Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


istisare

İstişare

  • Şûrâ, ilk mîrasçılar gibi günümüzün kutsileri için de en hayâtî bir vasıf, en esaslı bir kuraldır. Kur’ân’a göre o, mü’min bir toplumun en bariz alâmeti ve İslâm’a gönül vermiş bir cemaatin en önemli hususiyetidir. Kur’ân-ı Kerim’de şûrâ, namaz ve infakla aynı çizgide zikredilir ve ‘Onlar (öyle kimselerdir) ki, Rabbilerinin çağrısına icâbet eder ve namazı dosdoğru kılarlar; onların işleri kendi aralarında şûrâ iledir; kendilerine rızık olarak verdiğimizden de infakta bulunurlar.’ (Şûrâ, 42/38) buyurularak, şûrânın ibadet ölçüsünde bir muâmele olduğu hatırlatılır. Evet, bu İlâhî emirde, Allah’ın çağrısına icâbet ve bu icâbetin gereği ve neticesi sayılan namaz-şûrâ-infak zikredilerek bu hayâtî meselenin önemi vurgulanmıştır.”1)
  • “Bir sistem olarak İslâm nizâmını ayakta tutan dinamiklerin başında şûrâ gelir. Ferde-topluma, devlete-millete, ilme-maarife, iktisâdiyâta ve içtimâiyâta ait meselelerin çözümünde en önemli misyon ve vazife şûrâya aittir; tabiî bu meseleler hakkında mânâsı açık ‘nass’ mevcut değilse.”2)
  • “Kur’ân-ı Kerîm’de istişâre, iki âyette sarâhaten ele alınır; işâreten şûrâya temas eden âyât-ı Kur’âniye ise pek çoktur. Te’vilsiz, yorumsuz açıktan açığa şûrâ ile alâkalı bu iki âyetten biri, Âl-i İmrân sûre-i celîlesindeki: ‘Bu iş hususunda onlarla istişârede bulun!’ (3/159) âyeti, diğeri de Şûrâ sûre-i mübînindeki: ‘Onların işleri kendi aralarında meşveret iledir.’ (42/38) fermân-ı Sübhânîsidir. Ayrıca, şûrâyla alâkalı beyânın içinde bulunması itibârıyla, bu sûreye ‘Şûrâ’ isminin verilmesi de gayet mânidârdır!”3)
  • Meşveret, verilecek kararların isabetli olarak verilebilmesinin ilk şartıdır. Bir mesele hakkında iyiden iyiye düşünülmeden, başkalarının fikir ve tenkitlerine arzedilmeden verilen kararlar, çok defa hüsran ve hezimetle neticelenir. Düşüncelerinde kapalı, başkalarının fikrine hürmet etmeyen ‘kendi kendine’ birinin, üstün bir fıtrat, hatta dâhi de olsa, her düşüncesini meşverete arzeden bir diğer insana göre daha çok yanıldığı görülür.”4)
  • “En akıllı insan, meşverete en çok saygılı ve başkalarının fikirlerinden en çok istifade eden insandır. Yapacağı işlerde kendi düşünceleriyle iktifa eden ve hatta onları başkalarına da kabul ettirmeye zorlayan ham ruhlar, etraflarından hep nefret ve istiskal görürler.”5)
  • “Güzel neticelerin elde edilmesinin ilk şartı meşveret olduğu gibi, kötü âkıbet ve hezimetlerden korunmanın ehemmiyetli bir vesilesi de, dostların yüksek fikirlerinden istifadeyi ihmal etmemektir.”6)
  • “… işlerin istişareyle yürüdüğü bir yerde hiçbir akıl başkası tarafından ipotek altına alınamaz. Kararların alınmasında herkesin fikrine müracaat edildiği bir yerde ‘kayıtsız şartsız itaat’ten bahsedilemez. Bilakis burada fikir ve düşünce özgürlüğü vardır.”7)
  • “… istişare ferdî, ailevî, içtimaî her türlü meselelerimizin çözümünde vazgeçilmez bir yere sahiptir. Ama istişare etmek kavga etmek değil, terbiyesizce birbirimizi eleştirmek değildir. Hele istişare hiçbir zaman tartışma demek değildir. Tartışmanın kelime olarak yüklendiği mânâ kavgadır, çatışmadır, insanın kendisine ve başkasına saygısızlık etmesidir.”8)
  • “Nasıl ki, zaman-ı saadette ve selef-i salihîn zamanlarında hüküm-fermâ hak ve burhan ve akıl ve meşveret olduklarından, şükûk ve şübehâtın hükümleri olmazdı. Kezâlik görüyoruz ki: Fennin himmetiyle, zaman-ı hâlde filcümle, inşallah istikbalde bitamamihî hükümfermâ, kuvvete bedel hak ve safsataya bedel burhan ve tab’a bedel akıl ve hevâya bedel hüdâ; ve taassuba bedel metanet ve garaza bedel hamiyet ve müyûlât-ı nefsaniyeye bedel temayülât-ı ukul ve hissiyata bedel efkâr olacaklardır.”9)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini Dikerken-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 50.
2)
A.g.e. s. 51–52.
3)
A.g.e. s. 52.
4)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 171.
5)
A.g.e. s. 171.
6)
A.g.e. s. 172.
7)
M. Fethullah Gülen, İstikamet Çizgisi (Kırık Testi-17), New Jersey: Süreyya Yayınları, 2020, s. 73.
8)
M. Fethullah Gülen, Gurbet Ufukları (Kırık Testi-3), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 56–57.
9)
Bediüzzaman Said Nursî, Muhâkemât, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 26.
istisare.txt · Son değiştirilme: 2023/08/04 12:17 Değiştiren: Editör