Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


cezbe

Cezbe

  • Heyecan veya coşkuya sebep olan şiddetli bir his veya manevî saikle kendinden geçme.
  • “Çekme, çekip kendine bağlama, kendinden geçme ve ruhî heyecan sözleriyle ifadelendireceğimiz cezbe, tasavvuf ıstılahında; Allah’ın, sâliki kendine çekmesi, bundan doğan vecd hâli ve sâlikin beşerî sıfatlardan sıyrılarak ilâhî vasıflarla –ahlâk-ı âliye-i Kur’âniye de diyebiliriz– ittisafı ve tecelliyât-ı celâl ile vahdeti duyup hissetme veya müşâhedesidir ki, bu tecellîlere mâkes olan pâk ve müstaid bir ruh, kendini ötelerden kabarıp gelen dalgaların gelgitlerine salar; tıpkı yüzme ameliyesiyle bütünleşmiş iyi bir yüzücü gibi, endişesiz, korkusuz, telaşsız ve derin bir teslimiyetle; bazen de şevk u tarab içinde sürekli yüzer-durur.”1)
  • Cezbe iki türlü olur:
  • 1. Hafî (gizli olanı) ki: Cezbeli; Hakk’ı sever, Hakk’ın emirlerini yerine getirmekten derin bir zevk alır ve sürekli daha derin bir haz kaynağına doğru çekildiğini hisseder.
  • 2. Celî (açık olanı) ki: O, her an daha da inkişaf eden, daha da büyülü bir hâl alan, çok derin bir duyuş ve sezişle, O Mutlak Câzibedâr’ın cezbiyle, üns, huzur ve itminan tüten sırlı bir dünyaya müncezip olduğunu duyar ve hep meczup olarak yaşar.. tabiî, hâlden anlamayanlar da, onun hayatındaki televvünâta bakarak onu deli sanırlar. Bu hâl ve bu iltibası ifade etmesi bakımından, Abdülaziz Mecdi Efendi’nin, cünûn redifli şu gazeli oldukça mânidârdır:
  • Cezbe derler bir cünûn vardır fevz-i emin / Bundan eyler îtilâ bâlâya esrâr-ı cünun.”2)
  • Cezbe, bazen sâlikin, ciddî bir kasd, teveccüh ve kararlılığına ilâhî bir lütuf olarak gelir ve bir hamlede onu evc-i kemalâta çıkarır.”3)
  • “Hazreti Mevlâna, hep Allah’a koşmuş ve başkalarını da koşturmuş bir hak eri; her zaman aşk u şevk ile coşmuş ve çevresine sevgi meşk ederek onları da coşturmuş dengeli bir cezbe insanı.. mârifeti, muhabbeti ve aşk u şevki yanında aynı zamanda tam bir mehâfet ve mehâbet kahramanı.. herkesi Hakk’a ve o kutlu sona çağıran bülend-âvâz bir münadi.. rızası, Hak rızasının eseri ve aşk u iştiyakı da Hak teveccühünün tezahürü bir üstad-ı câmi idi.”4)
  • “Alvar İmamı cezbeye gelince, o ürperten sesiyle ‘Allah bizi insan eyleye.’ derdi. Bu dileğiyle merhum, herhâlde insan-ı kâmil olmayı murad ediyordu.”5)
  • İnsanın fıtrat-ı zîşûuru olan vicdanı, saadet-i ebediyeye bakar, gösterir. Evet, kim kendi uyanık vicdanını dinlerse ‘Ebed! Ebed!’ sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed için mahluktur. Demek bu vicdanî olan incizâb ve cezbe, bir gaye-i hakikiyenin ve bir hakikat-ı câzibedârın yalnız cezbi ile olabilir.”6)
  • “Vicdan, Cezbesi ile Allah’ı Tanır: Vicdanda mündemiçtir, bir incizâb ve cezbe. Bir câzibin cezbiyle daim olur incizâb. Cezbe düşer zîşuur, ger Zülcemâl görünse. Etse tecelli daim pür-şâşaa bîhicâb. Bir Vâcibü’l-Vücûd’a, Sahib-i Celâl ve Cemâl; şu fıtrat-ı zîşuur kat’î şehâdet-meab. Bir şâhidi o cezbe, hem diğeri incizâb.”7)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 207.
2)
A.g.e. s. 209.
3)
A.g.e. s. 485.
4)
M. Fethullah Gülen, Beyan, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 145.
5)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 174.
6)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 568.
7)
A.g.e. s. 762.
cezbe.txt · Son değiştirilme: 2024/01/16 18:23 Değiştiren: Editör