Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


teyakkuz

Teyakkuz

  • “‘Uyanma, uyanık durma, gözünü dört açma’ gibi mânâlara gelen ‘yakaza’ kelimesinden türeyen ‘teyakkuz’, tefe’ul kipinden geldiğinden dolayı tekellüf ifade eder. Dolayısıyla teyakkuz, daha bir dikkat, daha bir temkin, daha bir derinlik ve hassasiyetle uyanık olma ve gözünü dört açma demektir. Bu açıdan teyakkuzu, ‘hâdiseleri doğru tespit ve teşhis etme mevzuunda gözlerin yanında bütün his ve düşünce melekelerimizi de uyanık tutma; sadece bir görüş veya duyuşun ilham ettiği değerlendirmelerle yetinmeyip karar ve kanaatlerimizi tekrar ber tekrar gözden geçirip kontrol etme’ şeklinde de tarif edebiliriz. Buna göre müteyakkız insan, çok küçük bir hata ve arızanın bile kendisiyle beraber nicelerini baş aşağı götüreceğinin farkında olan bir pilot gibi görür kendisini. Görür de baş aşağı yere çakılmaya sebebiyet vermemek için sürekli teyakkuz hâlinde bulunur.”1)
  • “… teyakkuz olmazsa, Zât-ı Ulûhiyet’e verilmesi gereken başarıları kendimize verme gafletine düşebiliriz.”2)
  • “… kalb ve ruh ufkunda seyahate azmetmiş bir insanın, mazhar olduğu bazı mevhibe ve vâridâtlar karşısında dengeyi koruyabilmesi için onun her zaman ciddi bir temkin ve teyakkuz anlayışına ihtiyacı vardır.”3)
  • “Küfür ve dalalete, haset ve çekememezliğe kilitlenmiş insanlara malzeme vermemek ve onların işini kolaylaştırmamak için çok hassas yaşamalı, asla temkin ve teyakkuzdan ayrılmamalıyız.”4)
  • İnsan olma potansiyelinin inkişafı yani hakiki insanlığa yükselme, oradan da insan-ı kâmil zirvelerine çıkabilme, şart-ı âdi plânında irademize, ceht ve gayretimize, teyakkuz ve temkinimize emanet edilmiştir.”5)
  • “Bazen, ilâhî bir mevhibe olan makamın hakkını verememe, bir kabz vesîlesi olduğu gibi, çok defa günahlar da beraberinde kabz hâlini getirirler. Bu itibarla, kabz hâli, bir mü’min için her zaman bir teyakkuz vesilesi olmalıdır. Gafletlere karşı tavır alınmalı, günahlar, tevbe ve iyiliklerle savılmalı ve gönül gözü bir kere daha verâlara tevcih edilmelidir.”6)
  • Aklı hevâsına teslim, gözleri eyyâmullaha kapalı ve bakışlarında inhiraf bulunanların istibsarı söz konusu olamayacağı gibi, böylelerinin teyakkuzu da bahis mevzuu değildir. Şayet teyakkuz, görme, gözetme; görüldüğünün ve gözetildiğinin farkında olmak ise bu, teyakkuz erinin sürekli istibsar yolunda bulunmasına ve hayatını da her zaman hukukullahı görüp gözetmeye, ayrıca Hak tarafından da görülüp gözetildiğine bağlamasına vâbestedir. Gözlerini ağyâr rüsûmundan, gönlünü de yabancı hatıralardan sıyanet edemeyen uyanık sayılmaz ve böyle birinin hangi mertebede olursa olsun güvende olduğu da söylenemez. Aslında güven, güven telaşı içinde ömürlerini geçirenlere Hakk’ın hususî bir atıyyesidir; dolayısıyla da kendini mutlak güvende sayanların emniyeti söz konusu değildir. Göz ve gönlün yakazası, Hakk’ın her an, her hâlimize nigehbân bulunması şuuruyla, his, idrak, irade ve kalblerimizle O’na tahsis-i nazar ederek ömrümüzü hep O’nun huzurunda bulunma âdâbıyla sürdürmektir.”7)
  • “Rikkat-i kalb bu pâyenin (nefs-i mutmainne) en bariz özelliğidir; sâlik her zamman: ‘Ağla ey gözlerim, hiç durma ağla!’ der, gözyaşlarıyla nefes alır verir.. her şeyi sever, her şeyi koklar ve okşar ve hususiyle her biri birer mücellâ ayna olması itibarıyla insanlara karşı gönülden alâka duyar.. her renkte, her tatta, her kokuda, her seste, her şivede O’ndan tecellîlerle selâmlaşır.. her selâmlayışta çok farklı hislerle farklı düşüncelere girer; ama her defasında zevk u şevkini teyakkuz ve temkinle frenler.. hatta bazen bu ciddî teyakkuz ve temkin sayesinde, ruhunda köpüren ve dalga dalga bütün benliğini saran neşelerin, sevinçlerin ve hazların kendine ait olması mülâhazasıyla, herkesin uğrunda canlar feda ettikleri topyekûn ruhanî zevklerden de sıyrılarak, ‘lillah’, ‘livechillah’, ‘lieclillah’ sözleriyle ifade edilen çerçeveye koşar ve Yunus diliyle ‘Bana Seni gerek Seni’ der inler.”8)
  • “Cihad, Arapça bir kelime olup, her türlü meşakkat ve zorluğa göğüs gerip çalışmak, çabalamak ve gayret etmek gibi mânâlara gelir. Ancak, bu kelime İslâm’la birlikte; nefis ve şeytana, mesâvi-i ahlâk diyebileceğimiz fena huy ve fena davranışlara ve kendi şartları içinde zarurî hâle gelince de hasımlara karşı mücadele etmenin, direnmenin, tetikte olmanın, teyakkuzun ve hazırlıklı bulunmanın unvanı olmuştur.”9)
  • “Cenab-ı Hak, لَا رَيْبَ فِيهِ ‘Ne kadar şüphe cinsi varsa hiçbiri Kur’ân-ı Kerim için söz konusu değildir.’ buyurarak, onları ve bizi bu türlü şeytanî düşüncelere karşı tedebbür, tefekkür ve teyakkuza sevk etmektedir.”10)
  • “Zamanın kısalığından dem vuranlar, çalışıp düşünmeye vakit bulamamadan şikâyet edenler ve hep zamana sövüp ondan dert yananlar varsın gaflet ve dalâletlerinde bocalaya dursunlar; zamanın her parçasına ruhunun ilhamlarını işleyen büyük ruhlar, onu olduğundan daha fazla ve daha geniş bulmuş ve bu ilâhî armağanı değerlendirerek eşyâ ve hâdiselerin her yanını didik didik etmişlerdir. Gazzâlîler bu dikkat ve teyakkuzla varlığın verâsındaki gerçeği sezerek, onda ikinci bir varlığa ermiş; Mevlânalar, zamanın coşturucu soluklarıyla kendilerinden geçmiş ve bir velvele olarak cihanın her yanını sarmış; Newtonlar, bir elmanın yere düşmesi gibi en küçük hâdiseleri dahi değerlendirerek, kâinat kitabının sinesindeki çekim kanununu keşfetmiş ve zamanın her şeye yetebileceğini ispatlayıp ortaya koymuşlardı.”11)
  • “Bizim ümit ve arzularımız birer başarı ve muvaffakiyet sâiki, korku ve endişelerimiz de olumsuz davranışlarımıza karşı birer temkin ve teyakkuz vesilesidir.”12)
  • “… bir gün mutlaka, böyle engin bir rahmet tecellisini temsil edecek olan o mefkûre insanları, o iman ve aksiyon kahramanları ve o Allah’la münasebetlerinde temkin ve teyakkuz erleri, tecessüm etmiş birer inayet şeklinde dört bir yanda belirecek ve bize kâse kâse diriliş şerbetleri sunacaklardır.”13)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Buhranlı Günler ve Ümit Atlasımız (Kırık Testi-14), İstanbul: Nil Yayınları, 2015, s. 122.
2)
A.g.e. s. 124.
3)
A.g.e. s. 126.
4)
M. Fethullah Gülen, Işık Karanlığı Boğarken (Kırık Testi-19), New Jersey: Süreyya Yayınları, 2022, s. 179–180.
5)
A.g.e. s. 190.
6)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 215.
7)
A.g.e. s. 402–403.
8)
A.g.e. s. 430–431.
9)
M. Fethullah Gülen, Asrın Getirdiği Tereddütler-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 194.
10)
M. Fethullah Gülen, Bir İ’câz Hecelemesi, İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 102.
11)
M. Fethullah Gülen, Buhranlar Anaforunda İnsan (Çağ ve Nesil-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 140.
12)
M. Fethullah Gülen, Işığın Göründüğü Ufuk (Çağ ve Nesil-7), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 270.
13)
M. Fethullah Gülen, Sükûtun Çığlıkları (Çağ ve Nesil-9), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 163.
teyakkuz.txt · Son değiştirilme: 2024/07/08 13:44 Değiştiren: Editör