Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


dava_adami

Dava Adamı

  • Dava adamı her şeyden önce bir ‘idrak insanı’dır. O, yaptığı yapacağı her işin önünü sonunu çok iyi düşünür; hiçbir zaman karambola adım atmaz ve aslında onun plansız hiçbir işi olmaz.”
  • Dava adamı kendisini, başkalarını yaşatma zevkine adamış, nefsî haz ve zevklerinden sıyrılmış bir insandır.”1)
  • Dava adamı tepeden tırnağa hayat doludur. Yaşamanın önemli olduğunun da farkındadır; ama o, diriliş eridir ve hayatı gibi diğer değerli şeylerini de öldürmeye değil yaşatmaya bağlamıştır.
  • Her fedakâr insan dava adamı olamadığı gibi, her ideal insan da dava adamı olamaz. Belki o bir idealist olabilir; zira dava adamı olmak, ayrı bir kısım vasıflar ister.
  • Dava adamı ne yaptığını ve yapacağını çok iyi bilen biridir. O, ‘Hele şöyle bir yapalım da ne oluyor görelim.’ mülâhazasıyla hareket etmez. Düşünür, istişare eder, planlar, sonra yapar ve ömrünü yap-sök’le tüketmez.”2)
  • “Hakikî dava adamı olan Efendimiz ne işin başında ne de muvaffak olduğu zaman tavrını hiç mi hiç değiştirmemişti. Bir Batılı, büyük insanları sıraya koyarken mealen şöyle der: ‘Dünyada birçok kimse başlangıçtaki durumlarını, muzaffer ve muvaffak olduktan sonra koruyamamışlardır. Bunun tek bir istisnası vardır; o da Hz. Muhammed’dir. O, işe nasıl başlamışsa ulaştığı en son noktada da aynı seviyeyi korumuştur.’ O, nasıl ilk devirlerde yumruklanırken, Mekke’den işkenceyle kovulurken insanca davranmış, şefik, refik bir habib gibi hareket etmişti, aynen öyle de Mekke’ye muzaffer bir fatih olarak girdiğinde de hiç değişmemişti.”3)
  • Dava adamı ne muzafferiyetinde ne de mağlubiyetinde tavrını değiştirmez.”4)

Dava Adamı

Kıvrım kıvrım Hakk’a uzanan ışıktan yolda,

Benliğin her basamağını aşan kahraman;

Yok gözü servette-sâmanda, parada-pulda;

Büklüm büklüm bir yumak onun elinde zaman.

* * *

Durmuş gök yolculuğuna rampalar kuruyor,

Ermiş Hızır’la bir halvete önceden önce;

Gelip-geçene şafak mesajları sunuyor,

Bağrında tek ışığın çakmadığı her gece…

* * *

Elinde meş’alesi, saçıyor her yana nur,

Kandiller sıra sıra geçtiği her bucakta;

Atlas ikliminde her dem üfül üfül huzûr,

Tütüyor amber kokusu, tüten her ocakta.

* * *

Yeşeriyor geçip gittiği yerler ardından,

Nâra atıyor ovalar, obalar, yamaçlar…

Rüzgâr bahar kokusuyla esiyor her yandan,

Bir bir doğruluyor devrilen ulu ağaçlar

* * *

Sonsuzla iç içe onun düşünce dünyası,

Dilinde bir yanık türkü, gönlünde heyecan;

Gözlerinde rengârenk âhiret haritası,

Benliğinde nokta nokta ötelere iman5)

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Zihin Harmanı (Prizma-7), İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 53.
2)
A.g.e. s. 54.
3)
A.g.e. s. 58.
4)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 234.
5)
M. Fethullah Gülen, Kırık Mızrap, İstanbul: Nil Yayınları, 2006, s. 34.
dava_adami.txt · Son değiştirilme: 2023/05/02 10:47 Değiştiren: Editör