“
Bast-ı zaman sırrıyla çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zaman-ı Miraç, bu hakikatın vücudunu ispat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mirac’ın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs’ati ve ihatası ve uzunluğu vardır. Çünkü, Miraç yoluyla beka alemine girdi. Beka aleminin birkaç dakikası bu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir. Hem, bu hakikate binaen, bazı
evliya bir dakikada bir günlük işi görmüş. Bazıları, bir saatte bir senelik vazifesini yapmış. Bazıları, bir dakikada bir hatme-i Kur’aniye’yi okumuş oldukları gibi, Risale-i Nur’un telifinde de bu
bast-ı zaman hakikati çok defa vukua gelmiş. Ezcümle: On Dokuzuncu Mektup yüz elli sayfadır. Üç yüzden fazla mucizatı, kitaplara müracaat edilmeden, ezber olarak, dağ, bağ köşelerinde dört gün zarfında her gün üçer saat meşgul olmakla, mecmüu on iki saatte telif edilmesi; Ramazan Risalesi kırk dakikada telif edilmesi; Yirmi Sekizinci Söz, yirmi dakikada telif edilmesi,
bast-ı zamanın vukuunu ispat etmiştir.”
4)