Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


gonulluler_hareketi

Gönüllüler Hareketi

  • “Nasıl ki cuma namazını kılmak için insanlar değişik camilerde bir araya geliyorlar; hiç kimse bunun için baskı yapmıyor, ama cuma namazı kılma gayesinde olanlar tabiî bir beraberlik meydana getiriyorlar. Aynen öyle de, bu oluşum, milletimizin maddeten ve mânen yüceltilmesi amacıyla hareket eden insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir harekettir. Bir ‘Gönüllüler Hareketi’dir.”1)
  • “… yerli birkaç kurumu ya da yabancı bir devleti arkasına almadan bir şey yapmaktan âciz olanlar, halkın teveccühünden ve Allah’ın inayetinden başka hiçbir güce dayanmayan bu Gönüllüler Hareketi’ni anlamakta zorlanabilir. Almadan vermesini bilmeyenler, başta kendi milleti olmak üzere tüm insanlığa hizmet için fedakârlık yapma duygusunu idrak edemeyebilir. Fakat görülen o ki, benim sadece müşevviki bulunduğum bu gayretlerin bir halk teşebbüsü olduğunu ve ‘değirmeninin suyu’nun da Anadolu’nun tertemiz bağrından geldiğini aslında herkes çok iyi biliyor. Ne var ki bu Anadolu pınarını istedikleri yöne akıtamayanlar kıskançlık, haset ve kinle onu kurutmaya çalışıyorlar.”2)
  • “Birileri tarafından ifade edilen ve bana küfür etme kadar ağır gelen bir tabirle ‘Fethullah Gülen Cemaati’ diye isimlendirilen topluluk, bu millete ve insanlığa hizmet düşünce ve metotlarını gönüllü olarak kabullenen insanların meydana getirdiği bir Gönüllüler Hareketi’dir. Benim bu yapı içindeki yerim ise, başkaları ne derse desin, sıradan bir fert olma çaba ve gayretinden ibarettir. Biliyorum, bazıları bunu mübalağalı bir ifade olarak algılayacak, kim bilir çokları bıyık altından gülecek; ama her şeye nigehban olan Rabbim biliyor ki, bütün amacım bu milletin bugünü ve yarınları adına akıllara durgunluk veren fedakârlıklara katlanan insanların içinde sıradan bir fert olabilmek ve bu hâl üzere ölmektir.”3)
  • “… belki elli beş yıl önce girdiğim ve hâlâ yürümeye çalıştığım bu yolda hiçbir zaman tek başıma kalmadım. Erzurum, Edirne, Edremit, İzmir ve İstanbul’da aynı duygu ve düşünceyi paylaşan niceleri ile beraber oldum. Hacı Kemal Erimez gibi sahabe döneminin Ebû Bekir’lerine denk mal ve canları ile bu kervana katılan o kadar çok insan tanıdım ki bunların toplamı Gönüllüler Hareketi’ni ortaya çıkardı.”4)
  • “‘Fethullahçı’ şeklindeki ifadelerden tiksinti duyuyorum, ‘-cı’, ‘-cu’ türü sözlerden hiç hoşlanmıyorum. “Cemaat lideri” gibi yakıştırmalardan küfür işitmiş gibi rahatsız oluyorum. Sadece müşevviki olduğum, eğitim faaliyetlerine gönül vermiş insanları “cemaat” şeklinde değerlendirmenin de yanlış olacağını düşünüyorum. Sevgi, diyalog, hoşgörü, barış ve karşılıklı anlayış esaslarına dayanıp eğitim seferberliğine çıkan samimi insanların faaliyetlerini ‘Gönüllüler Hareketi’ şeklinde ifadelendirmenin doğru olacağını zannediyorum.”5)
  • “… dünyanın neredeyse tamamına yayılmış bir Gönüllüler Hareketi, bir eğitim ve öğretim seferberliği… Din, dil, ırk, yaş, cinsiyet ayırt etmeksizin akıllara durgunluk veren fedakârlıklarla çalışan bir kitle var ortada. Dünyanın bir yerinde elde ettiğiniz fevkalâde bir başarı, bunları çekemeyenlerin gıpta ve düşmanlık damarlarını tahrik edecekse, o başarı başka yerlerdeki hizmetler adına olumsuz tesir yapabilir, şartların aleyhte ağırlaşmasının sebebi olabilir. Ortaya çıkacak olumsuz hava, yukarıda bahsini ettiğimiz medya aracılığı ile bütün dünyaya mâl edilebilir. Onun için bütün zamanlardan daha fazla dikkatli olunması gerekir.”6)
  • “‘Gönüllüler Hareketi’ olarak zikredilen diyalog ve eğitim faaliyetlerinin de bağımsız olması çok önemlidir. Bu hareketle alâkalı akademik çalışma yapan sosyologlar ve siyasal bilimciler de her fırsatta bu bağımsızlığa değinmekte ve ‘Bu teşebbüs, hiçbir dış güce dayanmayan bağımsız bir sivil toplum faaliyetidir.’ demektedirler.”7)
  • “Şahsen, yapılan onca güzel işi görünce takdir hisleriyle doluyor ve kimi zaman ‘Gönüllüler Hareketi’ kimi zaman da ‘örnekleri kendinden bir hareket’ diyerek o güzellikleri alkışlıyorum. Alkışlıyorum, zira o hasbî insanların, hemen her meselede hüsn-ü misallerini kendi içlerinden çıkardıklarına şahit oluyorum.”8)
  • “… Gönüllüler Hareketi’nin temsilcilerine düşen de, toplumun hiçbir kesimini ihmal etmeksizin herkesi kucaklamak olmalıdır. Evet, vicdan olabildiğince geniş tutulmalı, herkesin konumuna saygı duyulup diyalog zeminleri oluşturulmalı, toplumun bütününe kucak açılmalı, hatta gelmeyen/gelemeyenlerin dahi ayağına gidilmelidir. Bulunulan coğrafyanın şartları göz önünde tutularak bir taraftan, toplumda önemli yerler ihraz eden akademisyen, parlamenter gibi söz söyledikleri zaman referans olabilecek kimselerle diyalog köprüleri kurulmalı; diğer taraftan da yaşadıkları içtimaî hayat içerisinde değişik mazlûmiyet, mahkûmiyet ve mağduriyetlerin zebunu olmuş gariplere el uzatıp onlara destek olunmalıdır. Çünkü mesleğimiz herkese açık bir peygamber şehrahıdır.”9)
  • “… bu Gönüllüler Hareketi’ne katkısı olan herkesi dualarımda zikretmeye çalışıyorum.”10)
  • “… yapılanlar karşısında beklentisiz olmak, bir yönüyle hayatını o insanların hayatına vakfetmek, inandırıcılık adına çok önemlidir. Eğer şu anda dünyanın değişik yerlerinde, farklı milletler içinde, Gönüllüler Hareketi tutunabiliyorsa; Cenâb-ı Hak, onlara bu ölçüde bir açılım lütfetmişse, demek ki o insanlar gittikleri yerlere adanmışlık ruhuyla gitmenin ve beklentisiz iş yapmanın hakkını veriyor, güven vaad ediyor ve iyi bir emniyet tavrı sergiliyorlar.”11)
  • “… bugün ‘Gönüllüler Hareketi’ Afrika’nın derinliklerinden Uzak Doğu’nun en uç sınırındaki ülkelere, Güney Amerika’dan Kanada’ya kadar dilleri, dinleri, kültürleri farklı olan değişik toplumlarla beraber olmaktadır. O hâlde bu tablo karşısında dikkat edilmesi gereken husus, meseleleri sunuşta üslûp kusuruna düşmemektir.”12)
  • “Zannediyorum şimdiye kadar Gönüllüler Hareketi’nin yaptıkları işlerde Cenâb-ı Hakk’ın ihsan buyurduğu bereket, bir yönüyle onların zaman mefhumunu aşıp mesaide böylesine ölesiye bir cehd ve gayretin içinde olmalarındandır.”13)
  • “… istiğna ruhunu muhafazanın en önemli vesilesi, hayatını îsâr ahlâkıyla sürdürmektir. Bu açıdan Gönüllüler Hareketi içinde bulunan arkadaşlar öyle îsârlaşmalıdırlar ki sadece yemek yedirme, çay içirme, maaşını bir başkasına verme gibi fedakârlıklarla yetinmeyerek, maddî-mânevî füyuzat hislerinde de başkalarını kendilerine tercih edebilmelidirler.”14)
  • “Unutulmamalıdır ki Cenâb-ı Hak, Anadolu’nun bağrından çıkmış bu Gönüllüler Hareketi’ne tarihte eşine az rastlanır pek çok lütuf ve ihsanda bulundu.”15)
  • “Günümüzde de yeryüzünün değişik coğrafyalarına göç edip giden hicret kahramanları arasında çok önemli işler başarmış arkadaşlarınız olabilir. Fakat birilerinin kalkıp da safiyane düşüncelerle dahi olsa falan zata, filân kişiye değişik namlar, nişanlar takması, onlara farklı payeler yüklemesi, Gönüllüler Hareketi’ne yapılmış bir ihanet sayılır. Çünkü bu, yeni yeni hazımsızlık cephelerinin oluşumuna sebebiyet verme demektir.”16)
  • “… gittikçe büyüyen, genişleyen, derinleşen bu Gönüllüler Hareketi, her diriliş dönemindeki ilklere has safvetini, samimiyetini, sadakatini korumalı ve Seyyid Nigârî gibi:
  • ‘Cânân dileyen dağdağa-yı câna düşer mi,
  • Cân isteyen endişe-i cânâna düşer mi;
  • Girdik reh-i sevdaya cünûnuz…
  • Bize namus lâzım değil,
  • Ey dil ki bu iş şâne düşer mi!’ deyip arkalarına bakmadan hep insanlığı kucaklamaya doğru yürümelidirler.”17)
  • “… bazı dostlar Allah’ın izniyle gerçekleştirilen bu Gönüllüler Hareketi’ni takdir ve tebcilde öyle ifadeler kullandılar ki, bundan bazı düşüncelerin bulandığını söyleyebilirim. Meselâ, bütün bu olup bitenleri bazı şahıslara mâl ederek sanki bu ülkede yapılan faaliyetlerin hepsini biz yapıyormuşuz, biz düşünüyormuşuz gibi bir havaya girdiler. İşte bu işlerin arkasındaki ‘devâsâ kametler’ demeye başladılar. Bence bunlar kat’iyen doğru değildir. Çünkü her şeyden evvel bizleri bu işte cebr-i lütfî olarak istihdam eden Hazreti Allah’tır (celle celâluhu). Eğer biz, biz olarak iradelerimizle bu işin içine girseydik, –zannediyorum– muhtemel sıkıntıları nazara alarak daha baştan kaçacak delik arayacaktık.”18)
  • “Kim ne derse desin ve ne yaparsa yapsın, Allah’ın tevfik ve inayetiyle, din ve ülkemiz adına hayatlarını ortaya koymuş er oğlu erlerin temsil ettiği bu Gönüllüler Hareketi, misyonunu hakkıyla yerine getirecektir. Ve gelecekte daha başka hizmet çizgilerinin hemen hepsi, uyum ve imtizaçları nispetinde onlarla bir ve beraber olacak, bu temiz su kaynağına kovasını salarak, kabiliyeti ölçüsünde istifade edecektir. Aklı başında, sosyolojik gerçeklere vâkıf, mânâ ufku açık, hemen her insan bunu tahmin edebilir.”19)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kırık Testi-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 106.
2)
M. Fethullah Gülen, Sohbet-i Cânan (Kırık Testi-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 104–105.
3)
A.g.e. s. 114.
4)
A.g.e. s. 114–115.
5)
A.g.e. s. 120–121.
6)
M. Fethullah Gülen, Gurbet Ufukları (Kırık Testi-3), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 82–83.
7)
M. Fethullah Gülen, İkindi Yağmurları (Kırık Testi-5), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 91.
8)
A.g.e. s. 172.
9)
M. Fethullah Gülen, Cemre Beklentisi (Kırık Testi-10), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 73.
10)
A.g.e. s. 149.
11)
A.g.e. s. 272.
12)
M. Fethullah Gülen, Yaşatma İdeali (Kırık Testi-11), İstanbul: Nil Yayınları, 2012, s. 220.
13)
M. Fethullah Gülen, Yenilenme Cehdi (Kırık Testi-12), İstanbul: Nil Yayınları, 2013, s. 60.
14)
M. Fethullah Gülen, Mefkûre Yolculuğu (Kırık Testi-13), İstanbul: Nil Yayınları, 2014, s. 55–56.
15)
M. Fethullah Gülen, Yolun Kaderi (Kırık Testi-15), İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 42.
16)
A.g.e. s. 200.
17)
M. Fethullah Gülen, Sükûtun Çığlıkları (Çağ ve Nesil-9), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 157–158.
18)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-3, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 81.
19)
M. Fethullah Gülen, Prizma-2, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 231.
gonulluler_hareketi.txt · Son değiştirilme: 2023/12/21 15:22 Değiştiren: Editör