Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


ehl-i_kitap

Ehl-i Kitap

  • “Kitap sahibi olanlar” veya “Kitab’a tâbi olanlar” anlamına gelen “Ehl-i Kitap” tabiri, Musevilik, Hristiyanlık diğer semavi dinlerin takipçilerini ifade etmek için kullanılır.
  • “De ki: ‘Ey Ehl-i Kitap, sizinle bizim aramızda aynı olan bir kelimeye gelin: Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım; Allah’ı bırakıp da, kimimiz kimimizi rabler de edinmesin.’” (Âl-i İmrân sûresi, 3/64).
  • İşte bu âyet, Ehl-i Kitab’ı, sözü edilen yollardan veya noktalardan birinde yakalıyor; onlara güler bir yüz ve tatlı bir dille yaklaşıp ‘Gelin!’ diyor. Bu ‘Gelin!’ deyişte, ‘Sizi çağırdığım, davet ettiğim şeyler, sizin bilmediğiniz şeyler değil; tam tersine, bildiğiniz, ünsiyet ettiğiniz ve bizden çok önce karşılaşıp da şimdi unutmuş olabileceğiniz veya yanlış hatırladığınız şeyler türündendir.’ diyor ki, bu da Kur’ân’ın, Ehl-i Kitap’la aramıza bir köprü kurarak onları gayet yumuşak bir şekilde, sıcak baktıkları bir noktadan yakalamasıdır. Bu husus, İslâm’ın tebliğinde ve muhataplara yaklaşmada çok önemlidir ve siz isterseniz buna, şimdilerin moda tabiriyle ‘diyalog’ diyebilirsiniz. Evet, Kur’ân’ın Ehl-i Kitab’ı çağırdığı o me’luf nokta tek bir kelime ile hulâsa edilecek kadar kısadır; zira Kur’ân, onlardan sadece ve sadece bir tek şey istemektedir ki, o da, şu görülen köprüden geçilip, şu kapıya ulaşılmasıdır; her şey bir yana sadece sevâun kelimesinde bile bu inceliği, bu yumuşaklığı ve arada kurulmaya çalışılan köprüyü görmek mümkündür.”1)
  • Ehl-i Kitab’ın zalim olmayan kesimiyle münasebetlerimizde, şiddetli davranma ve onların iflahını kesme düşüncesi İslâmî bir düşünce ve davranış değildir. Böyle bir düşünce ve davranış İslâmî olmaktan öte, İslâmî kaide ve prensiplere aykırı bir çarpıklık demektir.
  • Bir başka yerde, Mümtehine sûresinde, ‘Allah sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı, adil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.’ buyurulmaktadır. Bu âyetin inmesiyle alâkalı olarak, Hz. Esma validemizin müşrike olan analığının, Mekke’den Medine’ye gelip validemizle görüşmek istemesi nakledilir. Hz. Esma, Allah Resûlü’ne gelir ve müşrik analığıyla görüşüp görüşemeyeceğini sorar. Bunun üzerine bu âyet nazil olur ve görüşmenin de ötesinde, ona iyilikte bile bulunmasının herhangi bir mahzuru olmadığı ifade edilir. Bahse konu olan bu kadın bir müşriktir. Allah’a, Ahiret Günü’ne ve peygamberliğe inananlar için belirlenecek tavrı da anlayışlarınıza havale ediyorum.
  • Kur’ân-ı Kerim’de bu şekilde içtimaî diyalog ve hoşgörü açısından üzerinde durulabilecek yüzlerce âyet bulmak mümkündür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, müsamaha ve hoşgörüde dengenin yakalanabilmesidir. Kobraya merhamet etmek, onun ısırdığı insanların hukukunu yemek demektir. Hümanizmanın o kadarı, rahmet-i İlâhiyeden fazla merhamet etme iddiası demektir ki, böyle bir tavır ise merhametin kendisine saygısızlık ve başkalarının hukukuna da tecavüzdür. Dolayısıyla, hoşgörü ve diyalog arayışı, hiçbir şekilde Allah’ın anlatılıp tanıtılmasından geri durmayı gerektirmez. Evet, Kur’ân’ın ve Sünnet-i sahihanın ruhu sıkıldığında bazı hususî haller müstesnâ, orada hep müsamahayı görürüz. Bu müsamahanın atkıları Ehl-i Kitaba, hatta bir mânâda kim olursa olsun bütün dünya insanlarına kadar uzanmaktadır.”2)
  • “Ey ehl-i kitap! İslâmiyet’i kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağır gelmesin. Zira, size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak, itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye üzerine bina ediniz diye teklifte bulunuyor. Zira Kur’ân, bütün kütüb-ü sâlifenin güzelliklerini ve eski şeriatlerinin kavâid-i esasiyelerini cem etmiş olduğundan usulde muaddil ve mükemmildir. Yani, tâdil ve tekmil edicidir. Yalnız, zaman ve mekânın tagayyür etmesi tesiriyle tahavvül ve tebeddüle maruz olan füruât kısmında müessistir. Bunda aklî ve mantıkî olmayan bir cihet yoktur.”3)

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kur’ân’dan İdrake Yansıyanlar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 119.
2)
M. Fethullah Gülen, Prizma-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 213–214.
3)
Bediüzzaman Said Nursî, İşârâtü’l-İ’câz, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 48.
ehl-i_kitap.txt · Son değiştirilme: 2024/04/27 09:56 Değiştiren: Editör