Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


zulum

Zulüm

  • “Bir şeyi, yerinden başka yere koymaktır. Haktan batıla geçmektir. Başkasının mülkünde tasarruf etmek ve haddi aşmaktır.”1)
  • Allah, adaleti yerine getirmenizi, iyilik yapmanızı, yakınlarınıza yardım etmenizi emreder; hayâsızlık, kötülük ve zulümden sakındırır. O size öğüt veriyor ki, aklınızı kullanasınız.” (Nahl, 16/90).
  • “Allah, zulmedenleri sevmez.” (Ali İmran, 3/57).
  • “Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada (Allah'a karşı sorumluluğu yerine getirmede) olur.”2)
  • Zulmeden kimseye yardım etmeyin, ona karşı gelin ve hakkını alana kadar da ona yardım etmeyin.”3)
  • Zulüm ile şimdiye kadar kimse payidar olmamıştır; olmuş gibi görünenlerin de yanına kalmamıştır.”4)
  • Adalet mülkün temeli, zulüm, bu temele yerleştirilmiş bir dinamit; adalet, Hakk’ı ve halkı hoşnut etmenin en emin yolu, zulüm, bu yolda yürekleri hoplatacak bir gulyabâni; adalet hakkın sesi ve soluğu, zulüm bir nefsânîlik hırıltısı; adalet, dünya ve âhiretin biricik emniyet vesilesi, zulüm bir gadr ü cevr dumanı, sisi; adalet, ubûdiyet de dediğimiz hakikatin Kur’ân’daki adı, zulüm hakikî insanî değerlere karşı saygısızlığın bir unvanı; adalet evrensel barışın en sağlam köprüsü, zulüm insanî ufku kirleten bayağılığın en denîsi…”5)
  • İnsanın tevhid çizgisini koruyamayıp, Hâlık-mahlûk, abd-Mâbud münasebetindeki inhirafı demek olan şirk en büyük zulüm; açıktan açığa hak-hukuk tanımama, başkalarına cevr ü cefada bulunma, onları aldatma, itibarlarıyla oynama, gıybet etme… gibi hususlar ikinci derecede birer zulüm; Allah’ın emir ve yasaklarını dinlememe, haramlara karşı kat’î tavır alıp meşrû dairedeki zevklerle yetinmeme ise farklı bir zulümdür. Hangi çeşidi olursa olsun Kur’ân-ı Kerim adalet ve ubûdiyet üzerinde durduğu kadar zulüm ve haksızlığa da vurguda bulunur ve mü'minleri inhiraf, cevr, cefa ve gadrin her çeşidinden uzak durmaya çağırır.”6)
  • “İşlenen günahlar zulüm derecesine varınca Allah, o günahları affetmez. Şunda zerre kadar şüphe edilmemelidir ki zalim, kesinlikle cezasız kalmaz. ‘Zulüm ile âbâd olanın, mutlaka âhiri berbat olur.’”7)
  • “Âlemde çok görüyoruz ki: Zâlim, fâcir, gaddar insanlar, gayet refah ve rahatla ve mazlum ve mütedeyyin adamlar, gayet zahmet ve zillet ile ömür geçiriyorlar. Sonra ölüm gelir, ikisini müsavi kılar. Eğer şu müsavat, nihayetsiz ise, bir nihayeti yoksa, zulüm görünür. Hâlbuki zulümden tenezzühü, kâinatın şehâdetiyle sabit olan adâlet ve hikmet-i ilâhiye, bu zulmü hiçbir cihetle kabûl etmediğinden; bilbedahe bir mecmâ’-i âheri iktiza ederler ki; birinci, cezasını; ikinci, mükâfatını görsün. Tâ şu intizamsız, perişan beşer, istidadına münasip tecziye ve mükâfat görüp adâlet-i mahzaya medâr ve hikmet-i rabbâniyeye mazhar ve hikmetli mevcudat-ı âlemin bir büyük kardeşi olabilsin.”8)

Ayrıca Bakınız

İlave Okuma

Dipnotlar

1)
Ali ibn Muhammed es-Seyyid eş-Şerif Cürcani, Tarifat: Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, tercüme ve şerh: Arif Erkan, İstanbul: Bahar Yayınları, 1997, s. 148.
2)
Müsned, 2/62.
3)
Tirmizi, Kıyamet, 53/5.
4)
M. Fethullah Gülen, Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 231.
5) , 6)
A.g.e. s. 232.
7)
M. Fethullah Gülen, Fikir Atlası (Fasıldan Fasıla-5), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 157–158.
8)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 571.
zulum.txt · Son değiştirilme: 2024/07/31 13:22 Değiştiren: Editör