hur_dusunce
İçindekiler
Hür Düşünce
- “Mirasçının beşinci vasfı; onun hür düşünebilmesi ve düşünce hürriyetine saygılı olması şeklinde hulâsa edilebilir. Hür olabilme, hürriyeti duyabilme insan iradesinin önemli bir derinliği ve benlik sırlarına açılmanın da sihirli kapısıdır. O derinliğe açılamayan ve o kapıdan içeriye giremeyene insan demek oldukça zordur.”1)
- “… bugün farklı dünyalara doğru yürürken hem başkalarına karşı olan tavırlarımızda, hem kendi benlik ve hırslarımız açısından biraz daha hür düşünceli ve hür iradeli olmalıyız. Evet, bugün her şeyden ziyade hür düşünceyi kucaklayabilen, ilme ve ilmî araştırmalara açık olabilen, kâinattan hayata uzanan çizgide Kur’ân ve Sünnetullah arasındaki mutabakatı sezebilen engin sinelere ihtiyaç var. Bunu da şimdilerde ancak dehâ misyonunu yüklenen bir cemaat yapabilir.”2)
- “… hicri beşinci asra kadar, yetişen devasa kametler sayesinde, doğrudan doğruya kendi araştırmalarımızla ilmî prensipler ortaya konulmuş olsa da sonraki asırlarda bu iş Batılıların eline geçmiştir. Onlar da ilimleri pozitivizm, materyalizm ve natüralizme dayanan farklı kalıplara dökmüşlerdir. Bugün biz farklı ilim dallarına ait çalışmalarımızda onların terminolojisinin dışına çıkamıyor ve araştırmalarımızı onların kalıpları içinde sürdürüyoruz. Dolayısıyla da farklı düşünemiyoruz. Araştırmalarımız bizi arkasında olduğumuz hakikate götürmüyor. Bu sebeple Müslüman ilim adamlarının yeniden hür düşünceyi kendilerine ilke edinerek, ilim adına ortaya konulan bütün müktesebatı mebdeden başlayarak bir kere daha gözden geçirmeleri gerekmektedir. Onlar bunu yaparken statükoya bağlılıktan kurtulmalı ve her şeyi sorgulamalıdırlar. Çünkü sorgulamadan yeni bir şey tesis edilemez. Bunun için önümüzde hazır bulduğumuz bilgilerin az dahi olsa yanlış olabileceğine ihtimal vermeliyiz.”3)
- “Dünden bugüne taassubu dinî değerlere dayandırıp kutsalın mücadelesini veriyormuşçasına me’hazin kutsiyetiyle saf yığınları aldatan bir sürü insan tanıdık. İlericilik ve çağdaşlık hezeyanlarıyla çevrelerini kırıp geçiren ve herkesi kendilerine benzetmeye çalışan bağnazların sayısı da bunlardan az değildi. Birincilerin hakikî dindarlıkla alâkaları olmadığı gibi ikincilerin de ilericilikle, medeniyetle hiç mi hiç münasebetleri yoktu. Her iki uğursuz kesim de hür düşünce, hoşgörü ve paylaşmanın, daha doğrusu insanca yaşamanın önünde mutlaka bertaraf edilmeleri gereken engellerdi. İhtimal bu kaba ve saldırgan kimseler aydınlatılacakları veya Allah’tan bulacakları âna kadar da insanlığın bunlardan çekeceği vardı.”4)
Ayrıca Bakınız
İlave Okuma
- M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini İkame Ederken
- M. Fethullah Gülen, Vesâyetten Kurtulma ve Gerçek Hürriyet
Diğer Diller
Dipnotlar
1)
M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini Dikerken-1, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 45.
2)
A.g.e. s. 47.
3)
M. Fethullah Gülen, İstikamet Çizgisi (Kırık Testi-17), New Jersey: Süreyya Yayınları, 2020, s. 58.
4)
M. Fethullah Gülen, Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken-2), İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 254–255.
hur_dusunce.txt · Son değiştirilme: 2024/04/27 17:59 Değiştiren: Editör