Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


riyazi_dusunce

Riyazî Düşünce

  • “Matematik, aklın musikisidir.” James Joseph Sylvester1)
  • Matematiksel düşünme, sadece aritmetik işlemleri yapabilmekten veya cebir problemlerini çözebilmekten çok daha fazlasıdır. Matematiksel düşünme; nesnelere sayısal, yapısal veya mantıksal olarak bakmanın, onları özüne indirgemenin ve ardından altta yatan kalıpları analiz etmenin kapsamlı bir yoludur.”2)
  • Mirasçının yedinci vasfı, riyâzî düşüncedir. Bir dönemde Asya’daki ilkler daha sonra da Batı, rönesansını riyazî kanunlarla düşünme sayesinde gerçekleştirdi. İnsanlık tarihi boyu pek çok belirsiz ve karanlık şeyleri sayıların sırlı dünyasında keşfedip ortaya çıkarmıştır. Hurufilerin ifratkâr davranışları bir yana, matematik olmayınca ne eşyanın ne de insanın birbirleriyle münasebetlerini anlamak mümkün değildir. O, kâinattan hayata uzanan çizgide bir ışık kaynağı gibi yollarımızı aydınlatır, bize insan ufkunun ötelerini, hatta düşünülmesi taşınılması çok zor imkân âleminin derinliklerini gösterir ve bizi ideallerimizle buluşturur.”3)
  • “… riyâzî olmak, matematikle alâkalı şeyleri bilmek değildir; o, matematiği kanunlarıyla düşünmek, insan düşüncesinden varlığın derinliklerine uzayan yolda sürekli onunla beraber olmaktır. Fizikten metafiziğe, maddeden enerjiye, cesetten ruha, hukuktan tasavvufa hep onunla beraber olmak. Evet, varlığı tam kavrayabilmek için hem tasavvufî düşünce hem ilmî araştırma çifte usulünü kabul etme mecburiyetindeyiz. Batı temelde kendinde olmayan bir cevherin yerini doldurmada oldukça zorluk çekmiş ve bu ihtiyacı bir ölçüde mistisizme sığınarak karşılamaya çalışmıştı. Her zaman İslâm ruhuyla içli-dışlı olmuş bizim dünyamız için, yabancı herhangi bir şey aramaya veya herhangi bir şeye sığınmaya ihtiyaç yoktur. Bizim bütün güç kaynaklarımız düşünce ve iman sistemimizin içinde vardır; elverir ki o kaynağı ve o ruhu ilk zenginliğiyle kavrayabilelim. O zaman, varlık içindeki bir kısım sırlı münasebetleri ve bu münasebetlerin ahenkli cereyanını görecek ve her şeyi daha bir değişik temaşa ve zevk irfanına ulaşacağız.”4)
  • “Devrin şartlarını ve sebepleri gözetmemenin Kur’an aklîliği ile alâkası yoktur. Elinizdeki meşale yanıp tükenmeden onunla başkalarının meşalelerini de tutuşturmak isteyebilirsiniz, ama bunu arızasız yapmanın vesilelerini arayıp bulmalı ve sebepleri de hesaba katmalısınız.”5)
  • “… ‘riyazileşme’, riyaziye bilgilerini öğrenmekle değil, riyazi kanunlarla düşünmeye alışmakla ve hassasiyeti realitenin idrakinde sahte, eksik bir vasıta gibi telakki eden Yunan tefekkürünün Avrupa’da asırlardan beri yerleşen büyük çatısını kafalarımızın içinde kurmakla elde edilebilir… Bizi bugüne kadar Orta Çağda oturtan şey, riyaziyenin bilgisinden ve terbiyesinden, bilhassa ikinciden mahrum oluşumuzdur… Bugün anti-rasyonalist bazı temayüller gösteren Avrupa, kendisinde fakir olan bir cevheri belki doldurmaya muhtaçtır; fakat mistik ruhu işba halinde bulunan Şark için bu cevhere ilâve edilecek hiçbir şey kalmamıştır: Ancak bu ruhu ilk zenginliği içinde muhafaza etmek şartıyla riyazi bir kafa sahibi olabilirse büyük bir kültür devri açabilecektir. Poincaré’nin tabiriyle: ‘Riyazi nizamda bir seziş’ sahibi olursak, ‘bize gizli münasebetleri ve ahenkleri keşfettiren bu his’ kontrolsüz, şüpheli ve sakat bir sezişin eksik tarafını aklında üstüne binen muhteşem parıltısıyla tamamlayacaktır.”6)
  • Riyazî düşünce, kesin düşünce Avrupalının imtiyazıdır.”7)
  • “Metafizik düşünce bakımından iki grup dikkat çeker: Birisi reisleri Aristoteles olan, metot olarak fikir ve düşünceyi kullanan Meşşâîler, diğeri de hem tasfiye hem de riyazî düşünce yolunu kullanan İşrâkîler’dir. Bu ikinci yolda olanlar eskilerden Sokrat ve Eflatun, sonrakilerden Gazzâlî ve Sühreverdî’dir. Bunlar zevk ve keşfe ulaşmış tasavvuf ehlidir ve önemli başarılar elde etmişlerdir.”8)
  • “Modern ilmî metodolojinin benimsediği araştırma usulüne göre matematik; ilmî tespitler için ‘objektif’ bir usul olmasının yanında, elde edilen neticelerin umumîleştirilmesinde de en objektif vasıtadır. Bilim ve teknolojinin arka plânında Kudret-i Sonsuz’un ilminin bir ifadesi sayılan ve çoğunlukla gözden kaçırılan matematik vardır. Orta Çağ’da Müslüman ilim adamlarının fark ettiği bu riyazî düşünce ve matematiğe ait hususiyetler Gazzalî’den Birûnî’ye, Nasiruddin Tûsî’den Hucendî’ye ve Harizmî’ye kadar yüzlerce ilim adamının eserinde vurgulanmıştır.”9)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

3)
M. Fethullah Gülen, “Ruhumuzun Heykelini İkame Ederken”, Yeni Ümit, Ocak 1994.
4)
A.g.e.
5)
M. Fethullah Gülen, “Riyazî Düşünce ve İnâyet Beklentisi”, Bamteli, 7 Nisan 2008.
6)
Peyami Safa, “Seziş, Tahlil ve Riyâziye”, Kültür Haftası, 8 Nisan 1936.
7)
Cemil Meriç, Mağaradakiler, İstanbul: İletişim Yayınları, 1998, s. 142.
8)
Fatma Zehra Pattabanoğlu, Taşköprîzâde’de Din-Felsefe İlişkisi”, Journal of Islamic Research, 2017, 28(1), s. 33; Taşköprîzâde, Mevzuâtü’l-Ulûm, c. I, s. 312–313.
9)
Doç. Dr. Ufuk İlyasoğlu, “Hayatın Matematik Lisanı”, Sızıntı, Mayıs 2005.
riyazi_dusunce.txt · Son değiştirilme: 2024/04/27 18:00 Değiştiren: Editör