Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


medeniyet

Medeniyet

  • “Bir millet ve toplumun maddî, mânevî varlığına âit üstün niteliklerden, değerlerden, fikir ve sanat hayatındaki çalışmalardan, ilim, teknik, sanâyi, ticâret vb. sâhalardaki nîmetlerden yararlanarak ulaştığı bolluk, rahatlık ve güvenlik içindeki hayat tarzı.”1)
  • “Demek şu meşhud saltanat-ı insaniyet ve terakkiyât-ı beşeriye ve kemâlât-ı medeniyet, celb ile değil.. galebe ile değil.. cidâl ile değil belki ona onun zaafı için teshir edilmiş.. onun aczi için ona muavenet edilmiş.. onun fakrı için ona ihsan edilmiş onun cehli için ona ilham edilmiş.. onun ihtiyacı için ona ikram edilmiş.. ve o saltanatın sebebi, kuvvet ve iktidar-ı ilmî değil; belki şefkat ve re’fet-i rabbaniye ve rahmet ve hikmet-i ilâhiyedir ki, eşyayı ona teshir etmiştir.”2)
  • “… medeniyet-i hâzıra, felsefesiyle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede nokta-yı istinadı ‘kuvvet’ kabul eder. Hedefi ‘menfaat” bilir. Düstur-u hayatı ‘cidâl’ tanır. Cemaatlerin râbıtasını ‘unsuriyet ve menfî milliyet’ bilir. Gayesi, hevesât-ı nefsâniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid etmek için bazı lehviyâttır. Hâlbuki kuvvetin şe’ni, tecâvüzdür.. menfaatin şe’ni, her arzuya kâfi gelmediğinden üstünde boğuşmaktır.. düstur-u cidâlin şe’ni, çarpışmaktır.. unsuriyetin şe’ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan tecâvüzdür. İşte şu medeniyetin şu düsturlarındandır ki, bütün mehâsiniyle beraber beşerin yüzde ancak yirmisine bir nevi sûrî saadet verip seksenini rahatsızlığa, sefâlete atmıştır.”3)
  • “Lâkin saadet odur: Külle ola saadet. Lâakall ekseriyete olsa medâr-ı necât. Nev-i beşere rahmet nâzil olan şu Kur’ân, ancak kabul ediyor bir tarz-ı medeniyet. Umuma, ya eksere verirse bir saadet. Şimdiki tarz-ı hazır, heves serbest olmuştur, hevâ da hür olmuştur, hayvanî bir hürriyet.”4)
  • Medeniyet zenginlik, surî kibarlık, bedenî hazları tatmin ve cismaniyetin sefahetler içinde yüzüp gezmesi değildir. O, gönül zenginliği, ruh nezaketi, görüş derinliği ve başkalarına hayat hakkı tanıyıp onları da kabul etmek demektir.”5)
  • “… kendisiyle irtibatı kopmuş bir insanın hiçbir medeniyetle bağlantısı da olamaz.”6)
  • “Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) kan dökmek için bahane arayan, âdetlerinde mutaassıp, en vahşi, en bedevî insanlardan medeniyet muallimi insanlar çıkarmış ve böylece kalblerin sevgilisi olmuştur.”7)
  • “Unutulmamalıdır ki medeniyet vak’asının en temel rüknü yetişmiş insan, en hayatî esası hür ve müstakil bir ülke, en kıymettar sermayesi de zamandır.”8)

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

2)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 349.
3)
A.g.e. s. 440.
4)
A.g.e. s. 777.
5)
M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 44.
6)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-2, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 184.
7)
M. Fethullah Gülen, Mefkûre Yolculuğu (Kırık Testi-13), İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 49.
8)
M. Fethullah Gülen, Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 33.
medeniyet.txt · Son değiştirilme: 2024/03/19 12:01 Değiştiren: Editör