Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


istikamet

İstikamet

  • “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hûd, 11/112).
  • “‘Rabbimiz Allah’tır.’ deyip sonra da istikamet üzere doğru yolda yürüyenler yok mu; işte onların üzerine ceste ceste melekler inip ‘Hiç endişe etmeyin, hiç üzülmeyin ve size vaad edilen cennetle sevinin!’ derler.” (Fussilet, 41/30).
  • “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol.”1)
  • “Doğruluk demek olan istikamet; ehl-i hakikatça, itikatta, amelde, muâmelâtta ve yeme-içme gibi bütün davranışlarda ifrat ve tefritten sakınıp, nebîler, sıddîkler, şehidler ve sâlihlerin yolunda yürümeye îtinâ gösterme şeklinde yorumlanmıştır ki, ‘Rabbimiz Allah’tır“ deyip sonra da istikamet üzere doğru yolda yürüyenler yok mu, işte onların üzerine melekler inip, ‘Hiç endişe etmeyin, hiç üzülmeyin ve size vaadedilen cennetle sevinin!’ derler’ (Fussilet sûresi, 41/30)âyeti, işte bu ölçüde Allah’ın rubûbiyetini itiraf ve O’nun birliğini tasdik edip, iman, amel ve muâmelelerinde peygamberlerin yürüdüğü şehrahta yürüyenleri, ötelerde saf saf meleklerin karşılayıp, bin bir korku ve tasanın kol gezdiği o ürpertici vasatta onları, müjdelerle coşturacaklarını haber veriyor.”2)
  • “Kul, her zaman istikametin tâlibi olmalı, keşf ü kerâmetin değil; zîrâ istikameti isteyen Allah, harikulâdelere dilbeste olan da kuldur. Bizim gönül kaptırdıklarımız mı, yoksa Allah’ın istedikleri mi?”3)
  • İnsan, Cenâb-ı Allah’a her zaman muhtaçtır. Onun nimetlerine muhtaç olmasından daha çok, inâyet (yardım, ihsan) ve riayetine (koruyup gözetmesine) muhtaçtır. Hava, su ve yiyecek gibi şeylere muhtaç olan insanoğlunun bu maddî nimetlerden daha fazla kalb ve ruh istikametinde beslenmeye ihtiyacı vardır. Samimî bir kul, Rabb’inden sürekli kalb ve ruh istikameti istemelidir.”4)
  • “İnsanın karakterinin rengi, zor zamanlarda daha net ortaya çıkar. Rahat zamanlarda yaşayan insanların eline diline sahip olması, istikametini koruması kolaydır. Asıl, belâ ve musibetler gelmeye başladığında denge ve istikameti korumak zorlaşır. Maruz kalınan sıkıntının şiddetine göre farklı inhiraflar yaşanabilir. Mesela inanılan değerler sorgulanabilir, Zât-ı Ulûhiyet hakkında yakışıksız düşüncelere girilebilir.”5)
  • İstikameti yakalayabilmenin belki de yegâne yolu, Allah ile irtibattır. Evet, bizim güç kaynağımız, Allah ve O’na olan yakınlığımızdır. Onun için bu hususun hayatımızın hiçbir anında ihmal edilmemesi ve kat’iyen hatırdan çıkarılmaması gerekir.”6)
  • “… istikamet insanı, hayal ve tasavvurlarına bile fena duygu ve düşünceleri konuk etmez. Beşeriyet icabı bir yerde sürçüp günah atmosferine kaysa, hiç vakit kaybetmeden tevbe edip hemen günahın boğucu ikliminden sıyrılıp tevbe ve istiğfarın paklayıcı atmosferine sığınır.”7)
  • “Her şeyin ifrat ve tefriti iyi değildir. İstikamet ise, hadd-i vasattır ki, Ehl-i Sünnet ve Cemaat onu ihtiyar etmiş.”8)

Dipnotlar

1)
Müslim, İman, 62; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/385.
2)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 112.
3)
A.g.e. s. 113.
4)
M. Fethullah Gülen, Kırık Testi-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 183.
6)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 76.
7)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-4, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 91–92.
8)
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 32.
istikamet.txt · Son değiştirilme: 2024/03/19 11:00 Değiştiren: Editör