Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


fehim

Fehim

  • Anlayış. Mânânın zihinde yakalanıp idrak süzgecinden geçirilerek enfüse aktarılması.
  • Muhatabın lafzından mânâ tasavvur etme.1)
  • İlmin zahirî suretinden batınî sırrına intikal etme.
  • İlahî kelamı anlama ve bunun gereğini yerine getirme.
  • Fıkıh” ile müteradiftir (eşanlamlıdır). “Fakîh”, “derin fehim sahibi” anlamındadır.
  • “Eğer şu hikâye-i temsiliyedeki dekaiki fehmettinse, hakikati ona tatbik et. Mühimlerini ben söyleyeceğim; incelerini de sen istihraç et.”2)
  • “Kelâm-ı beliğ, ilim denilen çömleklerde pişirilen ve hikmet denilen büyük küplerde duran ve fehim denilen süzgeçle süzülen âb-ı hayat gibi bir mânâyı, zürefa denilen sâkiler döndürüp efkâr içer; esrarda temeşşî etmekle hissiyatı ihtizaza getiren kelâmdır.”3)
  • “İ’lem Eyyühel Aziz! Cenab-ı Hakk’a malum ve maruf ünvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkur olur. Çünki bu malumiyet, örfi bir ülfet, taklidi bir sema’dır. Hakikatı i’lam edecek bir ifade de değildir. Maahaza, o ünvan ile fehme gelen mana, sıfat-ı mutlakayı beraberce alıp zihne ilka edemez. Ancak Zat-ı Akdes’i mülahaza için bir nevi ünvandır. Amma Cenab-ı Hakk’a mevcud-u meçhul ünvanıyla bakılırsa, marufiyet şuaları bir derece tebarüz eder. Ve kâinatta tecelli eden sıfat-ı mutlaka-i muhita ile, bu mevsufun o ünvandan tulu’ etmesi ağır gelmez.”4)
  • “Avam-ı nasın fikirlerine göre ifade edilen Kur’ân-ı Kerim’in ince hakikatleri, ‘Et-tenezzülat-ı İlahiyyetü ila ukuli’l-beşer’ ile anılmaktadır. Yani insanların fehimlerine göre Cenabı Hakk’ın hitabatında yaptığı bu tenezzülat-ı İlahiyye, insanların zihinlerini hakaikten tenfir edip kaçırtmamak için İlahi bir okşamadır.”5)
  • “Dinde fakih (kavrayışlı) olmak ise, Allah’ın mümin kulunun kalbine, onunla görmesi için kandil gibi koyduğu nurdur. Bu nur, kafir ve münafıkta olmaz.”6)
  • Fehim seni Allah’a döndürür, seni O’na teşvik eder ve tevekkül ettirir. Çünkü Allah tarafından ihsan edilen fehim, sana içindeki ubûdiyet sırrını açar.”7)
  • “Kişinin gönlüne Allah rızasından bir parça konulmuşsa, Allah ona kendisiyle olduğunu ve ona ihsanda bulunduğunu bilmesi için bunun tadını tattırır. Allah’ın rızası ancak fehim ile olur. Fehim ancak nur ile gerçekleşir. Nur, ancak dünüv ile (yaklaşmakla), dünüv de ancak inayetle gerçekleşir. Bu kul inayet sahibi olunca onun için iyilik hazinelerinden bağışlar ortaya çıkar. Allah’ın yardımlarına ve nurlarına vasıl olunca, kalbi hastalıklardan kurtulur, selim bir idrakle imanın lezzetini tadar.”8)
  • “Kalb fehim ile aydınlandığında, ondan perde ve vehim kalkar.”9)
  • Fehim ifhamdan esheldir.” (Anlamak, anlatmaktan daha kolaydır).10)

Ayrıca Bakınız

Dış Bağlantılar

Diğer Diller

Dipnotlar

1)
Ali ibn Muhammed es-Seyyid eş-Şerif Cürcani, Tarifat: Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, tercüme ve şerh: Arif Erkan, İstanbul: Bahar Yayınları, 1997, s. 173.
2)
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 39.
3)
Bediüzzaman Said Nursî, Muhâkemât, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 67.
4)
Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevî-i Nûriye, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 119.
5)
Bediüzzaman Said Nursî, İşârâtü’l-İ’câz, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 119.
6)
Zafer Erginli, Metinlerle Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Kalem Yayınevi, 2006, s. 268.
7)
A.g.e. s. 240.
8)
A.g.e. s. 990.
9)
A.g.e. s. 1180.
10)
Bediüzzaman Said Nursî, Muhâkemât, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 83.
fehim.txt · Son değiştirilme: 2024/04/15 10:14 Değiştiren: Editör