Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


temkin

Temkin

  • Temkin; oynak ve hafif-meşrepli olmanın zıddı; vakur, ciddî, uslu ve oturaklı olma hâlidir ki; tasavvuf erbabınca, istikamette derinleşip istikrar kazanma, yüzüp-gezmeden kurtularak huzûr ve itminana ulaşmaktan ibarettir. Böyle bir hak yolcusu, ibtidâsı aynı intihâ, sürekli rızâ ufkunun müşahedesiyle, hâlden hâle, makamdan makama intikali fark etmeden, her zaman vuslatın neşvesiyle, hüsn-ü âkıbetini duymanın itminanını yaşar ve çok defa sefer meşakkatinin zerresini bile hissetmez.
  • Hak yolcusu, bidâyet-i hâl itibarıyla, hâlin gereği, hep televvün edalıdır; zira o, seyr u sülûk-i ruhânîde, esmâdan müsemmâya, sıfattan mevsufa, hâlden makama, yolcular için uzun bir mesafe sayılan eb’âdı aşarken, sürekli farklı şeyler görür, farklı şeyler duyar, farklı şeyler hisseder; bu duyuş, bu görüş ve bu hissedişler, her zaman sâlikin benliğini tesir altına alacağından, onun tavırlarından hep televvün akar.. ve bu yolda olma hususiyeti, hakikat yolcusunun hedefe ulaşacağı ‘ân’a kadar devam eder. Gün gelip de ‘fenâ fillâh’ ufkunda, ‘bekâ billâh’ hakikatı zuhûr edince, telvin de yerini temkine bırakır, televvün temekkünle becâyiş olur. Ve artık Mîzanü’l-İrfan Sahibinin de dediği gibi:
  • ‘Çün ere Maksûd’una merd-i Hüdâ,
  • ‘İrciî’ remziyle eyler nidâ..
  • Kâbe-i maksûda bulunca vusûl,
  • Matlab-ı âlâya erdikde yol;
  • İşte temkin-i tarikattir bu hâl!
  • Ekmel olmuş burda erbab-ı kemal…’
  • Temkin, itminandan bir iki kadem daha üsttedir ve وَلاَ يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذِينَ لاَ يُوقِنُونَ ‘Yakîne ermemiş olanlar, seni hafifliğe (ve telvine) sevketmesin.’ (Rûm, 30/60) fehvasınca ulü’l-azmâne bir oturmuşluğun ifadesidir.
  • Yolun başındakilerin temekkünü; sağlam niyet, ulü’l-azmâne irade, kaynağından gelen tam bilgi ve yolun yol rehberiyle yürünmesine bağlıdır. Yani, maksat, rızâ-i ilâhî; azık, Ehl-i Sünnet anlayışı içinde dinin hayata hayat kılınması ve yolun da Hazreti Rûh-u Seyyidi’l-Enâm’ın rehberliğinde sürdürülmesidir ki; bunu: Gaye, Allah; maksad, O’ndan gelenlere karşı duyarlı olup olabildiğince titiz yaşamak; yol da değişik türden ifratlar ve tefritlere karşı istikamet ifadesi kabul edilen sırat-ı müstakîmdir.
  • Kendini tamamen Hakk’a adamışların temekkünü; kalben ağyar münasebetlerinden sıyrılıp, her an sînesini Hak tecellîleri için pak tutmak suretiyle hazır bulunarak, ilâhî vâridleri avlamakla meşgul olmaktır…”1)

Ayrıca Bakınız

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 304–305.
temkin.txt · Son değiştirilme: 2024/03/13 15:51 Değiştiren: Editör