Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


alem-i_halk

Âlem-i Halk

  • “Gerçek hürriyet ancak, insanın dünyevî endişelerden, mal-menal gibi gailelerden kalben sıyrılıp, âlem-i halka ait bütün hususiyetleri ve âlem-i emre ait bütün derinlikleriyle Hakk’a yönelmesi sayesinde gerçekleşebilir.”1)
  • “Ruhun iç yüzü diyebileceğimiz bâtınınasır’ denir. Sırrın bâtını ise ‘sırru’s-sır’ kabul edilir. Sırru’s-sırrın en önemli bir buudu ‘hafî’, en engin bir derinliği de ‘ahfâ’dır. Bâtından maksat, bir nesnenin özü, esası ve mayası demektir. Bu latîfelerden sadece biri âlem-i halktan, diğerleri âlem-i emirdendir.. ve âlem-i emirden olan latîfelerin en derini, en zor erişileni ahfâdır. Ahfâ, diğer latîfeler itibarıyla merkezi tutuyor gibi bir hususiyet arz etmektedir. Hafî, âlem-i emre ait hususiyetleriyle tıpkı bir mahfaza gibi onu kuşatır; sırru’s-sır, bir sur gibi bunların hepsini ihata eder ve ruh bir atmosfer gibi bütün latîfeleri kucaklar ve kalbe bağlar. Bu latîfelerin inkişaf ettirilmesi, kalbî ve ruhî hayatın, hayata hayat olmasına bağlıdır. Bu itibarla da, henüz cismaniyetten kurtulamamış, letâif-i insaniye ufkuna ulaşamamış bahtsızların, belli seviyedeki ruhlara akıp gelen bu mevhibeleri duymaları mümkün değildir. Bunları duyabilmenin asgarî şartları, evvelâ istidat, sonra o istidadı inkişaf ettirme adına sa’y u gayret ve daha sonra da usûlüne göre çile çekmek ve erbaînlerle beden hâkimiyetinden kurtulabilmektir.”2)
  • İlim nazariyesi (epistemoloji) açısından Allah’tan gayrı zâhir-bâtın, lâtif-kesif, meşhud-gayrimeşhud, canlı-cansız, dünyevî-uhrevî her şeye âlem denir. Yukarıdaki çerçeve içinde bütün varlık ve onun perde arkası, Hazreti Zât’ın varlığının delili, icraatının belgeleri, kemâlinin aynaları, kaderi plân ve programının kitap ve defteri, belli bir tafsil adına her şeyin mahall-i taayyünü, aynı zamanda sıfat ve isimlerinin tecelli alanı olması itibarıyla görünen-görünmeyen hemen her şey O’na ait derin izler, emareler, nişanlar taşıdığından, hatta O’nu haykırdığından O’nun şahitleri mânâsına âlem unvanıyla yad edilmiş, hepsine birden ‘avalim“’ veya ‘âlemin’ denmiş; akıl, ruh, nefis, şuur, his ve idrak gibi O’nun ‘Ol!’ deyivermesiyle meydana gelen emir kaynaklı şeyler âlem-i emre bağlanmış; maddî, cismanî, terkip ve tahlil hususiyetlerini haiz, müddete vabeste arzî ve semavî bütün nesneler de âlem-i halk çerçevesinde mütalâa edilmişlerdir.”3)
  • “Gözle görülebilen ve zâhir duyu organlarıyla hissedilebilen şehadet âlemi ki, âlem-i halk, âlem-i mülk, âlem-i madde, âlem-i cisim, âlem-i suret, âlem-i kesafet… gibi değişik ad ve unvanlarla yâd edilen ne kadar âlem varsa hemen hepsi bu âlemin birer fakültesi durumundadır.”4)
  • Âlem-i gayb ve âlem-i şehadet, âlem-i emir ve âlem-i halk birbirinden farklı unvanlarla anılsalar da bunlar iç içe âlemlerdir ve biri diğerinin zâhirî buudu, öbürü de berikinin bâtınî derinliğinden ibarettir. Ancak, sıfât ve esmâ-i ilâhiyenin, hatta şe’n-i Rubûbiyetin birer mahall-i tecellîsi ve farklı mertebede birer taayyün faslı sayılan bu âlemler tamamen birbirinden ayrı hususiyetler arz etmektedirler.”5)
  • Âlem-i emir yoluyla gerçekleştirilen bu kemalât bir mânâda, âlem-i halkla elde edilecek mevhibe ve pâyelere de bir mukaddime mahiyetindedir. Bunlardan birincisi vilâyet yolu, ikincisi de nübüvvet helezonu kabul edilegelmiştir. Aslında böyle bir mütalâadan vilâyetin nübüvvete hâdim ve basamak olduğunu da anlamak mümkündür: Veli sürekli bulmak, bulduğunda derinleşmek için yürür veya yükselir; nebi ise bulduğuyla başkalarını da buluşturmak için âlem-i emir ve âlem-i halkın birleşik noktasında durur, kesretten vahdete yollar vurur ve maddeden ruh dantelaları meydana getirir ki, büyük ölçüde onun davası, âlem-i emrin bütün hususiyetlerini ihtiva etse de tamamen âlem-i halka münhasırdır. Âlem-i emirden iman esasları mahfuz, İslâm’ın emir ve yasakları, Cennet nimetleri, Cehennem azabı, rü’yet süruru, yakınlarla münasebet lezzeti gibi hususların bütünü, enbiyânın temel mesajlarının özüdür ve hepsi de âlem-i halkla alâkalı konulardır.”7)

Dipnotlar

1)
M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul: Nil Yayınları, 2008, s. 223.
2)
A.g.e. 435.
3)
A.g.e. s. 538–539.
4) , 5)
A.g.e. s. 539.
6)
A.g.e. s. 609.
7)
A.g.e. s. 726.
alem-i_halk.txt · Son değiştirilme: 2024/08/03 14:13 Değiştiren: Editör