Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


kolektif_suur

Kolektif Şuur

  • “Milletçe, ahlâk ve içtimaî hayatımızın âhenkle yürümesinin yanında varlık ve bekâmızın çok önemli esaslarından biri sayılan ‘kolektif şuur’un ruhu ve temeli dinî karakterimiz ve millî seciyemizdir. Bu açıdan da, kitle hareketlerinde her zaman müşâhede edilen yanlış ve falsolu davranışlara karşılık, kolektif şuurun disiplinli ve temkinli fertlerinin his ve heyecan yüklü hareketleri, onların alelâde zamanlardaki davranışlarına nispeten, değerler üstü değerlere ulaşır ve fevkalâdelikler arz eder.”1)
  • “… birlikte hareket etmek de çok önemlidir. Her ferdin, şahsî duygu, şahsî düşünce ve hissiyatını yüksek bir idealin emrine vererek, onun etrafında aklî, mantıkî, kalbî, ruhî birleşme mânâsında bir kolektif şuur…”2)
  • “Cemaat olma, kolektif şuura ulaşmakla elde edilir. Kolektif şuur, ferdi kendi yapısı içinde eritir ve onu çok buudlarından bir buud hâline getirir ve artık orada mutlak fert yoktur, cemaat vardır. Fert cemaatleşmiş, cemaat de âdeta tek bir fert olmuştur. Böyle bir atmosferde yapılan ibadetler bütünüyle aynı havza akmaktadır. Böyle olunca da cemaatin şahs-ı mânevîsi, mânevî mertebelerde hızla yükselir ve bir gider ta zirvelere ulaşır. Hiçbir ferdî ibadet kişiyi bu zirvelere bu kadar kısa zamanda yükseltemez.”3)
  • İnsan, akıl ve iradesiyle kolektif şuuru gerçekleştirebilirse, yani çağrısını akla, mantığa ve iradeye dayandırabilirse, o, bilgiye dayanmış olur ve kalıcılık vaad eder.”4)
  • “‘Ferdî istidat ve kabiliyetler, kolektif şuur içerisinde körelmeye maruz kalır.’ şeklinde bir yaklaşım kanaatimce doğru değildir. Aksine kolektif şuur; farklı istidat ve kabiliyetlerin inkişaf etmesi için uygun bir ortam hazırlamanın ad ve unvanıdır. Evet, o, gerçek mânâ ve muhtevasıyla ortaya konulduğunda, insanlar o zeminde beyin fırtınaları yaşar, kendilerini rahatça ifade eder ve fikirlerini açık bir şekilde ortaya koyarlar. Çünkü o atmosferde, insanlar, en azından kendileri kadar başkalarının da bir kısım hakikatleri ortaya koyabileceğine inanır, hakikate karşı saygılı davranır ve hakikat kimin elinden çıkarsa çıksın onu alır, öper, baş tâcı ederler. Dolayısıyla orada fertler, bir aklın yerine yüz aklın, bin aklın, hatta birkaç bin aklın çalıştığını görür ve ulaşılan neticelerin o birkaç bin aklın vâridâtıyla elde elde edildiğini müşâhede ederler. Bu durum da, orada bulunan insanlara farklı düşüncelere saygılı olma, farklı mülâhazalara açık durma duygu ve düşüncesini verir. Böylece daha derin ve engince düşünür, daha güzel neticelere ulaşırlar. Fakat bazıları ‘kolektif şuur’ derken, onu, müstebidâne ve oligarşik bir hâkimiyet kurma; şahsî ve hususî fikirlerin ortaya çıkmasına engel olmak için farklı düşünenlere baskı uygulama şeklinde anlıyorlarsa, böyle bir anlayışın kolektif şuurla hiçbir alâkasının bulunmadığı açıktır. Dolayısıyla böyle kör bir telakki karşısında ferdî istidat ve kabiliyetler de git gide körelip dumura uğrayacaktır. Bu sebeple diyebiliriz ki, kabahat kolektif şuurda değil, onun mânâ ve muhtevasını farklı bir kalıba ifrağ edip yeni ifadesiyle işlevini değiştirenlere aittir.”5)
  • “… meselelerin kolektif şuura bağlı götürülmesi çok önemlidir. Öyle ki, bir insan dâhiyane fikirlere, tedbirlere sahip olsa bile, umum heyetle alâkalı meselelerde tek başına asla karar vermemelidir. Şimdiye kadar insanlık tarihi boyunca tek başına hareket edip, tek başına karar verip de kalıcı bir muvaffakiyet ortaya koyan tek bir kişi dahi bilmiyorum.”6)
  • “… eskiden bu büyük işler ferdî dehâlarla temsil ediliyordu.. ne var ki, her şeyin olabildiğince teferruata açıldığı ve ferd-i ferîdlerin dahi altından kalkamayacağı bir hâl aldığı günümüzde, artık dehânın yerini de şahs-ı mânevî, meşveret ve kolektif şuur almıştır ki, bu da yeryüzü mirasçılarının altıncı adımının hulâsasıdır.”7)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Yeşeren Düşünceler (Çağ ve Nesil-6), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 109.
2)
A.g.e. s. 199.
3)
M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 210.
4)
M. Fethullah Gülen, Kalb İbresi, (Kırık Testi-9), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 112–113.
5)
A.g.e. s. 300–301.
6)
M. Fethullah Gülen, Buhranlı Günler ve Ümit Atlasımız (Kırık Testi-14), İstanbul: Nil Yayınları, 2015, s. 150.
7)
M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini Dikerken-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 47.
kolektif_suur.txt · Son değiştirilme: 2024/04/27 18:01 Değiştiren: Editör