kusur ve gafletle gelmiş bir kabz, ilerideki bir bastın başlangıcı; gevşekliğe sürükleyen bir bast ise, tehlikeli bir kısım kabzların davetçisi olabilir. Bazen, ilâhî mevhibelerin hakkını verememe bir kabz sebebi olduğu gibi, çok defa günahlar da beraberinde kabz hâlini getirir. Nitekim, nebevî bir beyanda, ‘İç sıkıntıları günahların cezalarıdır.’ buyurulmaktadır. Bu itibarla, kabzdan kurtulma yolları adına en evvel zikredilmesi gereken husus, tevbe ve istiğfardır. Mü’min bir kul, gaflete karşı tavır almalı, günahların öldürücülüğünden tevbe ile kurtulmalı, isyan lekelerini gözyaşlarıyla yıkamalı ve gönül gözünü bir kere daha verâlara çevirmelidir.”7)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 52.
2)
A.g.e. s. 252.
3)
A.g.e. s. 691.
4)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-4, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 91–92.
5)
A.g.e. s. 125.
6)
M. Fethullah Gülen, Kırık Testi-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 167.
7)
M. Fethullah Gülen, Ölümsüzlük İksiri, (Kırık Testi-7), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 252–253.
tevbe.txt · Son değiştirilme: 2024/03/19 11:01 Değiştiren: Editör