Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


ruhaniler

Ruhanîler

  • “… nasıl cismaniyâta cam ve su gibi şeyler ayna olur, öyle de; rûhâniyâta dahi hava ve esîr ve âlem-i misâlin bazı mevcudatı ayna hükmünde ve berk ve hayâl sür’âtinde bir vasıta-yı seyr ve seyahat sûretine geçerler ve o rûhânîler, hayâl süratiyle o merâyâ-yı nazîfede, o menâzil-i latîfede gezerler. Bir anda binler yerlere girerler.”1)
  • “Madem Hakîm-i Mutlak israf etmiyor, abes şeyleri yaratmıyor. Ve madem mahlûkatın vücudları, zîşuûr içindir ve zîşuûrla kemâlini bulur ve zîşuûrla şenlenir ve zîşuûrla abesiyetten kurtulur. Ve madem bilmüşâhede o Hakîm-i Mutlak, o Kadîr-i Zülcelâl, hava unsurunu, su âlemini, toprak tabakasını hadsiz zîhayatlarla şenlendiriyor. Ve madem hava ve su, hayvanâtın cevelânına mâni olmadığı gibi; toprak, taş gibi kesif maddeler, elektrik ve röntgen gibi maddelerin seyrine mâni olmuyorlar. Elbette o Hakîm-i Zülkemâl , o Sâni-i Bîzevâl , küre-i arzımızın merkezinden tut, tâ meskenimiz ve merkezimiz olan bu kışr-ı zâhirîye kadar birbirine muttasıl yedi küllî tabakayı ve geniş meydanlarını ve âlemlerini ve mağaralarını boş ve hâli bırakmaz. Elbette onları şenlendirmiş, o âlemlerin şenlenmesine münasip ve muvâfık zîşuûr mahlûkları halk edip orada iskân etmiştir. O zîşuûr mahlûklar, mademki melâike ecnâsından ve rûhânî envâlarından olmak lâzım gelir. Elbette en kesif ve en sert tabaka –onlara nisbeten– balığa nisbeten deniz ve kuşa nisbeten hava gibidir. Hattâ zeminin merkezindeki müthiş ateş dahi, o zîşuûr mahlûklara nisbeti, bizlere nisbeten güneşin harareti gibi olmak iktizâ eder. O zîşuûr rûhânîler nurdan oldukları için, nâr onlara nur gibi olur.”2)
  • “… bir ilim adamının dediği gibi, her keşfedilen şey, keşfedilmemiş koskoca bir âlemi karşımıza çıkarmaktadır. Binaenaleyh şu âlem-i şehadet, görünmeyen gayb âleminin üzerinde tenteneli bir perdedir. Cinler, melekler, ruhanîler de o perdenin arkasındadır. Vasıtalı-vasıtasız oraya ıttılaımız ölçüsünde, perde arkası o varlıklarla tanışma imkânı olacaktır.3)
  • Melekler, Allah’ın emri ve izniyle başka başka şekil ve suretler aldıkları gibi, ruhanîler, cinler, şeytanlar; eşyanın ruhundaki kanunlar, mânâlar.. Kur’ân’lar, dualar, tesbihler hepsi Allah’ın izniyle temessül edebilir. İnsanın rüyalarına akseden şeylerin bütünü, bu temessülâttan ibarettir.”4)
  • Allah’la münasebette derinleşen bir insan, gayb âlemine muttali olur, melâike-i kiramla görüşebilir, cinlerle münasebete geçer, ruhanîlerle muhabereye girişebilir, Hızır’ı (aleyhisselâm) görür, hatta onun makamına yükselir.. Hazreti Mesih’le hem dem olur; Hazreti Mehdi ile tecdit musahabesinde bulunur… Evet, insan Allah ile münasebette derinleşir, şekilden, suretten kurtulup ruhun bütün dinamiklerini Allah’a vâsıl olmada kullanabilirse, olur bütün bunlar.”5)
  • Felsefecilerin ‘nefs-i nâtıka’, Kur’ân’ın da ‘nefs-i mutmainne’ dediği bu nefis, artık ruh ve kalb ufkuna açık, melek edalı öyle bir arzlıdır ki, ulaştığı bu nokta itibarıyla, o ana kadar hoşlanmadığı, ağır bulduğu tekâlif-i diniyeden zevk almaya başlar. O güne değin acı gördüğü şeyler birdenbire tatlılaşır; onun bu hâline muhâzî olarak latîfe-i rabbâniye ve sırrın üzerindeki nefsanîliğe ait toz-duman da tamamen silinir gider; varlık ve hâdiseler daha bir başka edaya bürünür. Her nesneden aldığı O’na çağrıyla yer yer haşyetler yaşar, zaman zaman da sevinçle coşar ve kendini ruhanîler arasında sanır.”6)
  • “İhtimal, bugün insanlar arasında mevcut bütün doktrin ve düşünce farklılıkları, cinler arasında da mevcuttur. Zira onlar, insanlara tâbi varlıklardır. Durum böyle olunca, eğer beşer kendinden beklenen seviyede, Allah Resûlü’nün arkasında çizgisini koruyabilse, cin ve ruhanîler de onun arkasında istikamete yürüyeceklerdir. Bizdeki iniş ve çıkışlar, onlarda da iniş ve çıkışlar meydana getirmektedir, çünkü bizim Peygamberimiz, onların da peygamberidir. Ve bizler, onlar için uyulması gereken örnek ve önderler durumundayız.”7)

Dipnotlar

1)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 208.
2)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 83–84.
3)
M. Fethullah Gülen, Varlığın Metafizik Boyutu, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 243.
4)
M. Fethullah Gülen, Asrın Getirdiği Tereddütler-2, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 135.
5)
A.g.e. s. 181.
6)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 645.
7)
A.g.e. s. 293.
ruhaniler.txt · Son değiştirilme: 2024/08/14 21:05 Değiştiren: Editör